Başörtüsü Konusu ve Kur'an.......

Konu, 'Dinlerimiz' kısmında halukgta tarafından paylaşıldı.

  1. halukgta
    Offline

    halukgta Banlı Üye Üye

    Kayıt:
    19 Temmuz 2013
    Mesajlar:
    100
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Balıkesir
    İslam inancında, kadınlarda başın örtülmesi Kur’an emrimidir? Gelin bu soruya, farklı bir yoldan Kur’an a bakarak cevap arayalım.

    Önce Kur’an ın bizlere verdiği hükümleri, nasıl izah ettiğikonusuna-yöntemine bakalım Kur’an dan. Bu konuda sizlere bazı ayet örneklerinivereceğim ki, sizlerin başörtüsünün Allah emri olup olmadığını düşünürken,referans olsun. Bakın Allah ayetlerini nasıl göndermiş bizlere.

    İsra 89: Muhakkak ki biz, bu Kur'an'da insanlara her türlümisali çeşitli şekillerde anlattık. Yine de insanların çoğu inkârcılıktanbaşkasını kabullenmediler.

    Hud 1: Elif, lâm, râ. Bu, hikmet sahibi ve her şeydenhaberdar olan Allah tarafından ayetleri önce sağlam kılınmış, sonra dadetaylandırılıp açıklanmış bir kitaptır.

    Hicr 1: Elif, Lam, Ra. Bunlar Kitap'ın ve apaçık olanKuran'ın ayetleridir.

    Nur 34: Andolsun ki biz size açık açık bildiren ayetler,sizden önce yaşayıp gitmiş olanlardan örnekler ve takvaya ulaşmış kimseler içinöğütler indirdik.

    Araf 52: Çünkü Biz, gerçekten de onlara, inanacak bir toplumiçin bir doğru yol, içinde bilgiye dayalı ayrıntılı açıklamalarda bulunduğumuzbir kitap ulaştırmıştık”.

    Nahl 89: O gün her ümmetin içinden kendilerine birer şahitgöndereceğiz. Seni de hepsinin üzerine şahit olarak getireceğiz. Ayrıca bukitabı da sana, her şey için bir açıklama, bir hidayet ve rahmet kaynağı veMüslümanlar için bir müjde olarak indirdik.

    Kehf 54: Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlar için her türlümisali değişik şekillerde açıkladık. Fakat insan tartışmaya her şeyden daha çokdüşkündür.

    Yukarıdaki ayetler üzerinde dikkatle düşündüğümüzde, Allahayetlerini detaylı, apaçık, ihtilafa düştükleri konularda yol gösteren, her şeyiçin bir açıklama, her türlü misalden değişik örneklerle, apaçık delillerlegönderdiğini söylüyor. En son yazdığım ayette ise, aslında hiç unutmamamızgereken bir bilgi veriyor ve bakın ne diyor Kehf suresi 54. ayetinde.

    (Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlar için, HER TÜRLÜ MİSALİDEĞİŞİK ŞEKİLLERDE AÇIKLADIK.)

    Lütfen yazımızın sonuna kadar bu ayeti hiç unutmayalım,çünkü konu üzerinde düşünmemizde, karar vermemizde yardımcı olacak. Şimdigelelim konumuza. Müslüman kadınların başlarını örtmeleri farz mıdır? YaniAllah emri midir? Eğer bir kısım din kardeşlerimizin söylediği gibi, başınörtülmesi farz ise, Allah bu emri yukarıda yazdığım ayetler doğrultusunda,Kur’an da apaçık bildirmesi gerekir. Çünkü biz ayetlerimizi hiç şüphe duymadan,açık, anlaşılır ve daha önemlisi her türlü misaller, örnekler vererek açıkladıkdiyordu. Zaten muhkem ayetlerinde anlamı, şüphe duyulmayacak kadar açık veanlaşılır sağlam, güçlü sözler demek değil miydi?

    Başörtü konusunu, bu bilgiler doğrultusunda anlamayaçalışırsak, Allah ın ne emrettiğini de doğru anlamış oluruz.

    Kadınların başlarını örtmesi farzdır, Allah emridir diyeKur’an dan örnek verilen ayetin o bölümünü, alıntı yaparak önce yazalım ve dahasonra üzerinde düşünelim.

