En İyisini Seçmekte Zorlandığımız Seri Oyunları

Konu, 'Play Station-PSP Bölümü' kısmında Mehmetkarahanlı tarafından paylaşıldı.

  1. Mehmetkarahanlı
    Offline

    Mehmetkarahanlı Süper Üye Üye

    Kayıt:
    16 Kasım 2014
    Mesajlar:
    593
    Beğenilen Mesajlar:
    76
    Şehir:
    ESKİŞEHİR
    En İyisini Seçmekte Zorlandığımız Seri Oyunları

    Hangi seri hangi oyunla hafızamıza kazındı? Gelen gideni arattı mı?

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !

    Ezio vs Altair



    Oyun dünyasının tartışmayı çok sevdiği ve tartışırken tüm geçmişi didik didik ettiği konulardan birine daha geldik. Yıllardır takip ettiğimiz “1, 2, 3, 4…” diye giden aynı isimli oyunlar var ya, konumuz onlar bu kez. Seri oyunları zamanla türlü türlü şekil aldı, yapımcıları ve tasarımcıları kadrodan ayrıldı, hatta firmaları bile değişti ama biz onları tren gibi arka arkaya sıraladığımızdan olsa gerek, sürekli kıyaslayıp duruyoruz tarihiyle işte. Bu arada, seri oyunlarının en iyi ve en kötülerini karşı karşıya getirme çabasında değilim. Kitleyi ikiye bölenlerin peşine düşüyoruz bu kez. Aralarından hangisinin daha iyi olduğunu asla kestiremediğimiz, bir masada toplanıp “Hayır abi, bu daha özeldi diğerinden, bence bu!” diyen birilerinin mutlaka olduğu, bitmek bilmeyen o muhabbete dalalım o halde.
    Gelen gideni aratır mı, aratmaz mı orası muamma ama söz konusu seri oyunlarıysa sadece tek bir favori asla olmuyor. İyi ki de olmuyor.

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !

    Far Cry 3
    Far Cry 1 vs Far Cry 3

    Far Cry ilk çıktığında onu bağrımıza basmamız için çok fazla sebep vardı. Açık dünya haritası, olağanüstü güzelliklerle donatılmış mekanları ve sunduğu 2004 yılının ilerisindeki FPS sistemiyle bizi zaten tavlayacaktı ama biz onu ilk önce Crytek firması yüzünden sevdik. Crytek, bir Alman firması gibi görünse de kurucuları bizim “Yerli Kardeşler” dediğimiz üç Türk’tü ve dikkatimizi elbette çekecekti. Çekti de. Masmavi gökyüzü, su efektleri, kontrollerinin süperliği derken o ilk Far Cry’da neler hissettiğimizi hiç unutmadık, öyle değil mi? Crytek’in CryEngine’i de en sevdiğimiz oyun motoru oldu.
     
  2. Mehmetkarahanlı
    Offline

    Mehmetkarahanlı Süper Üye Üye

    Kayıt:
    16 Kasım 2014
    Mesajlar:
    593
    Beğenilen Mesajlar:
    76
    Şehir:
    ESKİŞEHİR
    Far Cry 3’ün sinematiği ilk devreye girdiğinde egzotik adalara tatile giden genç arkadaş grubuyla tanışmıştık ve Rook Adaları ister istemez bize o ilk Far Cry’ı anımsatmıştı. Adada mahsur kalanları kurtarmak ve hayatta kalmaya çalışmak size ne kadar garip geliyorsa şu an, kontrol ettiğimiz karaktere de o kadar garip geliyordu ve hayatta kalmaya çalışma dürtüleri her saniye hissediliyordu. Haritanın ne kadar büyük olduğundan, bitki, hayvan ve araç çeşitliliğinden bahsetmeme gerek yok. Yeni çıkmış olan Far Cry 4’ün onlarca sorunla piyasaya sürülmesinden sonra Far Cry 3 hala hepsinden bir adım ileride galiba.
    Far Cry 2 mi? Oyumu asla Afrika’nın renksizliğinden kullanma yanlısı değilim ama çoğunuzun sırf içinde barındırdığı arkadaşlık hikayesi yüzünden onu da bağrınıza bastığınızı biliyorum.

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !

