Kabr-i şerîfi Kırşehir de bulunan büyük velîlerden Mîrim Halvetî hazretleri, bir sohbetinde; - Ağız haram yemez ve yalan söylemezse, o ağızla yapılan dua kabul olur, buyurdu. - Ya haram yerse? dediler. - Haram yiyenin, kırk gün duası kabul olmaz. Tıbben de kan değişimi kırk günde tamamlanır vücutta. Ne çekiyorsak dilimizden çekiyoruz. Şöyle devam etti: - Nefsini seven ve onun her istediğini yerine getiren kimse, büyüklerin nasihatinden istifade edemez. - İstifade etmenin alâmeti nedir efendim? - İstifade eden, kimseye yük olmaz. Bilakis herkesin yükünü çeker ve bundan zevk duyar. Kabınızı açık tutun! Bir gün de; - Büyüklerin sohbetinden, herkes ihlâsı nisbetinde istifade eder, buyurdu. - Nasıl yâni? dediler. - Güneş, herkese aynı parladığı halde insanın yüzünü yakıp karartır, çamaşırlarını ise beyazlatır, öyle değil mi? - Evet efendim. - Bunun gibi biberi kızartınca acılaştırır, elmayı kızartınca tatlılaştırır. - Gerçekten öyle. - Yağmur da her yere aynı yağdığı halde, açık ve müsait kaplar dolar, kapalı ve delik kaplar boş kalır. Öyleyse kabı açık tutmalı ve deliğini kapatmalıdır. - Bu nasıl yapılır ki hocam? - Nefsinden nefret edenin kabı açılır. Haramlardan sakınıp, gurur ve kibirden kaçınanın kabının deliği kapanır ve o kaba rahmet dolmaya başlar. Ve ekledi: - Böyle olan insanı herkes sever. Yanına gelen, rahatlar. Öyle ki, hararetten yanan bir kimsenin, serin su içerek ciğerlerine kadar serinlemesi gibi ferahlık duyar. Dua, belâyı önler Bir gün de; - Kardeşlerim, Lâ havle velâ kuvvete illâ billahil aliyyil azîm duasını okumak, gelecek olan belâ ve musibeti geri çevirir, buyurdu. - Belâ gelmişse? dediler. - Gelmiş olan belâ ve musibetin kalkması için İstiğfar etmek lâzımdır. __________________ İnsan değil artık bir insanın sırdaşı Ya avluya inen kuş, Ya saksıda tutsak toprak, Ya da solgun fotoğraflar Yaşamak, Yaşamak uzun soluklu bir intihardır şimdi Ve en güzel hüviyet bir mezar taşı...