35. YAŞ Yaş otuz beş yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı, ne var Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz Ya gözler altındaki mor halkalar Neden öyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resmime baksam ben değilim. Nerde o günler, o şevk, o heyecan Bu güler yüzlü adam ben değilim; Yalandır kaygısız olduğum yalan. Hayâl meyâl şeylerden ilk aşkımız; Hatırası bile yabancı gelir. Hayata beraber başladığımız Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir, Gittikçe artıyor yalnızlığımız. Gökyüzünün başka rengi de varmış! Geç farkettim taşın sert olduğunu. Su insanı boğar, ateş yakarmış! Her doğan günün bir dert olduğunu, İnsan bu yaşa gelince anlarmış. Ayva sarı nar kırmızı sonbahar! Her yıl biraz daha benimsediğim. Ne dönüp duruyor havada kuşlar Nerden çıktı bu cenaze Ölen kim Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar. Neylersin ölüm herkesin başında, Uyudun uyanamadın olacak. Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında Bir namazlık saltanatın olacak, Taht misâli o musalla taşında. Cahit Sıtkı Tarancı PAYDOS Paydos bundan böyle çılgınlıklara! Sert konuşmaya başladı aynalar. Yetişir koştum aşkın peşisıra; Bitirdi beni bu içki, bu kumar Ne saklayayım gaflet ettiğimi. Elimle batırmışım gençliğimi; Binip gideceğim en güzel gemi! Aldığını geri vermez dalgalar. Meyhaneler, sabahçı kahveleri, Cümle eş dost, şair, ressam, serseri. Artık cümbüşte yoksam geceleri Sanmayın tarafımdan hiyanet var. Yaş ilerliyor... Artık geçti bizden; Kişi ev-bark edinmeli vakitken. Gün gelince biz değil miyiz ölen Cenazemiz yerde kalmasın dostlar! Cahit Sıtkı Tarancı