Lewis Wickes Hine objektifinden fotoğraflarla görsel olarak Sanayi Devrimi'nin toplumsal maliyetine dair bir çalışma. [FONT="]"FABRİKA SAHİPLERİ KİMSEYİ ZORLA ÇALIŞTIRMADI. SADECE, [/FONT] [FONT="]KENDİLERİNE ÖNERİLEN İŞİ KABUL EDENLERİ İŞE ALDILAR…[/FONT] [FONT="]ÇALIŞANLARIN TEK SIĞINABİLECEKLERİ YER FABRİKALARDI.[/FONT] [FONT="]FABRİKALAR TAM ANLAMI İLE ONLARI,[/FONT] [FONT="]AÇLIKTAN ÖLMEKTEN KURTARDI.”[/FONT] [FONT="]Ludwig von Mises (1881-1973)[/FONT] [FONT="]Ekonomist ve Filozof[/FONT] SANAYİ DEVRİMİ'ne KISACA BAKIŞ [FONT="]Avrupa’da sanayi devriminin sonucu geleneksel hayat tarzı değişmiş, insanlar köylerden sanayi kentlerine akın etmişlerdir. Kentlerin nüfusları görülmemiş bir şekilde artmıştır. Sosyal ve ekonomik ilişkileri de kapsayan yeni bir toplum yapısı oluşmuştur. Sosyolojinin gelişmesinde rol oynayan faktörlerin başında fabrika temelli sanayi ekonomisinin gelişmesi, kentlerin büyümesi, demokrasi ve siyasal haklar alanlarında yeni fikirlerin gelişmesi gelmektedir. Tarım toplumları ileri sanayi toplumları haline gelmiş, kentler oluşmuştur. Tarım toplumlarında görülen feodal yapı, yerini demokrasi, eşitlik ve özgürlük kavramlarının temel alındığı bir toplum modeline bırakmıştır.[/FONT] [FONT="]Sanayi öncesi dönemlerde üretim ve ev iç içe bir durumdaydı. Üretim daha çok el emeğine dayanıyordu. On sekizinci yüzyılın sonlarına doğru buhar gücünün icadı ile fabrikalarda daha büyük ve güçlü makinelerin çalışması imkânı doğmuştur. Bu gelişme, daha fazla işgücüne ihtiyaç duyulmasına yol açmıştır. Bunun üzerine köylerde yaşayan insanlar kentlere akın etmişlerdir. Üretim sistemindeki bu değişme, geleneği zayıflatmış ve aile yapısında yeni tarzların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Köylerdeki kalabalık aile modelinin yerini kentlerde çekirdek aile almış ve ev ile işyeri ayrılmıştır. Sanayileşme ile değişen aile yapısında, bireylerin statü ve rolleri de değişmiştir. Kadın da evin dışında, üretim sektöründe çalışmaya başlamış ve çocukların eğitimi, ailenin sorumluluğundan devletin sorumluluğuna geçmiştir. Çocuklar formal eğitim kurumlarında eğitim görmeye başlamıştır.[/FONT] [FONT="]Kentlerin büyümesi beraberinde birçok sosyal ve ekonomik problemler de getirmiştir. Çevre kirliliği, suç, evsizlik, trafik, yabancılaşma ve sosyal bağların zayıflaması bu problemlerin başında gelmektedir.[/FONT] [FONT="]Ekonomik gelişmeler ve kentlerin hızlı bir şekilde değişmesi, yeni siyasal fikirlerin de ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Kişi hak ve özgürlükleri, temel kavram olarak sosyal ve ekonomik politikaların merkezinde yer almaya başlamıştır. 1789 yılında gerçekleşen Fransız İhtilâli de siyasal ve sosyal geleneğin kırılmasında önemli bir rol oynamıştır.[/FONT] [FONT="]Fransız İhtilâli, büyük fabrikalar, kentlerin büyümesi ve bireycilik anlayışının yaygınlaşması ve insanların çevresinde olup bitenlere daha farklı bir yaklaşımla bakmalarına sebep olmuştur. Sosyal ve ekonomik değişmenin en fazla olduğu İngiltere, Fransa ve Almanya’da sosyoloji disiplini de başka ülkelere göre daha çok gelişmiştir.[/FONT] [FONT="]Fransız İhtilâli ve sanayileşme, başta Batı Avrupa’da ve diğer yerlerde ekonomik, sosyal ve siyasal değişmeleri de beraberinde getirmiştir. Bilimsel ve teknolojik gelişmeler, tarım toplumlarını sanayi toplumlarına dönüştürmüştür. El emeği ile yapılan işler, yerini fabrikalarda makineler ile yapılan işlere bırakmıştır. Üretim ve nakliyede yeni yöntemler, ev ile üretim yerinin ayrılmasına sebep olmuştur. Artık insanlar doğdukları yerleri terk ederek eğitim almak ve iş bulmak gayesiyle başka yerlere göç etmiştir. Kadınlar da üretime doğrudan katılmışlardır. Böylece kadınların sosyal statüsü de değişmeye başlamıştır. Küçük işletmelerin yerlerini geniş ortaklıkların kurduğu büyük işletmeler ve fabrikalar almıştır. (Halil İbrahim Bahar 2009 usak yayınları sf 7-8)[/FONT]
