Bu dinciler o müslümanlara benzemiyor

Konu, 'Türkiye'den Haberler' kısmında toycan tarafından paylaşıldı.

  1. toycan
    Offline

    toycan Banlı Üye

    Kayıt:
    6 Haziran 2007
    Mesajlar:
    682
    Beğenilen Mesajlar:
    1
    Kitabın Giriş sayfası


    Zalim olsa ne rütbe bi perva
    Yine bünyad-ı zulmü biz yıkarız
    Merkez-i hake atsalar da bizi
    Kürre-i arzı patlatır çıkarız...
    Namık Kemal
    "Artık zalimlerin gittiği camiye gitmem bir daha.."
    Babam bu sözü üç yıl önce söyledi ve o günden sonra bir daha hiç camiye gi tmedi.
    Babamı tanıyanlar bilir; bu, onun için hiç de kolay alınacak bir ka rar değildi.
    Babam seksen üç yaşında. Beş vakit namaz kılmaya on dört yaşın da başlamış.
    Dedesi Mehmet Ali, hocaymış. Mahalle hocası değil öyle, medrese görmüş bir hoca
    Sultan II. Abdülhamid'in Beşiktaş muhafızı Yedi-Sekiz Hasan Paşa sayesinde eğitimini
    Beşiktaş'ta bir medresede yapmış.
    Esmer olduğu için "Kara Molla" denen büyük dedem Mehmet Ali Hoca'nın,
    evinde büyük bir kütüphanesi varmış. Buradan birçok öğ renci yetişmiş.
    Babam ilk İslami bilgilerini dedesinden almış. Onun dizinin dibinde yetişmiş.
    Dedem postnişine hep torununu oturtmak istemiş. Ancak babam, babası gibi tüccarlıkta
    karar kılmış.
    Evin tek erkek çocuğu olan babam tüccarlığı seçmiş, ama dedesinin yolundan
    hiç ayrılmamış; ibadetinden ödün vermemiş; beş vakit namazını hiç kaçırmamış. N amaz
    ibadetini de fırsat buldukça camide yerine getirmiş. Yani babam bildiğiniz cumadan
    cumaya camiye gidenlerden değildi...
    Şimdi geliniz bu yazının girişindeki o cümleyi bir daha okuyunuz:
    "Artık zalimlerin gittiği camiye gitmem bir daha.."
    Babam o günden sonra Şair İkbal'in yazdığı gibi, "Müslümanlardan kaçıp Müslümanlığa
    sığındı."
    Altmış altı yıl beş vakit namazını kılan ve her daim camiye giden babama bu
    ağır sözü kimler, niye ettirdi?
    O gün babam için ilginç bir günmüş...
    Önce elli yılı aşkın bir süredir tüccarlık yapanlara ödül verilen bir toplantıda
    madalyasını almış.
    8
    Ardından öğle namazı için camiye gitmiş. Ve imamla tartışmış!
    Tartışma babamın şu sözüyle başlamış:
    "Hoca efendi, okuduklarınızın Türkçe mealini söyleseniz de tüm cemaat aydınlansa."
    Vay sen misin camide "Türkçe" sözünü ağzına alan !
    Dinci imam küplere binmiş; babamı Müslümanların arasına fitne sokmakla ve
    neredeyse dinsizlikle itham etmiş .
    Üstelik cemaatten bazı dinciler de imama destek çıkmış.
    Hatta biri tutup "bu Halk Partililer hep böyledir" demesin mi?
    Yaklaşık yetmiş yıldır camiye giden babam şaşkınlık içinde kala kalmış, iyi niyetle
    söylediği "Hoca Efendi Türkçesini söylerseniz herkes anlar" demesinin bu kadar sert
    tepkiyle karşılanmasına anlam verememiş.
    Camiden hırsla çıkıp eve gelmiş ve bir daha camiye gitmeyeceğini söylemiş.
    İbadetin bu derece ifrata vardırılmasını anlayamamış, işte dincilik budur, böyledir.
    Bunlar İslam'ı, Kuranıkerim'i herkes anlasın istemiyor. Bunlar Kuranıkerim'in
    emrettiklerini yapmıyor, yaptıklarına Kuranıkerim'i uyduruyorlar. İşte dincilik budur.
    Ve işte bu kitabın yazılmasının nedeni, babamın camiye gitmemesine neden
    olan bu Allahsız dincilerdir...
    Bunlar karşımıza yalnızca imam olarak çıkmıyorlar.
    Her kimlikte görüyoruz onları; politikacı, gazeteci, akademisyen, polis vs olarak
    karşımızdalar.
    Bu hurafeci, feodal ümmetçi dinciler, son 300 yıldır emperyalist Batı'nın taş eronluğunu
    yapıyor. Her türlü gelişmenin, yenileşmenin, toplumsal uzlaşmanın önünde
    dalgakıran rolünü başarıyla oynuyorlar.Bu sömürgeci güçlerin işbirlikçi dincileri,
    baş davası ahlak olan bizim Müslümanlara
    inanın hiç benzemiyor..gercekten bu yeni türeyenler bu dünyayı daha çok seviyor gibi
     
  2. atakurtul
    Offline

    atakurtul Süper Üye Üye

    Kayıt:
    14 Ocak 2009
    Mesajlar:
    1.624
    Beğenilen Mesajlar:
    1
    Şehir:
    Üsküdar
    Çok doğru dinciler ülkeyi uçurumun ucuna getiriyorlar kitap doğru söylüyor
     

Sayfayı Paylaş