Yâr deyince kalem elden düşmüyorsa yâr değildir... yâr'dır ki, ölüme de götürür, yaşamın sırrını da verir titrek avuçlarında... yâr odur ki, ölür yaşamak için ve yaşar uğruna ölmek için.... oysa ki böyleydi sevda, çekilen bir kılıçtı kınından veya suya yazılan bir yazı ötelere giden bir yol.... yol'suz kaldık şimdi... çulsuzuz bu sevdadan yana... adımız sanımız okunmuyor şiirlere düşülen ezik bükük mısralarda... ya biz yoktuk, ya da biz hiç yazılmadık ve bir o kadar tanınmadık.... o kadar tanınmıyorduk işte... bütün kalabalıkların habersiz'liklerinin yabancı bakışları üzerimizde... gözüme bakıyorsun bilinmedik bir mekânda, en bilindik çekingenliğinle, bakma diyorsun.... öylesine bakılmadık bir sevdadayız şimdi... tellendirilmiş bir sigarayı titretiyor parmakların... bir de hüznün tellerini vuruyor gece yarılarında... ya ben'i düşünüyorsun, ya da ben'sizliği diyorum.. bıçağın her iki yüzü de keskin artık.. ne tarafa çevirsen bir yanını kesiyor buz kesmiş ben'li ve ben'siz yalnızlığın.. gece'yim diyorsun, kaybolup gidiyorsun dipsiz karanlıklarında.. uzatıyorum elimi, çekip çıkarmak istiyorum.. beni de kanatıyor yalnızlığın.. ya gel artık 'yalnız' benimle ol veya 'yalnız' kal ben'imle ol... bıçağın iki yüzüdür bu işte; yalnızlığın bir garip terennümü.. ve bir gölgedir artık bıçağın iki yüzü her lâhzâ adım adım peşinde yürüyen..... VE BİR ŞİİR DİLİME DOLANIR... Ey yar Aşkın dergahında sana Açtım ellerimi mevlaya Allaha ettigim her duada Seni diledim ey yar Dilimden dökülen her sözde Seni aradım gördügüm her yüzde Baharda,kışta,güzde Seni aradım ey yar Kışın anlamı kardır Bütün gittigim yollar sana varır Şiirlerler,şarkılar, fasıllar Her şey seni anlatır ey yar