Böbrek taşı - Böbrek taşı belirtileri - Böbrek taşı önleme yolları Böbrek taşı, tıpta "nephrolithiasis" ya da, "urolithiasis" olarak bilinen, böbreklerde biriken sert madensel maddelere verilen addır. Kalsiyum oksalat, veya ürik asit gibi maddeler idrar içerisinde normalde beklenenden daha yüksek yoğunlukta bulunursa böbrek taşı oluşur. Bu maddeler kristaller halinde böbrekte çökelebilir ve zaman içerisinde büyüyerek böbrek taşını meydana getirir. Taşlar yer değiştirerek veya idrar kanallarından aşağıya doğru hareket ederek vücuttan atılabilir. Ancak idrar kanalının herhangi bir düzeyinde takılarak idrar akışına engel oluşturan taşlar genellikle korkulan, şiddetli tipik böbrek ağrısına yol açar. Risk etmenleri Bazı hastalıklar ve alışkanlıklar bir kişide böbrek taşı oluşum riskini tetikler. Özellikle yaşamında daha önce kalsiyum taşı olan bir hastanın tekrar taş hastalığına sahip olma riski daha yüksektir. Geçmişte taş hastalığı olan hastalarda ikinci kez taş oluşma olasılığı bir yıl içerisinde %15, 10 yıl içerisinde % 80 dir. Gut hastalarında ve idrarında yüksek ürik asit bulunanlarda böbrek taşı riski fazladır. Ayrıca kristallerin oluşumuna yol açan bazı ilaçlar taş hastalığı riskini artırır. Sık veya sürekli ishal durumunda, ya da sıvı kaybı sonucu yoğun, asidik idrar çıkaran kişilerde böbrek taşı gelişebilir. Taşı oluşturan kesin neden bilinmemekle beraber risk faktörleri şunlardır: * İdrar yolu enfeksiyonu * Böbrekteki yapısal bozukluklar * Böbrek hastalığı olanlar (renal tübüler asidoz, kistik böbrek hastalığı...) * Beslenme alışkanlıkları * Yetersiz sıvı alımı * Sıcak iklim kuşağında yaşamak * Hiperkalsiüri, sistinüri, hiperokzalüri, hiperürikozüri * Bazı ilaçlar (asetazolamide, anti viral ilaçlar....) * Bazı bağırsak hastalıkları (inflamatuar bağırsak hastalığı...) * Genetik faktörler * Geçirilmiş bağırsak ameliyatları (jejono ileal by-pass) * ****bolik hastalıklar (örn. hiperparatiroidizm, gut hastalığı...) Önleme yolları Taş oluşumunda beslenme alışkanlıklarının de rolü büyüktür. Beslenme düzenine dikkat ederek büyük ölçüde taş oluşumunu önlemek mümkün. * Başlıca su olmak kaydıyla bol miktarda (günde 2,5 litre) sıvı almak. * Kola, gazoz gibi asitli içecekleri mumkunse tüketmemek. * Çay, kahve tüketimini azaltmak. * Greyfurt suyu ve elma suyunun taş hastalığı riskini arttırabilir. Öte yandan saf limon suyu koruyucudur. * Süt ve süt ürünlerinin hiç tüketilmemesi taş oluşum riskini arttırır. Kalsiyumdan yoksun diyetler uygulanmamalıdır. Süt, yoğurt, peynir gibi besinler makul ölçülerde tüketilmelidir. * Bol lifli besinleri tercih edin. * Yüksek oksalat içeren pancar, soya, kara çay, çikolata, kakao, kuru incir, karabiber, fındık, maydanoz, haşhaştohumu, ıspanak, çilek, böğürtlen vs besinleri aşırı tüketmemek. * Taş hastalığı olanların bira ve diğer alkollü içecekler, ançuez, sardalya, sakatat, kuru bakliyat, mantar, ıspanak, kuşkonmaz, karnıbahar ve ettüketimini kısıtlaması. * Tuz kullanımını azaltmak. * Bol bol hareket edip vücudu incitmeyecek şekilde egzersiz yapmak. * Stresten uzak bir hayat . Belirtileri Taş hastalığında görülen ağrı en sık rastlanan belirtidir. Böbrek ağrısının şiddeti bazı kişilerde belli belirsiz bir sızlama şeklinde görülürken bazılarında son derece şiddetli, kıvrandırıcı ve hastaneye yatmayı gerektirecek yoğunluğa kadar ulaşabilir. Ağrı atakları taşın üreter içerisindeki hareketi ve buna bağlı spazmlara bağlıdır. Şiddetli ağrı atakları genellikle 20 -60 dakika arasında sürebilir. Böbrek ağrısı, taşın bulunduğu vücut tarafında olur. Ağrının yeri taşın yerine ve hareketine göre değişebilir. Böbrekte veya üst üreterdeki taş, kaburga ile kalça arasında yan (böğür) ağrısına sebebiyet verir. Alt üreterde ve mesaneye yakın taşlar karın alt kısmında veya cinsel organa doğru yayılan ağrıya yol açar. Böbrek taşı hastalığında tek belirti ağrı değil. İdrarda kanama, bulantı, kusma, idrar yaparken acı-yanma, ve idrar sıkışıklığı hissi de hastalarda görülüyor. İlginç olarak belirti vermeyen böbrek taşlarına da rastlanıyor. Bu taşlar ancak kontrol sırasında ya da başka amaçla çekilmiş filmlerde tesadüfen saptanıyor. Tedavi Taş hastalığının başlangıç