eLini vermiyor hαyαt

Konu, 'Şiir Cafe' kısmında LeyL tarafından paylaşıldı.

  1. LeyL
    Offline

    LeyL
    Yetkili
    Emekli Admin

    Kayıt:
    13 Şubat 2007
    Mesajlar:
    3.089
    Beğenilen Mesajlar:
    1
    Şehir:
    İstanbul-Mersin
    Yerde kıvranan kalbimin üstünde dansediyor acılar
    koparıp göğsümden yerlere fırlattığım kalbimin
    kimse dönüp bakmıyor
    görmüyor ateşler içinde kıvrandığını kalbimin
    eğilip almıyor ateşler içinde
    yanıyor kalbim!

    kalbim ahhh!!!

    Yaprakları acılı rüzgarlada ürperen
    yorgun bir dağ lalesiyim bir yol başında
    yaralı ceylanların gözlerinde inliyor bedenim
    ruhum bir cellâtınki kadar soğuk ve tedirgin
    kirli bir hayatın karanlık odalarında
    mil çekiliyor gözlerime
    kör oluyorum!
    dost bildiklerim hançerini saplıyor göğsüme
    yaralanıyor canevim
    kan damlıyor her yerimden
    yüreğimden
    ellerimden
    gözlerimden
    dudaklarımdan...

    ahhh!!!

    Zifir karası gecelerin acısı zaptediyor ruhumu
    kalbimin en ince sızısından vuruyor hayat
    ne güneş ısıtıyor üşüyen anılarımı artık
    ne de insanlardan kaçıp sığındığım tenhalar
    çıkmaz sokaklarda yitirdim yolumu, şaşkınım
    şimdi yüreğim çırpınan yaralı bir kuş gibi çaresiz
    kış kadar soğuk bedenim şimdi
    param parça her yerim
    bir ihanet sisinde yitirdim herşeyimi
    yıldızlar göz kırpmıyor , ay küs
    sisli geçen her gecenin ardından yağmuru bekliyorum

    Ah!!! Diyorum,
    keşke bende duygusuz yaşamayı becerebilseydim
    yalanlar sıralayabilseydim, yalanların ardından
    aç çocukların gözlerine bakıp utanmasaydım
    yanmasaydım bu kadar dünyanın acısına
    gözlerime perde çekip, unutabilseydim her olup biteni
    ihanetlere incitmeseydim yüreğimi bu kadar

    Ey ömrüm ödedim borcunu acıların, azad eyle beni
    anladımki söz geçmiyor yüreğe tufandan sonra
    bağışlamıyor hayat yüreğiyle oynayanı
    el yordamıyla yürüyorum şimdi yürüdüğüm yerde
    yalanlardan örülmüş bir duvarın kenarından tutunarak,
    onurlulara mahsus acılı taşlara yürüyorum...
    bir sümüklüböceğin kabuğunu sürüklediği çaresizlikle
    sürüklüyorum bölük pörçük hayatımı ardımdan.

    Ey kalbe saplanan hançer
    ey ciğere işlenen kurşun
    bu yürek artık ağlamamalı,
    yanmamalı acılara bu kadar
    ağır geliyor onurlu bir ömrün çekilen yükü
    bir yanım deniz, bir yanım uçurum, bir yanım ateş
    yalnız bir yolcuyum meçhule giden dümensiz bir gemide
    gözlerimde kaç bin yıllık ah!
    yüzme bilmediğini bile bile denize atıyorum kalbimi
    alıp götürsün diye upuzun yanlızlıklara dalgalar

    Yorgun bir dağ lalesinin hazin hikayesi hayatım
    yaşama sevincimi yıllar önce
    çiçekleri çiğnenen bir bahçede yitirdim
    ağrılar içindeyim şimdi ah! mavi kuş
    yorgunum, bitkinim, dargınım!
    elini vermiyor hayat!
    bir uçurum kenarında
    ha düştüm düşeceğim

    her gece bir yıldız kayıyor gözlerimden
    yüreğimden bir dilek sönüyor her gece
    bu yüzden hep yetimdir bir yanım
    bir yanım aşka ve acıya ayarlı

    enkaz oldum, toz oldum, duman oldum
    "ben bu kahrı çeke çeke yoruldum"
    kara bir dumanla boğuluyorum şimdi
    şimdi kara gecelerin kör kelebeği gözlerim
    karanlıklar içindeyim dipsiz bir kuyuda
    dolunay
    bulutların arkasından
    bakar
    bakar
    darılır...

    ben
    dolunaya
    bakar
    bakar
    utanırım...


    ' aLıntı
     

Sayfayı Paylaş