    "Başörtülerini,yakalarının üzerine (kadar) örtsünler." Nur: 31

    Bu ayette geçen kelimenin, başörtüsü mü yoksa yalnız örtüanlamında mı olduğu konusunda, tartışmak istemiyorum. Başörtüsüne delilgösterildiği şekliyle, ayeti yazıp ve bu haliyle anlamaya çalışalım. ÇünküAllah ın kitabında, bir kelimeye farklı bir anlam dahi verseniz, anlatılmakisteneni asla değiştiremezsiniz. Değiştirmeye kalkanlar, ancak kendileriniavuturlar. Çünkü ne diyordu Yaradan, biz her konuda nice misali, değişikşekillerde Kur’an da açıkladık. Buradan da anlıyoruz ki Kur’an, bizzatkendisini anlatan, açıklayan, eşi benzeri olmayan bir rehberdir, nurdur.

    Ayette verilen emrin, cümlenin yüklemin den, göğüs yani yakaaçıklığının, dekoltesinin kapatılması gerektiğini anlıyoruz. Peki, neyle örtündiyor? Başınıza örttüğünüz örtülerin bir kısmıyla, göğüs açıklığınızı örtündiye anladığımızı düşünelim.

    Allah hükümlerimi, açıkça veririm dediği halde, bizlerayette hükmü verilen, yapılması istenen, yaka açıklığının, göğüs dekoltesininkapatılması dışında, ASLINDA AYETTE, BAŞINDA DOLAYLI BİR ŞEKİLDE ÖRTÜLMESİNİEMREDİYOR ALLAH, DİYEBİLİR MİYİZ bu ayete bakarak? Çünkü başın örtülmesinedelil, bu ayetten bu şekilde çıkartılıyor. Böyle düşünmek Muhkem ayetinanlamına da ters düşüyor. Çünkü muhkem ayetler sağlamlaştırılmış, hiçbir kuşkuduyulmadan apaçık anlamındadır.

    Şimdi sizlere soruyorum, bahsedildiği kadar önemli olan biremri Allah, açık bir hükümle vermeyip, dolaylı bir şekilde vermiş olabilir mi?

    Diyelim ki bu ayette dolaylı bir emirle Allah, kadınlarınbaşlarının da örtülmesini emrediyor diye kabul edelim. Bu durumda ne yapmamızgerekir? Yazımın başında unutmamamız gereken bir ayet var demiştim, hatırladınızmı? Madem bu ayette açık değil, dolaylı bir hüküm verdi Rabbimiz, Kur’an ınbaşka ayetlerinde, bu hükmü açıklaması, açıkça izah etmesi hükmünü vermesigerekir. Bu bilgiyi bizlere veren, Kur’an ın bizzat kendisidir hatırlayınız.

    Kur’an a baktığımızda, asla hiçbir ayetinde bu konudanbahsetmez, bu konuya açıklık getirdiği bir ayeti göremezsiniz. Yani kadınınbaşını örtmesine dair, MUHKEM bir ayet yoktur Kur’an da. Başörtüsüne delilgetirilmeye çalışılan konuların hepsi, kelimelere farklı anlamlar yükleyerek,aslında bu ayette başında örtülmesi, dolaylı anlatılıyor şeklinde delilgösterilir.

    Ne yazık ki ayetlerde geçen kelimelere, Allah ın hiçbahsetmediği, açıklamadığı, izah etmediği anlamları vererek, kendimize Kur’andan delil arıyoruz. Bu yöntem sizce Allah ın bizlere önerdiği, Kur’an ıanlamamız adına, takip etmemiz gereken yönteme uygun mu?

    Bu konuyu düşünmeye devam edelim. Diyelim ki, Allah göğüsaçıklığının örtülmesinde verdiği örnekte, başörtüsü sözcüğünü kullanmışsa, buemri mutlaka dolaylı da olsa, başörtüsüyle yerine getirmeliyiz. Başka biryöntemle göğüs dekoltesi örtülürse, ayetin hükmünü yerine getirmek eksik kalırdiye düşünelim. Konumuzun daha açık anlaşılabilmesi için, Kur’an dan bir örnekvermek istiyorum.

    Rabbimiz elçisine, hac konusunda bir ayet indiriyor ve bakınhacca gideceklerin hangi yollarla gidebileceği örneğini veriyor.

    Hac 27: İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yayaolarak, gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler.