    Assassin's Creed

    Assassin’s Creed 1 vs Assassin’s Creed 2

    Ubisoft’un henüz “En Kötü Firma” ödülünü almadığı yıllarda imzasını attığı en iyi şeylerden biri de böyle bir seriye girişmekti. Oyun dünyasının tarih öğretmenleri olan Assassin’lerin maceraları şu an AC: Unity ile Paris kıyılarında devam ediyor ama özellikle Assassin’s Creed III sonrası yaşadıkları düşüşü halen önleyebilmiş değiller.
    AC: I, grafiklerini ve oynanılabilirliğini göz önüne aldığımızda serinin en sıradan oyunlarından biriydi. Aynı tarz görevler ve mekanların tasarımı da şimdi düşününce burun kıvıracağımız gibiydi ama Assassin’s Creed söz konusu olduğunda kitleyi ikiye bölen oyunların biri hala ilk oyun olarak göze çarpıyor. Sebebi mi? Altair. Serinin sunduğu şunca oyun içinde, 12. yüzyıl Orta Doğusunda ilk karşımıza çıkan bu adam kesinlikle en bilge olanıydı. Hikayesi öyle güzel yazılmıştı ki, seri boyunca adı her geçtiğinde, Altair’i tanıma fırsatı yakalayan herkesin yüzünü gülümsetmeyi başardı. Onun hikayesiyle başlayan herkes, bugünlerde serinin ilk oyunlarını mumla arıyor zaten.
     
  3. Mehmetkarahanlı
    Offline

    Mehmetkarahanlı Süper Üye Üye

    Kayıt:
    16 Kasım 2014
    Mesajlar:
    593
    Beğenilen Mesajlar:
    76
    Şehir:
    ESKİŞEHİR
    AC:II ise fizikler, mekanlar ve yeni sistemler olarak oyunu yepyeni bir boyuta taşıyordu. Venedik, İtalya, Floransa ve Vatikan derken o yılların İtalyasının her sokağında gezmekten çok keyif aldığımı hatırlıyorum. Yeni Assassin’imiz bu kez Ezio’ydu ve çok yetenekliydi. Ezio’nun birçok şeyi Altair’in öğretilerine borçlu olduğunu da hatırlatmakta fayda var. Ezio belki intikam peşinde olan bir adamdı ama AC:II bize bir karakteri ve bir ülkeyi derinlemesine tanımayı öğreten ilk oyunlardan biriydi.
    AC serisi biraz Ezio’cular ve Altair’ciler olarak ayrılıyor aslında. Ezio’yu seven herkes devamında gelen Brotherhood ve Revelations’ı da sevdi. Ezio gittiğinde ise bana sorarsanız AC serisi bir daha hiç eskisi gibi olmadı. Zaten oyunu yapan ekipte de yaprak dökümü başladı ve kimsenin Connor gibi bir adamı Assassin’den saydığına inanmıyorum. Çocukluğunu bildiğimiz için herhalde...

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !

    Gran Turismo

    Gran Turismo 2 vs Gran Turismo 5

    Çok riskli bir seri hakkında açıklama yapacağımın bilincinde olarak Gran Turismo konusuna da değinmek gerektiğini düşünüyorum. Söz konusu yarış simülasyonuysa bir Grand Prix Legends kafa ayarına belki gelemedi veya o kadar tarih kokmuyor ama Gran Turismo da 17 yıldır piyasada ve PlayStation konsolunu en çok seven serilerin başında geliyor.
    Gran Turismo 2, PlayStation 1 konsoluna çıktığında yıl 1997’ydi ve ilk oyun 10 milyon satış rakamına ulaştıktan sonra kitlesi serinin devamından çok umutluydu. Nitekim öyle oldu ve Gran Turismo, PlayStation 1 konsolunun tepesinde en çok vakit
    geçirdiklerimizden biri oluverdi. O dönem için en fazla araç sayısına sahip oyunlardan biriydi ve 650’den fazla araça ev sahipliği yaptı. Pist sayısı ise 27’ydi.

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !



