Fotokopi belge ve Kürt açılımı!

Konu, 'Türkiye'den Haberler' kısmında cemali34 tarafından paylaşıldı.

  1. cemali34
    Offline

    cemali34 Aktif Üye Üye

    Kayıt:
    10 Ağustos 2009
    Mesajlar:
    166
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    "TÜRKİYE"
    Bir ay önce neyle uğraşıyorduk?

    Sözüm ona Türk Silahlı Kuvvetleri, Fethullah Gülen hareketini ve iktidarı bitirmek için bir eylem planı hazırlamıştı. Bu belge (!) de nasıl olduysa bir gazeteye sızdırılmıştı...

    Günlerce bu belge (!) tartışıldı.

    İktidar partisi, belgeyi (!) hazırlayanların bulunması ve yargılanması için suç duyurusunda bile bulundu.

    İktidar yandaşı bütün kalemler mal bulmuş gibi bu belge (!) üzerinden darbecilere (!) yüklenmeye başlandı.

    Sonra anlaşıldı ki...

    Belge fotokopi!

    Yine de pes etmediler...

    “Fotokopi olması, aslının olmadığı anlamınına gelmez” dediler.

    Ama aslını da bir türlü bulup, ortaya koyamadılar...

    O fotokopinin düzmece olabileceğini söyleyen herkesi de darbeci ilan ettiler!

    Sonuçta o belge (!) Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.

    “Belgenin (!) bizim davamızla bir ilgisi olmadığı anlaşılmıştır” denildi.

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yapacağı soruşturma nasıl sonuçlanır bilinmez ama...

    En azından şu anki tablo net:

    Demek ki birileri, yaklaşık bir ay boyunca bir bardak suda boşuna fırtına koparmış!



    ***


    Bu belge (!) olayı bitmişti ki; bu sefer “Kürt açılımı” yumağı atıldı önümüze...

    Her birimiz bir yanından çekiştirmeye başladık.

    Aslında her şey, bir Türk, bir ABD’li, bir de Kuzey Iraklı yetkilinin bir araya gelmesinden sonra başladı.

    Aynı günlerde İmralı da kendi “Kürt açılımı”nı 15 Ağustos’ta açıklayacağını duyurdu.

    İktidar harekete geçti ve Milli Güvenlik Kurulu üyesi bakanlar sık sık gizli toplantılar yaparak, “Kürt açılımı”nı oluşturmaya çalıştılar.

    Tam iktidarın “Kürt açılımı”nın şekillendiğini düşünmeye başlıyorduk ki; bu kez İçişleri Bakanı sivil toplum örgütlerinden ve siyasi parti temsilcilerinden görüş almaya başladı.

    Bu görüşlerin, hazırlanacak “açılım”da değerlendirileceğini müjdeledi...

    Yani...

    Ortada hazırlanmış bir “Kürt açılımı”nın olmadığını gösterdi!

    Böylece önce “zarf”ı hazırladıklarını, mektubu yazmayı ise sonraya bıraktıklarını itiraf etmiş oldu.


    ***


    Bu iki olayı neden mi aynı yazıda el aldım?

    Çünkü ilki nasıl sonuçlandıysa, ikincisinin de kaderinin aynı olacağına inanıyorum...

    Dikkat edin:

    “Diliyorum” demiyorum, sadece “inanıyorum” diyorum...

    Çünkü bu yöntemle bir sonuca ulaşılabileceğine ihtimal vermiyorum!


    ***


    Bu arada...

    Huzurevi ücretlerine yapılan zamdan sonra sokağa terk edilen yaşlıların ulaştığı sayıyı bilen ya da merak eden kimse var mı?



    ***



    GÜNÜN SORUSU

    Bir sorunun çözümü için doğru yolun bulunmasını isteyenleri, o sorunun çözülmesini istemeyenlerle aynı kefeye koymak haksızlıkların en büyüğü değil mi?



    ***



    İlginç bir ihale!

    TRT yönetimi bu yılın mart ayında ilginç bir ihale gerçekleştirdi. Bu ihalenin konusu, TRT’nin televizyon, radyo, internet ve teleteks yayınlarına ait tüm reklam zamanlarının üç yıl için satılmasıydı... İhaleyi kazanan şirket TRT’ye bir bedel ödeyecek, bunun karşılığında tüm reklam gelirleri onun olacaktı.

    Bu ihale gerçekten çok ilginç:

    Çünkü şartnamenin 6’ncı maddesi, “Bu ihaleye yalnızca kendisinden teklif istenen firmalar katılabilir” diye başlıyor.

    Böylece, Türkiye’nin en büyük kamu kuruluşlarından biri, daha en başından “serbest rekabet ortamı”na taş koyuyor.

    Bazı firmaları hiçbir gerekçe belirtmeden saf dışı ediyor. Sonuçta da; ihaleye davet edilen yaklaşık 15 firmadan sadece biri teklif veriyor ve ihaleyi kazanıyor.


    ***


    Umarım TRT yönetimi bu konuda bir açıklama yapar da yüreklerimize su serper!



    ***



    BÜYÜKANIT ARTIK KONUŞMALI (49)

    Sayın Yaşar Büyükanıt...

    Bakın tam kırk dokuz yazıdır size “Dolmabahçe’de ne konuşuldu? Bu konuşma neden ‘Asker-siyasetçi ilişkilerinde bir dönüm noktası’ olarak ilan edildi” diye soruyorum; yanıt vermiyorsunuz...

    Bari; konuşulanların “devlet meselesi” olup olmadığını açıklayın.

    Eğer devlet meselesiyse, söz; sorduğum bütün sorular için özür dileyeceğim.

    Mustafa MUTLU

    VATAN
     
  2. erdal05
    Offline

    erdal05 Yeni Üye Üye

    Kayıt:
    10 Aralık 2007
    Mesajlar:
    25
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    amasya
    yani ...kürtlerle ,türklerin el sıkışmaması için bin dereden su getiriliyor...
    komlo teorileriyle ..bu büyük açılım küçükmüş gibi gösteriliyor..
    güya bu açılım..bir takım ihaleleri gözden kaçırmak için yapılıyomuş...
    sayın vatan yazarı....bende biliyorum ki...doğuya barış gelirse siz aç kalacaksınız..bu yüzdendir fevaranınız....sen hala derin devletin borazancılığını yap...
    öle ya...ne şehit analarının gözyaşları senin umrunda...ne de kürt analarının gözyaşları..
     
  3. cemali34
    Offline

    cemali34 Aktif Üye Üye

    Kayıt:
    10 Ağustos 2009
    Mesajlar:
    166
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    "TÜRKİYE"
    Barış geldi diye hiç bir gazeteci aç felan kalmaz. Belliki şehit analarının gözyaşı umrında bu yazıyı yazdına göre. Kürt anaları için se çocuklarının tercihi terörist olmaksa nasıl yetiştirdiklerini düşünsünler.Bu maduriyet geri kalmışlık edebiyatıda bitsin artık. ankaranın dibinde benim köyüme 1995 de elektirik bağlanırken 1990 da gittğim güneydoğu köylerinin elektiriği yolu izi vardı.

    PKK bir amerikan projesidir.Daha 3 gün önce abd dışişleri bakanı anayasa mahkemesine sordu pkk ya yardım ve yataklık edersek suç olurmu diye. sen hiç bişey okuyup dinlemiyorsun sanırım. yandaş basında yazmaz bunlar. aç gözünü.
     

Sayfayı Paylaş