--Gözyaşı kumbarası

Konu, 'Şiir Cafe' kısmında shms tarafından paylaşıldı.

  1. shms
    Offline

    shms Yeni Üye Üye

    Kayıt:
    14 Eylül 2009
    Mesajlar:
    24
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Istanbul
    Gözyaşı kumbarası

    Önce bir sancıydı kasıkları inleten
    Sonra…
    Yürürken ayaklarım altından kayan zemin.
    Sevinmeyi geç öğrendim
    Düşmek kolaydı
    Koşarken daha mı cesur insan?
    Durun! Lütfen
    Çocuk kalmak istiyorum


    Sen gitmelisin ki bahar gelsin derdim kışa
    İncittiğimi unuturdum her seferinde…
    Her seferinde
    Eylül kokulu yaşlı zaman karşılardı beni.
    Sonra yüzüm, ellerim meğer soğuktan değilmiş.
    Geçmedi.


    Üşüyen ağaçların gölgesi de soğuk olurmuş
    Ne çok şeyin üstünü kapattık
    Oysa sen gidiyorsun diye
    Yaşlı bir bahar girer koynuma.
    Ar mıdır?
    Kâr mıdır?
    Düşünürümde düşümde gömleğim yırtılır sırtından

    Ağırlaşır içine düştüğüm zaman
    Bağırarak ağlamak gelir içinden susarım.
    Ve içimde kurulu seferi saat
    Göçebe bir umut bırakır
    Gidiyorsun değil mi?

    Sonra derin ifadesiz bakış
    Konacak dal arar
    Telaşın yandığım dünya
    Altmış yılın kısa bir Hulâsası
    Geride kalan beni gibi
    İçi sıkıntı dolu
    Gözyaşı kumbarası…
     

Sayfayı Paylaş