    Gran Turismo 5 ise bir öncekinden tam beş yıl sonra, PlayStation 3 konsolunda gördüğümüz ilk GT oyunuydu. 16 kişiye kadar desteklenen online yarış modu, 1000’den fazla farklı aracı, 27 farklı bölgedeki toplamda 71 pistiyle elbette alkışlanarak karşılanacaktı. Daha da önemlisi, seri içinde Dünya Ralli Şampiyonası, Super GT ve NASCAR lisansları da resmi olarak ilk kez burada kulanıldı. Red Bull Racing takımının başındaki isim İngiliz Adrian Newey de GT5’in teknik danışmanlarından biriydi ve GT5 için tasarladıkları Red Bull X2010 aracı “Pistte olabilecek ve ayaklarınızı yerden kesebilecek en iyi araç nasıl görünürdü ve hissettirirdi?” mottosundan yola çıkmıştı. GT5’in getirdiği en önemli şey ise GT Academy sistemi. Dünya üzerindeki en iyi GT5 oyuncularının geçtiği testler sonrası kazananlar belirleniyordu ve bu kazananlar daha sonra Le Mans 24 Saat yarışında boy gösterecek kadar iyi pilot statüsüne ulaştılar.
    GT6 mı? Kesinlikle kötü veya eksik diyemeyiz ama Gran Turismo serisinin 15. yılı kutlamalarına yetiştirilmesi için biraz erken çıktı.
     
  4. Mehmetkarahanlı
    Offline

    Mehmetkarahanlı Süper Üye Üye

    Kayıt:
    16 Kasım 2014
    Mesajlar:
    593
    Beğenilen Mesajlar:
    76
    Şehir:
    ESKİŞEHİR
    Silent Hill 2 vs Silent Hill 3

    Söz konusu korku olunca neyin daha iyi olduğuna karar vermeyi bırakın, hangisinin daha derin olduğuna bile karar vermek zorlaşıyor; çünkü işin içine korku duyusu girdiğinde senaryo ve karakterler de herkesin zihninde farklı bir yer ediniyor. Döneminin en iyi serilerinden biri olan Silent Hill’de de bu durum geçerli. İki oyunun müzikleri dahi birbirinden güzel, albümleri ancak arka arkaya çalınca içinize siniyor. Ayrı ayrı gitmiyor.
    Konami ve Silent Team’in yıllarca uğraşıp her seferinde takdir edilecek bir oyuna imza attıkları seride altın kupayı Silent Hill 2’ye vermek, bana sorarsanız şahane olur. Oynadığınız sürece sizi Silent Hill’in o puslu sokaklarında endişe içinde yürüyormuşsunuz gibi hissettiren atmosferi ve rahatsız eden konusuyla çıktığı yılın en çok yankı uyandıranlarından biri olmuştu. Psikolojik olarak zorluyor oyun, başından kalksanız bile uzunca bir süre o huzursuzluk bir türlü basıp gitmiyor ve her seferinde başına dönmeniz için de öyle güzel sebepleriniz var ki. Oyunun beş farklı sonu bulunuyor ve bütün sonları bitirdiğinizde aktif olan bambaşka bir son daha devreye giriyor. James’in ölü karısının yolladığı mektuba kaç kere baktınız? Pyramid Head’e kaç kez küfür ettiniz? Kendisi de oyun dünyasının en rahatsız edici kötü karakterlerinden bu arada. Bilen bilir.

    Gizlenmiş İçerikGörmek İçin Foruma Giriş Yapınız. !

    Silent Hill 3

    Korku ve gerginlik söz konusuysa Silent Hill 2, Silent Hill3’e birkaç gol atar ama SH3’te ana karakterin yaşadıkları ve bize yaşattıkları daha az korku ama daha çok trajedi olarak aklımıza kazındı. Heather Mason vardı bir kere, talihsiz zavallıcık. Artık 17 yaşındaki Heather olarak karşımıza çıkan o ilk oyundaki bebek, rahminde Tanrı’yı taşıdığına inanan tarikat üyesi bir kadının onun peşinden koşmasıyla beladan belaya sürüklenir. Kendisi de pek normal değildir zaten, tarikatteki kadının o cenini uyandırmaya çalışmasıyla sürekli kötü şeyler görmektedir.
    Konu böyleyken kanlı odalar, karanlık koridorlar, hayaletlerle dolu sokaklar sizin de kabusunuz olmak için can atıyordu ve olay kurgusundan Heather’a bir şey olmasın triplerine girdiğiniz anda uykusuz saatler de beraberinde geliyordu. Sonraları filmi de çekildi bu serinin, Heather’ı görmek isteyenler ona da bakabilirler.
     

Sayfayı Paylaş