    Allah elçisine, o günün toplumunun imkânları ve halkınyaşamında çok önemli yer tutan ulaşım şekliyle ayetini indiriyor ve diyor ki,ister yaya ister deve sırtlarında hacca gidin. Şimdi sizlere soruyorum. Haccagitmek yaya ve deveyle farzdır, motorlu araç veya uçakla gidemeyiz diyen var mıaramızda? Eğer yok diyorsanız, bahse konu Nur suresi 31. ayeti de aynı şekilde,aynı mantıkla anlamalıyız.


    Buradan da anlaşılıyor ki, Allah ın ayetlerde verdiğihükümlerini yerine getirmek için, kullandığımız ARAÇ, zamana ve mekâna göredeğişebilir, ama HÜKÜM asla değişmez. Nur 31. ayetinde açık emir göğsünörtülmesidir. Bunu ister o günkü toplumun geleneklerinde olan başörtüsüyleyaparsın, ister farklı bir örtüyle yaparsınız.

    Konunun daha iyi anlaşılması için, daha önce bir yazımda verdiğimörneği tekrarlamak istiyorum. Diyelim ki Yaradan bir ayetinde, ey iman edenkadınlar, beliniz ve göbeğiniz açıkta kalmasın, onun için giydiğinizgömleklerinizi aşağıya doğru salınki beliniz açıkta kalmasın, diye bir ayetindirmiş olduğunu farz edelim.

    Bu durumda Allah, belin ve göbeğin kapatılmasıyla birlikte,gömleğin de giyilmesinin farz olduğunu emrediyor diyebilir miyiz? Elbettemümkün değil. Hüküm belin ve göbeğin kapanmasıdır. Verilen örnekte GÖMLEK biraraçtır. Araç zamana, mekana, geleneğe göre değişir, ama hüküm asla değişmez.Allah onun için düşünerek iman edin diyor.

    O günde, bugünde Kur’an ın indirildiği toplumda, kadınındaerkeğinde başları zaten örtülüydü. Ama neden örtülüydü? Allah emrettiği içinmi, yoksa yaşadığı ortamın, iklimin gerekliliğinden mi? Elbette yaşadıklarıcoğrafyanın gereği, erkekte kadında başlarını örtmek, kendilerini çölrüzgârından, sıcağından, kumlardan korumak durumundaydılar.

    Şimdide geleneklerden yola çıkarak, bu konuyu anlamayaçalışalım. Araplarda kadının başının örtülmesi özgür kadın anlamındaydı. Birbaşka deyişle, özgürlüğün simgesiydi. Yani cariyeler Müslüman bile olsalar, başlarını örtmeleri yasaktı.Dışarıda gezerken, cariyemi hür kadın mı olduğu belli olsun diye.

    Cariyelerin Müslüman bile olsa, başlarının örtmesinin yasakolması, Kur’an ın indirilmesinin tamamlanması sonunda da değişmemişti. Budurumda sizce, Nur suresi 31. ayeti peygamberimiz, Müslüman olan topluma tebliğederken, nasıl tebliğ etmiş olabilir?

    Ey cariyeler, Müslüman bile olsanız, sizin başınızı örtmenizyasaktır. Yalnız Hür kadınlar başlarını örtecek, bu Allah ın emridir diyetopluma tebliğ etmiş olabileceğine inanıyor musunuz?

    Hayır inanmıyoruz, çünkü Kur’an ın genel hükümleri tüm imanedenler için geçerlidir diyorsanız, Nur suresi 31. ayette, Allah bu ayettekadınların başlarını da örtmesi gerektiği emrini dolaylı verdiğini, lütfensöylemeyelim.

    İslam dininde helal ve haramlar, Kur’an a iman eden herkesiçin aynıdır. Dikkat ediniz helal ve haramlar diyorum. Köleler konusunda özelayetler vardır Kur’an da, ama bu ayetler helal ve haram konularını kapsamayıp,onların yaşantılarında kolaylıklar sağlayacak konulardır.

    Çok ilginçtir, günümüzde yapıldığı gibi, peygamberimizdevrinde ve dört halife devrinde, başörtüsü konusunda hiçbir tartışma olduğunarastlamıyoruz. Hele hele saçın birtelini gösteren kadın günaha girer sözleri, peygamberimiz dönemi kadınlarınsaçlarının örtme şekli ile hiç örtüşmez. Çünkü Arap kadınları saçlarını örüp,arkasından aşağıya salarmış. Cariyelerarasından, bizlerde Müslüman’ız başımızıörtmek istiyoruz diyen hiç çıkmamış.

