İsviçre'deki minare yasağının yankıları sürüyor. Yeşiller Partisi Eş Başkanı Claudia Roth referandumu sert bir dille eleştirerek, ''Bu oylamayla din özgürlüğü ayaklar altında alınıyor'' dedi. Avrupa Konseyi'ne göre din hürriyetine saldırı... Kuzey-Ren Vestfalya eyaletinin Uyum Bakanı Armin Laschet, yaptığı yazılı açıklamada, Almanya her 4 kişiden birinin göçmen kökenli olmasından dolayı din ve kültür ile uyum arasındaki bağlantının iyi bir şekilde anlaşılması gerektiğini belirterek, ''Bizim göç toplumunda dinlerin ve kültürlerin çeşitliliği çok, bundan dolayı dinler ve kültürler arası diyalog çok önemli'' dedi. Din özgürlüğü ve temel hakların İsviçre'de olduğu gibi halk oylamasına götürülemeyeceğini ifade eden Laschet, ''Almanya'nın bazı bölgelerinde kilise üyeleri azınlıkta. Burada pazar günü çan çalınmasıyla bir oylama yapılsa sonucu nasıl olur?'' ifadelerine yer verdi. İsviçre'deki sonucun Müslüman derneklerin dinlerini anlatmaları gerektiğini gösterdiğini belirten Laschet, ön yargıların sadece açıklıkla giderebilineceğini kaydetti. Yeşiller Partisi Eş Başkanı Claudia Roth da referandumu sert bir dille eleştirerek, ''Bu oylamayla din özgürlüğü ayaklar altında alınıyor'' dedi. Almanya'da da İslam ile ilgili korkuların ve İslam'a karşı düşmanlığın bulunduğunu ifade eden Roth, Federal Aile Bakanı Kristina Köhler'e, "İslam fobisine" karşı çaba sarf etmesi çağrısında bulundu. Yeşiller Partisi Federal Meclis Üyesi Jerzy Montag da İsviçre'de ortaya çıkan sonuca kızdığını, aynı zamanda üzüldüğünü, "Alman anlayışına göre bunun din özgürlüğüne müdahale anlamına geldiğini" belirtti. Alman Katolikleri Merkez Komitesi Başkanı Alois Glück de Deutschlandfunk radyosuna yaptığı açıklamada, İsviçre'de insanların bir arada yaşamasına zarar veren bir havanın oluşturulduğunu belirtti. Büyük camilerin yapıldığı yerlerde bazen sorunlar yaşandığını ifade eden Glück, ''Almanya'da camilerin inşası din özgürlüğünün bir ifadesi. Almanya'da yaşayan Müslümanların büyük bölümünü bizim değerlerimizi paylaşıyor'' şeklinde konuştu. Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi Başkanı Ayyüb Axel Köhler, sonuçtan dolayı Avrupa'da İslam düşmanlığının büyümesine karşı uyarıda bulundu, bu oylamanın minarelerle ilgisi olmadığını, gizli İslam düşmanlığıyla ilgisi bulunduğunu belirtti. ''Almanya Kültürlerarası Konseyi'' Başkanı Jürgen Micksch de İsviçre'dekli oyalamayı felaket olarak nitelendirdi ve Müslümanlara karşı bir ırkçılık olarak değerlendirdi. BM İNSAN HAKLARI YÜKSEK TEMSİLCİSİ PİLLAY: "AYRIMCILIK" BM İnsan Hakları Yüksek Temsilcisi Navi Pillay, İsviçre'de yeni minarelerin yapılması yasağının ayrımcılık olduğunu belirtti. Yasağın, İsviçre'nin insan haklarıyla ilgili yükümlülükleri konusunda uluslararası hukukla çelişebileceğini söyleyen Pillay, referanduma götüren "yabancı düşmanlığını kışkırtan kampanyaları" ve bunun "derinden bölücü" neticesini kınadığını kaydetti. İsviçre'de milliyetçi partilerin desteğiyle, yeni minarelerin inşasının yasaklanması için önceki gün düzenlenen referandumda yasak kararı oyların yüzde 57,5'iyle kabul edilmişti. AVRUPA KONSEYİ: DİN HÜRRİYETİNE SALDIRI Avrupa Konseyi Irkçılık ve Hoşgörüsüzlükle Mücadele Komisyonu, İsviçre'de minare inşaatının yasaklanmasını "din hürriyetine saldırı" olarak nitelendirdi. Yasak kararının Müslümanlara ayrımcılık yapılması sonucunu doğuracağı uyarısında bulunan Komisyon, minare konusundaki referandumun "insan haklarını ayaklar altına alan bir girişim sonucu" düzenlendiği ve sonucun Müslümanlar hakkındaki peşin hükümleri artırmaktan başka işe yaramayacağı yorumunu yaptı. Komisyon, İsviçreli yetkililerin, "referandumun yol açacağı sonuçları dikkatle izlemelerini ve insan haklarına ve uluslararası hukuka uygun çözüm bulunabilmesi için ellerinden geleni yapmalarını" istedi. İsviçre'de yapılan referandumdan minare yasağına yüzde 57,5 oranında oy çıkmıştı. Irkçılık ve hoşgörüsüzlükle ilgili sorunları değerlendiren Komisyon, her ülke için ayrı rapor hazırlayıp tavsiyelerde bulunuyor.