ve acil (akut) safhasında tüm hastalar için benzer tedavi uygulanır. Başlangıç safhada hastalara, taşın kendiliğinden düşmesi beklenirken, sadece ağrı kesiciler ve su içmesi önerilir. Ağrı kesici ve sıvı tedavisini ağız yoluyla alabilen hastalar evine gönderilerek ayaktan takip edilir. Ancak ağrı çok şiddetliyse ve hasta su içemiyorsa hastaneye yatırılması gerekebilir. Taşın düşürülemediği durumlarda ise girişimsel tedavi yöntemleri tercih edilir. ESWL (Vücut dışından şok dalgalarıyla taş kırma) Bir odaktan çıkan şok dalgaları taşın üzerine yönlendirilerek taş kırılır. X-ray ve ultrason ile odaklama yapan ESWL cihazları mevcuttur. Kırılan taş parçaları idrar yoluyla vücuttan atılır. ESWL bütün taşlarda başarı sağlayamaz. Başarı taşın cinsine, sertliğine, büyüklüğüne ve idrar yolunda yerleştiği yere göre değişir. Tek bir seansta kırılabilen taşlar olabileceği gibi tekrarlayıcı seanslara da ihtiyaç duyulabilir. ESWL seansı sırasında rahatsızlık hissi ve ağrı duyulabilir. Bu nedenle tedavi öncesi ağrı kesiciler kullanılır. İşlem sonrasında çoğunlukla hastanede kalmaya ihtiyaç olmaz. Girişimsel tedaviye ihtiyaç duyulan hastaların çoğunluğunda uygulanabilen başlıca yöntemdir. Özellikle böbrek içinde ve üreterin üst tarafında yer alan taşlar için iyi bir tedavi şekli olarak kabul ediliyor. Buna karşın 2 cm’den büyük, sert, veya böbreği tümüyle dolduran taşlarda uygun bir yöntem değil. Bu yöntemde direkt olarak taşa yönlendirilen yüksek enerjili şok dalgası, cilt ve iç organlara zarar vermeden ilerleyerek taş yüzeyinde kırılma etkisi yapıyor. Bu şok dalga enerjisi ile taşlar küçük parçalara kırılarak idrar yolundan kolaylıkla atılması sağlanır. Perkütan nefrolitotomi (PCNL) Endoskopik böbrek taşı ameliyatında sırt bölgesinde böbrek hizasına 0,5 - 1 cm boyutunda bir kesi yapılır. Röntgen kontrolü altında böbreğe iki ucu açık ince bir tüp yerleştirilir. Bu tüpten yerleştirilen optik cihaz yardımıyla taş video sistemi ile monitörde görülür ve özel aletler yardımıyla çıkartılır. Perkütan ameliyatının en önemli üstünlüğü vücut dokularının normal yapısının korunmasıdır. Bunun sonucunda iyileşme süreci hızlıdır. Hastalar ameliyat sonrası dönemi açık ameliyata göre çok daha rahat geçirmektedir. Hastalar genellikle 2 - 3 günde taburcu edilerek günlük aktivitelerine hızla kavuşurlar. Bu, açık böbrek taş ameliyatı ile karşılaştırıldığında oldukça kısa bir süredir. Özellikle böbreğin alt havuzcuklarına yerleşen taşlarda ve büyük boyutlu taşlarda ESWL’nin başarısı önemli ölçüde düşer. Bu durumlarda PCNL ameliyatı yüksek başarı sağlayan minimal invaziv girişimdir. Ameliyat işlemi sırasında taşı temizlemek için pnömotik litotripsi ve lazer litotripsi kullanılır. Bu teknolojiler yardımı ile en sert taşlar bile rahatlıkla kırılmaktadır. Bu teknikle tüm böbreği kaplayan ve koraliform taş olarak adlandırılan taşlara da müdahale edilebilinmektedir. Ureterolitotripsi Üreter taşları hem ESWL hem de üreterorenoskopi (URS) ile müdahale edilerek temizlenebilir. URS’de herhangi bir kesi yapılmaz. İdrar yolundan özel bir endoskopik alet gönderilerek taş üreterde görüntülenir ve temizlenir. Hastaların çoğu aynı gün evlerine dönüp bir gün sonrada normal yaşamalarına dönebilirler. Özellikle alt ve orta üreterdeki taşlarda başarı oranı yüksektir (%96 - %100 başarı). Üst üreter taşlarının tedavisinde ESWL genellikle ilk tercih edilen tedavi yöntemidir. Ancak 1 cm'den büyük üreter taşlarında ESWL'nin başarı oranları düşmektedir. Genel kural olarak olarak 1 cm'den büyük üreter taşlarında ve 2 cm'den büyük böbrek taşlarında endokopik girişimler daha yararlı ve başarılı olmaktadır. Üreteroskopi ile üreterin alt ve orta kısmında tıkanıklığa yol açan taşların çıkarılmasında kullanılır. Üreteroskopik girişimde, çok ince bir teleskopik alet ile idrar borusundan ve mesaneden geçilerek üreterin içerisine giriliyor. Bu ince ve esnek endoskop ile üreter içerisinde ilerleyerek tıkanıklığa yol açan taşa ulaşılarak taş çıkartılır. İlk taş olayından bir yıl sonra hastalar ultrason ve direkt film ile kontrol edilir. Bu dönemde yeniden taş hastalığı yaşamamak için hastaların özellikle sıvı alımına dikkat etmesi gerekir.