Kadınlarda gebelik ve doğum sonrası pelvik tabanda yetmezlik, rahim ve idrar torbası sarkmalarının ardından görülen idrar kaçırma sorunları utanma ve sıkılma duygularıyla gizleniyor. Kadınların tam hayatın keyfini çıkaracakları dönemlerin de hayatlarını kabusa çeviren bu sorun hakkında Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr.Ayşe Duman önemli noktaların altını çiziyor... Kadınların en rahat geçirecekleri, ikinci baharlarını yaşayacakları 40’lı 50’li yaştan sonra ki dönemlerin en sıkıntılı işi idrar kaçırma, bezle dolaşmadır. Kadının, her anlamda keyfini yaşamaya başlayacağı bir dönem aslında bu yaşlardır. Çocuklar büyümüş, sorumluluklar azalmıştır. Bu dönemde haklı olarak çoğu kadın bahar keyfi yaşamak ister. Anneannelerimiz, ninelerimiz, abdestlerini tutup ibadetlerini gönül rahatlığı ile yapmak istiyor. Anneannelerimiz, ninelerimiz, abdestlerini tutup ibadetlerini gönül rahatlığı ile yapmak istiyor. Aslında sosyal hayatın rahatlıkla yaşanabileceği bir yaşam döneminde, idrar kaçırmadan dolayı kadınımız evden çıkamaz hale geliyor. İdrar kaçırmaya neden olan idrar kesesi sarkması arttıkça idrar kesesini rahat boşaltamamaya bağlı olarak böbreklerde sorunlar, hatta diyalize kadar gidebilen böbrek hasarları oluşabiliyor. Bu dönemde eşiyle kumrular gibi koklaşmak, torunlarıyla keyifle ilgilenmek varken kadınımız, sosyal yaşantısını tuvaletten arta kalanlar şeklinde planlıyor. Asıl sorulması gereken bu kaçınılmaz bir süreç midir? Kendimizi bu sorunla yaşamaya mı adapte etmeliyiz, yoksa ? Tabii ki her derdin dermanı olduğu gibi bununda var. Öncelikle risk faktörlerini ortadan kaldırmalıyız. Nedir bunlar? Karın içi basıncı arttırılıp pelvik taban kaslarını aşağıya doğru esneten Kronik öksürük ( en baştaki neden sigara kullanımı) kronik kabızlık, pelvik taban kaslarında zayıflığa neden olan yetersiz beslenme, iri bebek doğurma, uzamış/ zorlu doğum yapma ve sedanter bir hayat sürmedir. Çay bahçesinde çalışmış Karadeniz kadını idrar kaçırmıyor Meslek hayatımda gördüğüm, Karadeniz de yaşamış, o dimdik çay bahçelerinde çalışmış kadınımız, 9-10 tane doğum yapmasına rağmen pelvik tabanları inanılmaz güçlü olduğudur. İdrar kaçırmayı engellemek için asansör kullanmayın Bu gerçekler bize “işleyen demir pas tutmaz’’ sözünü hatırlatıyor. Bir kasın güçlenmesi ve işlevini iyi yapmasını istiyorsanız onun çalışmasını sağlamalısınız. Tabii ki bu demek değil ki idrar kaçırmak istemiyorsanız çay toplayın. Ama aktivitelerinizi arttırmak adına en azından birkaç duraklık mesafelere yürüyerek gidin, asansöre binmeyin, mümkün oldukça düzenli spor yapın, özellikle pelvik kaslarını güçlendirici KEGEL egzersizlerini mutlaka yapın. Tüm önlemlere rağmen idrar kaçırma yaşantınızı etkiliyorsa gerekli cerrahi müdahalelerden kaçınmayın. Tüm önlemlere rağmen idrar kaçırma yaşantınızı etkiliyorsa gerekli cerrahi müdahalelerden kaçınmayın. Günümüzde idrar torbasını çok konforlu bir şekilde toparlayacak cerrahi teknikler mevcut. Cerrahiden korkup, 2. baharınızı kara- kışa çevirmenize gerek yok. Sezaryen idrar torbası sarkmalarını engellemiyor. Sezaryen idrar torbası sarkmalarını engellemiyor İdrar kaçırmayla ilgili altını çizmek istediğim bir diğer konuda, sırf bunları yaşamamak adına sezaryenle doğum yapmak doğru bir yaklaşım değil. Zira sadece doğumun kendisi idrar kaçırmaya yol açmıyor. Gebelikte oluşan değişimlerle pelvik kaslarda zorlanma ve gevşemeler meydana geliyor. Bu gevşemeleri arttıracak ek risk faktörleri yoksa ve uygun egzersiz programı, doğru beslenmeyle dokular hasar görmeden toparlanabiliyor. Bu anlamda genital organlarım zarar görmesin, sarkmalar olmasın düşüncesiyle gereksiz bir şekilde sezaryenin risklerini üstlenmenin bir anlamı yoktur. Zira sezaryenle doğum yapmış hatta hiç gebelik geçirmemiş kadınlarda bile pelvik taban yetersizliği ve beraberinde idrar kaçırma olabiliyor.Son söz olarak; mesane boynunu asmamız gerektiği durumlarda uyguladığımız cerrahi tekniklerde yüz güldürücü sonuçlar alıyoruz. Ameliyat sonrası hastamızın rahatça tuvalete gittiğini, idrarını kaçırmadığını görmek hem hastamız, hem bizim için mutluluk kaynağı oluyor.