    Bir başka düşünülmesi gereken ise, ülkemizde bundan yaklaşık35 sene öncesine kadar, bugün türban diye örtülen başörtüsü şeklinin olmadığınıgörüyoruz. Bu sizleri düşündürmüyor mu?

    Başın örtülmesi bir gelenektir. Bizlerinde güzel birgeleneği. Bunda hiç şüphe yok. Geleneklerimizi elbette yaşatalım, ama dinin anaunsuru yapmadan. Bir Müslüman a düşen,din kardeşini Kur’an ile uyarmak olmalıdır. Gerisi herkesin kendisinekalmıştır. Çünkü herkes hesabını kendisi verecektir. İnancında özgürdür,kısıtlanamaz.

    Bu konuda önemli olan, Allah ın açıkça hüküm vermediği birkonuda, buda Allah ın hükmüdür, haramdır demenin yanlışlığıdır. Allah bensizlere neyi haram kıldığımı açıkladım der Kur’an da. Bunun dışında haramlaredinmeyin diye de ikaz eder.

    Allah ben verdiğim hükümleri, koyduğum haram sınırlarını,açık örneklerle, değişik ifadelerle verdim diyorsa, lütfen Rahmanın buuyarısını dikkate alalım, Kur’an ı bu mantıkla anlamaya çalışalım.

    Allah HARAM konusunda çok dikkat çekici bazı uyarılardabulunuyor bizlere ve bakın ne diyor.

    Nahl 116: Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak, “Buhelâldir, şu da haramdır” demeyin! Çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuşolursunuz. Şüphesiz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler

    Demek ki helal ve haram konusunda, ben Kur’an da her türlüaçıklamayı yaptım, izah ettim diyor. Bunun dışında haramlar edinir ve Allah anispet ederseniz, ALLAH A İFTİRA ATMIŞ OLURSUNUZ.

    Kur’an emrettiği haramları açıkça bildirmiştir ve tek tekaçıkça saymıştır. Peki, kadının başını örtmesi konusunda açık bir hüküm vermişmidir? Elbette vermemiştir.

    Allah neden diğer konularda, haram olanları çok açıkçaKur’an da bildirilmiş örnekleri verilmiş de, kadının başının örtülmesi konusunda,Rabbimizin tek bir açık hükmü yok. Neden bu soruyu kendimize sormuyoruz? Neyazık ki Kur’an devre dışı kalmış, rivayet ve sanı Kur’an ın önüne geçerek,onlarla iman eder olmuşuz. Hani Yaradan sizleri, Kur’an dan sorumlu tutuyorumdiyordu? Yoksa bu ayete iman etmiyor muyuz? Allah bizleri affetsin.

    Sizce bu kadar önemsenen konuda, Allah Nur suresi 31.ayetinde hükmünü açıkça değil de, dolaylı bir şekilde vermiş olabilir mi? Buhüküm verme şekli, yazımızın başında hatırlattığımız Kur’an öğretisine, ayetlerineuyuyor mu? Yorum ve karar sizlerin.

    Allah ın açıkça haram demediği bir konuda, bazı beşerikaynaklardan yola çıkarak, ya da atalarımızın itikatlarına delil olsun diye,kelimelerin ardından anlamlar çıkararak, bazı şeylere HARAM diyenleri, bakın Allahnasıl uyarıyor.

    Enam 150: Şunu dasöyle: "Allah şunu haram etmiştir diye tanıklık edip duran şahitlerinizigetirin." EĞER TANIKLIK EDERLERSE SAKIN ONLARLA BİRLİKTE TANIKLIK ETME!Ayetlerimizi yalanlayanlarla ahrete inanmayanların keyifleri ardınca gitme!Onlar, kendi Rablerine başkalarını denk tutuyorlar.

    Yüce Rabbimiz, sizlere apaçık ayetler indirdim, düşünün venefsinizin ihtirasları ile haramlar edinmeyin diyorsa, sanırım bu konuda çokdaha dikkatli olmamız gerekir. Lütfen şu soruyu dikkatle düşünerek, mutlakaKur’an ın onayladığı bir cevap bulmalıyız.

