Beşiktaş'ın, Portekizli futbolcu Ricardo Quaresma'nın transferi konusunda Inter ile anlaştığı ileri sürüldü. İtalyan basınında yer alan haberlerde, Beşiktaş ile Inter'in Quaresma için ödenecek bonservis bedeli konusunda uzlaşmaya vardıkları belirtiliyor. Siyah-beyazlı kulübün, transferin gerçekleşmesi halinde Inter'e sekiz milyon euro ödeyeceği iddia edildi. Inter'de iki mutsuz sezon geçiren 26 yaşındaki oyuncunun geçen yaz Cenova'ya gitmeyi reddettiği, ancak Beşiktaş'ın yıllık üç milyon euroluk teklifinin futbolcuyu ikna edebileceği belirtiliyor.
Atletico Madrid ile imza aşamasına gelen oyuncuyu ikna etmek için çok uğraşan Kartal, dün sabah 04.30’da futbolcudan müjdeyi aldı. Bonservisi için 7.3 milyon euro ödeyecek olan siyah-beyazlılar, futbolcuya da ilk yıl 3.5, diğer iki sezonda da 3.75 milyon euro verecek Mustafa Denizli’nin ayrılmasının ardından, teknik direktörlük koltuğunu Bernd Schuster’e teslim eden Beşiktaş, Portekiz’in dünya çapındaki yıldız futbolcusu Ricardo Quaresma ile de anlaştı. Bonservisi Inter’den 7.3 milyon euroya alınırken, 3 yıllık sözleşmeye imza atacak futbolcuya da ilk sezon 3.5, kalan dönemde de senelik 3.75’er milyon euro ödeyecek. Böylece Quaresma, 8 milyon euroya Gaziantepspor’dan alınan Rodrigo Tabata’dan daha ucuza gelecek. Siyah-beyazlı taraftarın görmesini en çok arzu ettieği futbolcular arasında görülen Quaresma için büyük uğraş veren Beşiktaşlı yöneticiler, Portekizli oyuncuyu ikna edebilmek için çok uğraştı. Haftalardır süren görüşmelerden sonuç alamayan Beşiktaş, “Bu iş olmaz” diyerek futbolcunun peşini bıraktığı sırada müjdeli haber geldi: “Gelin, yeniden görüşelim.” İki gün öncesine kadar Atletico Madrid ile anlaşma aşamasına gelen Quaresma, bu transferden yıllık 3 milyon euro alacaktı. Bunun üzerine Beşiktaş, yeniden Inter’in kapısını çaldı. 8.2 milyon euro tutarındaki bonservisinde indirim talep etti. Yapılan pazarlıkların ardından, İtalyan kulübü, bonservis bedelini 900 bin euro daha düşürdü. Siyah-beyazlılar da bu şekilde futbolcunun parasını artırdı. Dün sabaha karşı 04.30’da futbolcuyla son görüşmeleri yapan Serdal Adalı, oyuncuyu transfer için ikna etti ve iş bitti. Transfer Komitesi Başkanı Adalı, “Hiçbir zaman umutsuzluğa düşmedik. Hem istenilen rakamlar, hem de futbolcunun Türkiye’ye yabancı olması bu transferi geciktirdi. Basamak basamak bunları aştık, futbolcunun da fikri değişti ve bu transfer gerçekleşti” diye konuştu. Formalar yetişmedi Beşiktaş, Quaresma’yı transfer etti ancak formasını yetiştiremedi. Kulüple, göğüs reklamı veren sponsor arasında yaşanan sorundan dolayı, yeni formaların sunumunun yapılamadığı ifade edildi. Başkan Yıldırım Demirören’in bugün, sponsor şirketin yöneticileriyle bir görüşme yapacağı ve yaşanan krizin önüne geçmeye vurgulandı. Siyah-beyazlıların bundan dolayı Ricardo Quaresma’yı cuma günü Türkiye’ye getirmeyi planlıyor. Bu arada Audi firmasının da, Portekizli oyuncunun lakabı olan, markasının da adını taşıyan “Q7”den dolayı sponsorluğa sıcak baktığı ifade edildi.
Beşiktaşlı taraftarlar, Quaresma’nın transferinin duyulmasının ardından coştu. İnternet sitelerinde ve forumlarda siyah-beyazlılar rakipleriyle dalga geçerken, Portekizli oyuncuyu göklere çıkardı. İşte bunlardan bazıları: - Messi’den sonra en yetenekli futbolcuyu aldık, oynarsa BJK her sene şampiyon olur. - Quaresma’yı coşturabilecek tek isim Schuster. Tencere kapak misali. Beşiktaş bu sene gol yollarında resmen coşar. - Serdar özkan’ın yerine Quaresma’yı aldık, inanamıyorum. Şampiyonluk kadar güzel. - Messi, Türkiye’ye gelene kadar en iyisi bu. - Ne yaptın Serdal Adalı! Oldu olacak Messi’yi de alın bari... Offf! Nasıl çatlıyor Fenerliler... Şanslısınız, Kadıköy’e de senede bır kere gelecek. Yıldız görürsünüz işte... - Daha iyisi varsa onu da sadece Beşiktaş alır. - PES oynayan arkadaşlar, bundan sonra Quaresma’yı alırken Beşiktaş’ı tıklasın. Yıldızı uzaklarda aramasın. - Böylesi gelmedi hiç. 5 forma alacağım valla. - Yazık oldu Bilica ve Gökan Gönül’e... - Bizim iyi oyuncu getirmemiz 1950’li yıllar... Guiseppe Meazza (Hani Inter’in stadında adı olan Futbolcu) - Bu ne süper bir topçu, bu ne güzel bir karizma. Aramıza hoş geldin dünya yıldızı Quaresma. - Yanlış anons faciası! Bomba haber!! Fenerbahçeliler Q7’nin kendilerine geldiğini zannedip kutlama yapmaya başlamışlar.
