Cebrâîl aleyhisselâm dedi: - Yâ Rabbel âlemîn! Resûlullah (s.a.v) hazretlerinin dostluğu Ebû Bekrin gönlünde ne mikdâr ve ne kadar olduğunu bilmek isterim. Bayram günü idi. Ebû Bekr-i Sıddîk (r.a) kıymetli ve gösterişli elbise giymiş ve otuz altınlık bir şal omuzuna almış idi. Cebrâîl aleyhisselâm a'mâ sûretinde gelip, yol üzerinde oturdu. Oraya Ebû Bekr-i Sıddîk geldi. Ona yaklaşdı. Cebrâîl aleyhisselâm dedi ki, - Allahü tebâreke ve teâlâ afv etsin o kimseyi ki, Muhammed Mustafâ dostluğuna bana birşey versin. Ebû Bekr (r.a) o sözü işitdi. Mubârek omuzundan şalını çıkarıp, ona verdi. Buyurdu ki, - Bir def'a dahâ söyle. Bir def'a dahâ söyledi. Ebû Bekr-i Sıddîk kaftanını çıkarıp, ona verdi. Dördüncüde, setr-i avretini örten elbiseden başka, bütün elbiselerini ona verdi. Beşincide na'lınını çıkarıp ona verdi. Sonunda artık elbisesi kalmadı. Bilâli (r.a) çağırdı ve Ona buyurdu: - Yâ Bilâl. Âişenin evine var. Birşey getir. Bilâl (r.a) giderken, Resûlullah 'sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem' hazretlerine rast gelip, buyurdular ki, - Nereye gidersin, yâ Bilâl! Sen mi söylersin, ben mi söyliyeyim. Bilâl (r.a) dedi ki, - Yâ Resûlallah, siz buyurun. Buyurdular ki: - Yâ Bilâl! Bil ki, o a'mâ Cebrâîl-i emîndir. Allahü tebâreke ve teâlâ onu bu şeklde gönderdi ki, Ebû Bekr-i Sıddîkın bana muhabbeti ne kadardır anlasın. Hazret-i Ebû Bekr (r.a) Bilâli bekler idi. Hazret-i Bilâl elbise getirdi. Hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk o elbiseyi giydi. Hazret-i Cebrâîl aleyhisselâm, Resûlullahın 'sallallahü aleyhi ve sellem' huzûr-ı şerîflerine gelip, dedi ki, - Yâ Muhammed! Ebû Bekr-i Sıddîkı tecrübe ederdim. Elbiseler benim işime yaramaz. Resûlullah 'sallallahü aleyhi ve sellem' Cebrâîl aleyhisselâmın getirdiği elbiseleri Ebû Bekr-i Sıddîka getirdi. Ebû Bekr (r.a): - Bir nesneyi ki senin dostluğun uğruna vermiş olayım, artık o bana gerekmez. Nereye uygun bulursanız, oraya tasarruf ediniz, dedi. Kaynak: Menakıb-i Çihar Yar-i Güzin