Bugün Google, hazırladığı eğlenceli doodle’la 14. yaşını kutluyor. Sadece 14 yıl önce ne doodle kavramını ya da Google’ın pratikliğini internet kullanıcıları bilmiyordu. Yahoo’nun ve Altavista’nın arama motoru pazarını yönettiği bir dönemde iki hayalperest öğrenci, internet sektörünü değiştirecek projelerini gerçeğe dönüştürdü. Garajda kurulan Google bugün milyarlarca dolar ciro yapan dev bir şirket. Bazı kullanıcılar için Google internet’le aynı anlama geliyor? Tarayıcınızı açtığınız zaman ilk girdiğiniz site genellikle Google oluyor. Çoğu kullanıcı bir internet sitesinin ismini tarayıcıya yazmak yerine Google üzerinden arama yaparak sayfaya ulaşıyor. Peki, bu dev 14 yıl önce nasıl zorluklar altında kuruldu? İşte Google kuruluş hikayesi.
Kavga Arkadaşlığı Doğurdu Günümüzde, genç girişimcilerin kurduğu milyon dolarlık fikirlere sahip internet sitelerine alışığız. Sadece genç girişimcilerin parlak fikirlerini dev fikirlere dönüştürmek için neredeyse tüm teknoloji firmaları, ödenekler ayırmaya başladı. Larry Page ve Sergey Brin, Google projesini başlattıkları zaman bu kadar şans değillerdi. Stanford Üniversitesi’nde okuyan ikili ortak bir arkadaşları tarafından tanıştırıldıklarında bir birlerinden hiç haz etmediler. Katıldıkları toplantılarda bu gerçeği itiraf etmekten çekinmeyen iki girişimci, ilk başlarda sık sık kavga eden iki okul arkadaşıydı. Bu kavgalar aslında ikilinin fantastik fikirlerini gerçeğe dönüştürecek yeni projeler doğurmasına neden oldu.
İnatlaşma İnternet Efsanesini Dönüştü Google’ın arkasındaki temel fikir 95 yılında Larry Page’in tüm Stanford ağını çok kısa sürede bilgisayarına indirebileceği iddiasından doğdu. İyi anlaşmasalar da Page bu projesi için Sergey Brin’in yeteneklerine güveniyordu. Page’in akademisyenlerden istediği süre dolmuş hatta iddianın üzerinden aylar geçmişti. Standord ağında bulunan tüm bilgilerin yüzde 50’sini bile indiremeyen Page ellerindeki verileri daha faydalı bir iş için kullanmaya karar verdi. İkili, 96 yılında BackRub adlı arama motoru için çalışmaya başladı. Page ve Brin, özel bir algoritma geliştirerek aranan bilgileri sadece keyword denilen kısa kelimelerle bulmayı hedefliyordu. BackRub, Brin’in yurt odasında hazırlanırken geliştirdikleri arama teknolojisi Stanford bilgisayar bölümü öğrencileri tarafından büyük beğeni topladı. Arkadaşlarından aldıkları ilhamla, iki girişimci okul hayatlarını arka plana atarak daha büyük projeler için çalışma kararı aldı. İkili pagerank sistemiyle aramaların daha uygun olacağını düşündü. Motor, siteleri araştırıp hızlarına ve içerik kalitelerine göre arama sonuçları getiriyordu. Böylece, Google’dan site aratan kişiler içi boş ve yavaş sayfalarla vakit kaybetmeyecekti.
Yahoo’yla İlk Çatışma Başlıyor 98 yılına gelindiği zaman Larry Page ve Sergey Brin arama motoru konusunda tecrübeli hale gelmişlerdi. Yine de ikilinin parasal problemlerini bu tecrübeler çözüm olamıyordu. İki girişimci pazardaki büyük firmalara fikirlerini satıp öğrenciliklerinde rahat edecek paralar kazanabilmek için yatırımcı arayışına gitti. Google’ı ilk önce piyasadaki yaygın arama motoru Yahoo’nun sahibi satmaya çalıştılar. David Filo’yu Google’ın ilk versiyonunu gösteren ikili istedikleri yardımı bulamaz. Filo, projenin iyi olduğunu söylerken elle tutulur sonuçlarla gelirlerse belki yardım edeceğini söyler. Son yıllarda, işleri kötüye giden Yahoo, Google tarafındn satın alınmak istese de şirket eski rakibine yatırım yapmayacağını açıkladı. İkili para problemini aşmak için, akrabalarından ve küçük esnaftan yatırım almaya çalışır. Topladığı para, aldıkları sabit disklerin borçlarını ödemeye bile yetmez. O dönem pek yaygın olamayan, karşılıksız yatırım (startup) alabilmek için şirketlerle görüşmeleri devam eder. Sun Microsystems’in kurucularından toplantı kopartabilen ikili Andy Bechtolsheim’e sistemlerini tanıtırlar. Sonuç Yahoo’yla toplantıdan farklı değildir. Bechtolsheim, Page ve Brin’in azminden etkilenir, ancak fazla vakti olmadığını söyler onlara yardım için 100 bin dolarlık bir çek yazar. Çeki yazarken ikiliye firmanın ismini sorar o anda ikilinin adına bir tek gözlük anlamına da gelen Google gelir. Google şirketi için 100 bin dolarlık yatırımları vardır ancak ortada bu isimde bir şirket yoktur.