    Nur suresi 31. ayetinde Allah, kadının göğüs açıklığınınkapatılması emrini açık ve anlaşılır olarak vermişse, yine kadının başınınörtülme emrini, Kur’an ın başka hiçbir yerinde bahsetmeyip, yine bu ayette açıkdeğil de, dolaylı olarak kadın başını da örtmelidir, hükmünü vermiş olabilirmi? Bu sizce mümkün mü?

    Bazı kardeşlerimizin söylediği gibi, kadının başı zaten odevirde kapalıydı, ayrıca kadının başının örtülme emrini Allah ın vermesigerekmezdi, diyebilir miyiz? Kadın saçının bir tek telini bile gösterdiğinde,cehennemliktir diyenler, acaba büyük bir vebal altında olmuyorlar mı? Bu hükmüYüce Rabbimiz vermemişse, bizler nasıl olur da veririz.

    Biliyorum başını örten birçok din kardeşimden, bu yazımdandolayı tepki alacağım. Benim söylediklerimi, yazdıklarımı lütfen dikkatleKur’an ın özünde düşünün ve değerlendiriniz. Amacım başını örten kardeşlerimin,başörtülerini açmaları asla değildir. Buna Rabbimiz şahittir.

    Amacım geleneklerimizin dinleştirilerek, Allah ın açık biremri olmadığı halde, bunlarda Allah katındandır demenin, büyük HARAM, büyükGÜNAH olduğunun anlaşılması adınadır.

    Dilerim Yüce Rabbimden, yalnız Kur’an ın haram dediğineharam diyen, kendi nefsimizde haramlar edinmeyip, Allah ın sınırlarını bilen,geleneklerini dinleştirme den gereği gibi yaşayan, TAKVA sahibi Rabbin haliskullarından oluruz.

    Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
     
  2. halukgta
    Offline

    halukgta Banlı Üye Üye

    Kayıt:
    19 Temmuz 2013
    Mesajlar:
    100
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Balıkesir
    Bir arkadaşımız aynı yazıma başka bir sitede, Kur’an da geçen cilbab ve hamr kelimelerini örnek vermiş, başörtüsünün Allah emri olduğunu anlatabilmek için. Sormak isterim bu kelimeyi (cilbab) kullanan Rabbimiz, bu kıyafetin tarifini neden yapmamış? Eğer giyilmesi gereken bir çeşit şekli, biçimi belli olan kıyafet olsaydı, Allah bunun tarifini yapmaz mıydı Kur’an da? Hani biz her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız diyordu? Yoksa bu ayeti unuttuk mu, ya da üstünümü örttük.

    Kur’an ın hiçbir yerinde ne erkeğin, nede kadının kıyafetini tarif edecek tek bir ayet yoktur. Allah bazı konulara dikkat çeker ve ikazda bulunur. Çünkü Kur’an tüm âleme hitap eden bir rehberdir. Her mevsimin, hava şartlarının kıyafeti farklıdır. Allah kıyafete değil TAKVAYA önem verir. Allah dan sakınan insan giyimine de, konuşmasına da,davranışına da zaten dikkat eder.

    Cilbab sözcüğü DIŞ GİYSİ DEMEKTİR ve asla tarif edilmemiştir. Çünkü her toplumun giyimi farklıdır. Ayette bu kelimenin geçtiği manaya bakarsanız, kadınların evlerinde rahat ve daha serbest kıyafetle dışarı çıkmayıp, üzerlerine bir giysi alarak çıkmalarını söyler ve devamında, umulur ki rahatsız edilmesinler der. Buradan da ne anlatılmak istendiği çok açıktır. Allah ın anlatmak istediğini anlamak istemeyip, BU GİYSİYİ KENDİ NEFSİMİZDE ŞEKİLLENDİRİP, aslında bu kıyafet şöyledir ya da böyledir dersek, büyük yanlış yaparız ve kendimizi aldatırız.

    HAMR kelimesi de Kur’an da, şarap yani alkollü içki anlamında kullanılmıştır. Bu kelimeden türetilen HIMAR ise örtü anlamındadır ve Kur’an da örtü anlamında kullanılır. Bir kısım kardeşimiz bu kelime belki örtü anlamındadır ama Nur suresi 31. ayetinde başörtüsü anlamındadır diyerek, kendi fikirleri, inançları doğrultusunda ayeti anlamışlardır. Ama bu düşünceyi Kur’an ın diğer ayetlerinden onaylayacak, hiçbir bilgi, örnek yoktur. Tam tersine HIMAR kelimesi ve ondan türemiş kelimeler, Kur’an ın genelinde örtmek, gizlemek anlamında geçer. Örnekler verelim.

