Bizim genelkurmay başkanı..."

Konu, 'Türkiye Genel' kısmında toycan tarafından paylaşıldı.

  1. toycan
    Offline

    toycan Banlı Üye

    Kayıt:
    6 Haziran 2007
    Mesajlar:
    682
    Beğenilen Mesajlar:
    1
    Bir köylü toprağını,
    bir marangoz tahtasını ve rendesini nasıl severse,
    ben de Türk dilini öyle seviyorum.
    Nâzım Hikmet

    Saygın Arkadaşlarım.

    Dün, bir düş gördüm. Düşümde
    ABD'nin Genelkurmay Başkanı, bizimkinin
    konuğu olarak Ankara'ya gelmişmiş!
    Bizim Genelkurmay Başkanı, karşılama töreninde
    ABD'nin Genelkurmay Başkanına, öteevrene
    yüreğindeki büyük yurt özlemiyle göçmüş olan
    Nâzım Hikmet'in bir koşuğunu (şiirini) okumuş!
    "Bizi, komşularımızla vuruşturma" demeye getirmiş.
    Kore Savaşı'nı bilirsiniz.
    Hani, bu savaşta (1950-1953)
    Türk Askeri Coni'lerin canını kurtarmak için
    ateşe atılmıştı. Hani, sonuçta
    5000 kişilik Türk Tugayı 800 askerinin cansız
    bedenini orada bırakıp dönmüştü.
    NATO'ya girebilmek için ABD'ye yapılan bu
    "şirin görünme" girişiminin sonunda, ABD'nin
    o zamanki dışişleri bakanı John Foster Dullas
    "1 Türk askeri, günde 35 sente mal oldu bize.
    Bu Türk askeri çok ucuz yahu!" demişti.
    Buyük yurtsever Nâzım, Dulles'a bir şiiriyle seslendi:
    "Bugün 23 cent; ancak yarın size çok pahalıya
    mal olur Türk askeri" dedi.
    Ekte (ayrıca aşağıda) bu koşuğu sunuyorum.
    Bence, 23 Nisan günü Anıtkabire gitmeyen ama
    o gece RTE'yi eşiyle iftara davet eden Türk Genelkurmay
    Başkanı, ABD'li meslektaşına aşağıdaki koşuğu
    okumuş olabilirdi... Yüksek sesle hem de!
    Sonra baktım, düş'müş gördüğüm.
    Erinç, gönenç içinde kalın.
    Tarık Konal


    23 Sentlik Asker
    Mister Dalles,
    sizden saklamak olmaz,
    hayat pahalı biraz bizim memlekette.
    Mesela iki yüz gram et alabilirsiniz,
    koyun eti,
    Ankara'da 23 sente,
    yahut iki kilo kuru soğan,
    yahut bir kilodan biraz fazla mercimek,
    elli santim kefen bezi yahut,
    yahut da bir aylığına
    yirmi yaşlarında bir tane insan.
    erkek, ağzı burnu, eli ayağı yerinde,
    üniforması, otomatiği üzerinde,
    yani öldürmeğe, öldürülmeğe hazır,
    belki tavşan gibi korkak,
    belki toprak gibi akıllı
    belki gençlik gibi cesur,
    belki su gibi kurnaz
    (her kaba uymak meselesi) ,
    belki ömründe ilk defa denizi görecek,
    belki ava meraklı, belki sevdalıdır.
    Yahut da aynı hesapla Mister Dalles
    (tanesi 23 sentten yani)
    satarlar size bu askerlerin otuz beşini birden
    İstanbul'da bir tek odanın aylık kirasına,
    seksen beş onda altısını yahut
    bir çift iskarpin parasına.
    Yalnız bir mesele var Mister Dalles,
    herhalde bunu sizden gizlediler:
    Size tanesini 23 sente sattıkları asker
    mevcuttu üniformanızı giymeden önce de,
    mevcuttu otomatiksiz filan,
    mevcuttu sadece insan olarak
    mevcuttu, tuhafınıza gidecek,
    mevcuttu hem de çoktan mı çoktan,
    daha sizin devletinizin adı bile konmadan.
    Mevcuttu, işiyle gücüyle uğraşıyordu,
    mesela, Mister Dalles,
    yeller eserken yerinde sizin NewYork'un,
    kurşun kubbeler kurdu o
    gökkubbe gibi yüksek,
    haşmetli, derin.
    Elinde Bursa bahçeleri gibi nakışlandı ipek.
    Halı dokur gibi yonttu mermeri,
    ve nehirlerin bir kıyısından öbür kıyısına
    ebemkuşağı gibi attı kırk gözlü köprüleri.
    Dahası var Mister Dalles,
    sizin dilde anlamı pek de belli değilken henüz,
    zulüm gibi,
    hürriyet gibi,
    kardeşlik gibi sözlerin,
    dövüştü zulme karşı o,
    ve istiklal ve hürriyet uğruna
    ve milletleri kardeş sofrasına davet ederek,
    ve yarin yanağından gayri her yerde,
    her şeyde, hep beraber, diyebilmek için,
    yürüdü peşince Bedreddin'in
    O, tornacı Hasan, köylü Mehmet, öğretmen Ali'dir.
    Kaya gibi yumruğunun son ustalığı:
    922 yılı 9 Eylül’üdür.
    Dedim ya Mister Dalles,
    Herhalde bütün bunları sizden gizlediler,
    ucuzdur vardır illeti.
    Hani şaşmayın, yarın çok pahalıya mal olursa size,
    bu 23 sentlik asker,
    yani benim fakir, cesur, çalışkan, milletim,
    her millet gibi büyük Türk milleti.

    Nâzım Hikmet Ran (1953)
     

Sayfayı Paylaş