Bizi Medeniyet Öldürdü Atam!

Konu, 'ULU ÖNDERİMİZ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK' kısmında LeyL tarafından paylaşıldı.

  1. LeyL
    Offline

    LeyL
    Yetkili
    Emekli Admin

    Kayıt:
    13 Şubat 2007
    Mesajlar:
    3.089
    Beğenilen Mesajlar:
    1
    Şehir:
    İstanbul-Mersin
    O kadar çok şey yaşadık ki senden sonra Atam… Şöyle yukarlardan bize doğru baksan, önce gurur duyarsın: Köprüler, tüneller, gökdelenler, tüten fabrikalar, ortalarda dalgalanan bayraklar, göklerden süzülen koca uçaklar… “Attığımız tohumlar nerelere varmış, istikbal göklerdedir dedik, bak şimdi bulutların ortasına zıpkın gibi binalar dikmişler”, dersin…

    Yine bir bakarsın bulutların arasından, on binlerce araba… Bir tereddüte düşebilirsin, herkes almış, ama niye bir saattir aynı yolda duruyorlar, ömür bu kadar mı değersizleşti acaba, yoksa ölümsüzlüğün sırrınımı buldular” diye sorabilirsin kendine.


    Bu tereddüt seni diğerlerine de taşıyabilir Atam: “Yeşillikler biraz azalmış mı acaba?” dersin. Büyükada’da gençlik yıllarında bir ağacın altında ilk defa tadına baktığın rakıyı yudumladığın güzel ortam gelir aklına. Bu ağaçların altında yaşanmış aşkları, yazılmış şiirleri hatırlarsın, “acaba hala günlerini ayırıyorlar mı bu güzelliklere” diye kendi kendine düşünürsün…


    Bir de ötesini merak edip, aşağıya aramıza karışırsan yerin dibine kaçıp, nerelere saklanırız? Göreceklerini ne yazık ki biz çok iyi biliyoruz Atam. Her gün anlatıyoruz bu akıl almaz tabloyu. İnanamayacaksın… Onları kendi yobazlıklarına malzeme olarak kullanan şeriatçı erkeklerin kuklası haline gelmiş, özgürlüklerinden, bilimden, sanattan uzaklaşmış Türk kadınları… Hepsi başlarına lastikli torbamsı birşeyler geçirmiş, gri türbanlar, kapkara çarşaflar, yaz-kış üzerlerine geçirdikleri mantolar, her yerde başlarını öne eğerek dolaşıyorlar. Gözlerde anlamsız ve donuk bakışlar var. Onları gördüğünde için cız edecek, hatta isyan edeceksin, “nasıl bu ihaneti yapabildiniz?” diye haykıracaksın! Her yerde, her yerde o sakallı, şalvarlı, sarıklı adamları göreceksin, “kim devrimlerimi iptal etti,”diye feryat edeceksin. Sonra bu kızgınlıkla yeri göğü inletirken, gözüne Cumhuriyet manşetleri takılacak: Genç kızlara yapılan kapanma baskıları, Milli Eğitim Bakanlığı’nın akıl almaz kararları, hükümetin içler acısı durumu, örümcek ağlarının üzerimize artık hızla indirilmesi…


    O anda “durumu kavradıktan sonra “Peki buna tepki veren, Gençliğe Hitabemi veya Bursa Nutkumu hatırlayan kalmadı mı?” diye ayağa kalkacaksın. Sonra da sıra, sana en büyük manevi darbeyi vuracak görüntüye gelecek: Bir bakacaksın, her yerde, hala heykellerin dimdik ayakta! Hiç hazmedilir mi bu? “Hadi devrimlerimi koruyamadınız, şeriatçılığa teslim oldunuz, iyi de neden benimle alay edercesine heykellerimi tutuyorsunuz? Demez misin?


    Sonra en güvendiğin kurumlara koşturup, onlardan bir çare gelsin diye içini paralayacaksın. CHP mi? Sorma lütfen Atam, neden senin partinin kara dalgayı durduramadığını… Türk gençliği mi? Onların kafası karıştırıldı, Atam. Medya ruhundan sonra, önce gençliğini, sonra Kemalizm’i sattı… Onlar da 10 Kasım’da portreni yayınlayıp sonra yobaz hocalara “caiz midir?” sütunları açıyorlar. Gençlik, senin arkadaşlarınla bu Cumhuriyeti hangi bedellerle kurduğunu da, Gençliğe Hitabene verdikleri o şatafatlı yanıttaki sözleri de unutup gitti.


    En son da “Peki benim Orduma ne oldu?” diye etrafına bakacaksın Atam… Aman sus, seni bir duyan olur sonra… Sana da “demokrasi düşmanı” damgasını vurmaya zaten o kadar çok rezil meraklı varki! Devir, gözü kapalı, Orduya düşmanlık, yobaz tarikatçılara “geç” deme devri…


    Senin ordun ise, altı-yedi 2. Cumhuriyetçi yazara ve AB’ye teslim olmuş gibi, köşesine çekildi Atam. 2. Cumhuriyetçiliğin ne olduğunu anlatıp seni o kadar üzmek istemem.


    Bizi medeniyet öldürdü Atam. Senin nutuklarını hala okuyup, ses kayıtlarını birbirlerine yolluyorlar ama… Şiir niyetine! Senin onlardan talep ettiğin özveriyi gösterecek bir genç, ortada gözükmüyor Atam. Hepsi dolu. Dizi izliyorlar, bilgisayarda birbirleri hakkında her gece dedikodu yapıyorlar, günlerce tartışıyorlar, para kazanma yarışı içinde çırpınıyorlar.

    Ama bırak yaşam planlarını alt-üst etmeyi, kimse günlük programını değiştirip elini taşın altına koymaya zaman ayırmıyor. Yani senin o “ben size taarruzu emretmiyorum, ben size ölmeyi emrediyorum” diye komut verdiğin o muhteşem gençliğin yerinde kavak yelleri esiyor. Bırak ölmeyi, çoğu bir protesto eylemine katılıp, bir cop yemeyi bile göze alamaz, acı gerçek bu. Aileleri de izin vermez zaten!

    Bizi medeniyet fazlalığı öldürdü Atam. Kendi güvenceleri, kendi geleceği, kendi maaşını düşünen bir toplum yaratıldı. Bölücülerle süren savaşta kolunu bacağını kaybedenlere bile biraz bakıp “vah vah, olacak şey değil” deyip kendi işlerine dönüyorlar.

    Atam sen bizi affet! O medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar, önce bizi uyuşturdu, sonra yuttu. Tüm kurduğun kurumlar da “demokrasi” tarafından bir bir yokedildi. 3-4 gazeteden eleştiri ve AB’den nota almamak için, Cumhuriyet’in çöküşü seyrediliyor Atam…


    Bedri Baykam
     

Sayfayı Paylaş