Google Doğuyor İkili parayı alabilmek için yine yakın çevrelerinden para toplamaya devam eder. İlk yatırımcılardan biri olan İtalyan restoranın sahibi, yaptığı ufak yardım sayesinde bugün Google’ın kârlı hissedarlarından biri oldu. Restoran sahibi, iki girişimciye yardım ederken dolandırıldığını düşündüğünü itiraf etmekten çekinmiyor. Şirketi kuran ikili çeklerini olaylı geçen süreçlerin ardından tahsil eder. Aslında bu biraz komik bir başlangıç hikayesidir çünkü ikili şirketi kurmak için 100 bin doları tahsil etmek isterken toplamda 1 milyon dolarlık ufak yatırımlara sahip olur. Bir arkadaşlarının garajında kurulan şirket Google’ın efsanevi rahat ve eğlenceli ofisleri için de başlangıç olur. Garajda, çamaşır makinesi, jakuzi gibi fazla kullanılmayan araçlar vardı. İkili işe yeni aldıkları Craig Silverstein ile birlikte kod yazarken, bazen jakuziyi kullanırlar. Bazen de içerideki eşyalarla eğlenirler. Google’ın yeni yeni internet’te doğmaya başladığı 98, 99 döneminde teknoloji yazarları bu arama motorunu umut verici olarak tanımlar. Site hâlâ beta aşamasındadır, günde 100 bin arama sonucunu cevaplayacak bir alt yapısı vardır. 99 yılının ilerleyen aylarında, şirket ikinci ofislerine geçer. 8 çalışanı olan Google günde 500 bin aramaya cevap verebilmektedir. Slikon Vadisi’ndeki girişimleri sonucunda 25 milyon dolarlık ikinci yatırımlarını alan firma, bu parayı zekice projelerde kullanır.
Anasayfanız Çok Boş Google yatırımcılardan uzun süre hep aynı tepkiyi alır. İnternet reklamcılığının atılıma geçtiği 2000’lerin başında Google’ın anasayfasında bir logo ve kocaman beyazlıktan başka bir şey yoktur. Yatırımcılar, anasayfalarının çok boş olduğunu söyler ve Yahoo’dan örnek gösterirler. İnsanlar niye sizin sayfanıza girsin ki? Sizin anasayfanız çok boş, diyen yatırımcılara karşı ikili basit ve hızlı kullanım istediklerini belirtir. Google ellerindeki yatırım bütçesini bugün internet’i değiştiren reklam servislerini kullanmak için harcar. Reklam verenlere, balık tutar gibi müşterilerin sizi bulmasını beklemeyin, onları sizin masanıza biz getirelim derler. Fikir basittir, keyword denilen özel kelimelere göre reklam algoritması en uygun firma sonuçlarını tüketiciye gösterecektir. Cep telefonu hakkında arama yaptıran kişiye, Google cihazı satın alabilecekleri en uygun reklamları gösterir. Sayfaları kaplayan banner adlı reklamlar siteleri yavaşlatıyordu. Google rakiplerinden bu hızla sıyrıldı.
Yahoo Düşüyor Google Yükseliyor 2000 yılına gelindiği zaman Google, ümit veren bir siteden çok sektörde büyümeye çalışan teknoloji firması gibi hareket etmeye başladı. 40 kişiye yükselen çalışan sayısıyla Google ilk önce farklı dilerde yayın yapmak için kolları sıvadı. Yıl bitmeden Google 14 farklı dilde yayın yapıyordu. Yahoo haberler ve reklamlar yüzünden yavaşlarken Google giderek hızlanıyordu. 1 milyar arama sonucunu destekleyen Google’ın yanında Yahoo kullanıcılara yavaş ve doğru sonuç vermeyen bir platform olmaya başladı. En sonunda, Yahoo, Google ile anlaşma yaparak yeni rakibinin arama sonuçlarından faydalandı. Şu anda dünyanın en yaygın, reklam servisi olan adwords yine 2000 yılında hizmete girdi. Google’ı pazarda öne geçiren fikirse şu anda tarayıcılarda standart özellik haline gelen, arama çubuğunun yayınlanmasıyla oldu.