Lafı hiç dolaştırmadan; Beşiktaş, Türk futbol tarihinin en inanılmaz dış transferlerinden birine imza attı. Ve aynı zamanda büyük bir sorumluluğun da altına girdi. Biliyorsunuz o genç bir yıldızken Ronaldo’dan daha çok dikkat çeken bir adamdı. Büyüme yolunda onun çok gerisinde kaldı. Ülkesinde kral, dışarıda yedek bir kariyeri oldu. Uluslararası alanda asla kendisinden bekleneni veremese de, büyük potansiyeli onu hep büyük kulüplerin kadrosunda tuttu. Barça, Porto, Chelsea ve Inter. Şimdi Beşiktaş’ta şansını deneyecek. Beşiktaş bu sene iyi organize olup ona gerekli özgürlüğü tanırsa, kulübü sadece zirveye çıkarmak konusunda yardımcı olmaz, tarihi bile değiştirebilir. Burada yönetimin ve Schuster’in hassas bir dengede hareket edip hem onu pohpohlaması, mutlu etmesi, hem de diğerlerini kırmaması gerekiyor. Tribünlerin onu sınırsız bir destekle bağrına basacağından hiç şüphem yok. Quaresma’yı, İnönü, yeniden bir dünya yıldızına dönüştürebilir. Hem etnik kökeniyle, hem oyundan zevk almasıyla, hem de zevk vermesiyle Beşiktaş tribünlerinden büyük sevgi alacağına ve bunun karşılığını vermek için elinden geleni yapacağına hiç kuşkum yok. Ama dengeyi iyi ayarlamak gerekiyor. Her yönüyle özel bir adamdan bahsediyoruz. Bu adamların vasatı olmaz. Uçlarda yaşarlar. Bu ya Beşiktaş’ın tarihine geçen ve tarihi değiştiren bir transfer olacak ya da tam tersi. Umarım ilki olur... Yeni Zidane İyi, hatta çok iyi bir futbolcu, bir virtüöz olmak bir şeydir. Altyaş gruplarında parlak oyunlar sergileyip parıldamak da... Ama büyük oyuncu olmak bambaşka bir şeydir. Dünya sahnesine hem de 21 yaşında çıktığın bir maçta bu kadar soğukkanlı, kendinden emin, oyuna ağırlığını koyan ve herkesten farklı duran bir adam olmak başka bir şey. Dün böyle bir oyuncu izledik. Mesut’u kazanamayacağımızı en başından bu yana biliyordum. Çünkü Almanya sadece bir futbol politikası olarak değil, temel bir politika olarak göçmenlere milli formayı açmıştı. Cacau, Khedira, Taşçı vb. Yani Mesut’u kaybedeceğimizi biliyordum ama bir sonraki Zidane’ı kaybettiğimizi düşünmemiştim. Şimdi biraz içim yanıyor. Hem Mesut için hem de bizim formayla Mesutlaştıramadıklarımız için. (Mesut biraz daha tecrübeli olsa ne o sarıyı görürdü ne de girdiği 2 pozisyonda sorun yaşardı.) Total futbol Löw ilginç ve keyif veren bir kadro sahaya sürdü. Müller ve Podolski’yi orta sahanın iki kanadına, Mesut’u Klose’nin yanına sürüp bir çeşit 4-2-4 doğrusu, 2-4-4’le sahayı doldurdu. Oyun anlayışları da bu yapıyı tamamlıyordu, çünkü akan oyunda ceza sahasına girmeyen sadece 2 stoperdi. Toptan bir oyundu bu. Total futbol. Ne gariptir ki bir önceki kupada Hiddink’le buna yakın bir oyun oynayan rakip Avustralya, yeni Hollandalı hocasıyla tam defansif bir çaba içindeydi. Belki de mecbur kaldılar... Löw Sacchivari bir sürrealist. Etnik çeşitlilikle oyun yaratıcılığını da bir üst seviyeye çıkarıp Almanya’nın en çok kültürlü yüzünü çizmeyi başarmış görünüyor. Bu genç kadro tüm büyük eksikliklerine rağmen dün çok disiplinli, çok yaratıcı ve arayan bir takımdı. Almanya’nın bu oyunla şimdiden İspanya ve Brezilya’nın en ciddi rakibi olduğunu söylemek yanlış olmaz herhalde.