    (Bizim kalplerimiz örtülüdür.)( Onlar, sizin örtüleriniz, siz de onlara örtüsünüz.)( Ey Kitap Ehli, neden hakkı batıl ile örtüyor….)( Kalplerimiz örtülüdür" demeleri nedeniyle….)( kalpleri üzerine kat kat örtüler..)( Gece, üstünü örtüp bürüyünce.)

    Bunların hepsi hamr dan türemiş, hımar yani örtü anlamındadır mecazi anlamlarda bile olsa. Bazı kardeşlerimiz itikatlarına kanıt olsun diye, HAMR MADEM İÇKİ AKLI ÖRTEN ANLAMINDA, O ZAMAN AKILDA BAŞTA OLDUĞUNA GÖRE HIMAR BAŞÖRTÜSÜDÜR DEMİŞLERDİR inançlarına kanıt olsun diye. Açıklanmamış örnekleri bile verilmemiş anlamları bizler vermeye kalkarsak, sizce bu yolla Kur’an ı doğrumu anlarız, yoksa kendimizi mi kandırırız? Yorum ve karar elbette sizlerin. Sizce ayetleri, rivayetlerden yararlanarak mı anlarsak daha emin yolu izlemiş oluruz, yoksa Kur’an dan istifade ederek anlamaya çalışırsak mı? Karar sizin.

    Lütfen şunu düşününüz. ALLAH KADININ BAŞINI ÖRTMESİNİ EMRETSEYDİ AÇIKÇA, KADIN SAÇLARINI ÖRTMELİDİR DİYE, APAÇIK HÜKÜM VERİRDİ. LÜTFEN KUR’AN IN AÇIKLIK, MUHKEM OLMA VE ÖRNEKLERLE İZAH ETME ÖZELLİĞİNİ UNUTMAYALIM. Kur’an ın örtünme konusuyla ilgili çok düşündürücü ikazını hatırlatarak şekle değil TAKVAYA dikkatinizi çekmek isterim, tıpkı Yaradan ın yaptığı gibi.

    Araf 26: Ey Âdemoğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise indirdik. TAKVÂ elbisesi...( Allah dan korunup sakınma) İşte o daha hayırlıdır. Bunlar Allah'ın ayetlerindendir, belki düşünürler.

    Bizler ne yazık ki TAKVA yı bir kenara bıraktık, Allah ın hiç tarif etmediği giysileri, bu Allah ın istediği kıyafet diyerek topluma anlattık. O kıyafetleri giydik yalnız dış kısmı kapattık, farkında değiliz içimiz BOMBOŞ kaldı. Topluma TAKVA nın ne olduğunu öğretmek yerine, Allah ın hiçbir tarifini yapmadığı CİLBAB IN VE HIMARIN TARİFLERİNİ YAPTIK, kendi nefislerimizde şekillendirerek, dikkati başka yerlere çektik.

    Allah ın dikkat çektiği TAKVAYI kendimiz öğrenemediğimiz içinde, başkalarına öğretemedik. Allah cümlemizin yardımcısı olsun. İşimiz çok zor. Öyle bir yanlış yapıyoruz ki bu konuda, temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp aynı konuyu gündeme getirmek zorunluluğunu hissediyorum kendimde.

    Dilerim Kur’an gerçekleri ile iman eden, Allah ın sınırlarını Kur’an dan öğrenen, takva sahibi, onun halis kullarından oluruz.

    Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
     
  3. halukgta
    Offline

    halukgta Banlı Üye Üye

    Kayıt:
    19 Temmuz 2013
    Mesajlar:
    100
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Balıkesir
    Bir arkadaşımızın, yine farklı bir sitede, başörtüsü konulu yazıma verdiği cevapları ve onlara benim verdim cevapları, sizlerle paylaşmak istiyorum ki, konu daha detaylı anlaşılma imkânı bulsun. Bakın arkadaşımız nasıl cevaplar vermiş alıntı yaparak, benim de verdiğim cevaplar üzerinde düşünelim.

    ( Halukgta gibiler kendi tahayyüllerini Kur'an'a onaylatmak için çaba sarf ediyorlar sadece.)

    Bu çok doğru bir tespit, önce onu söylemek isterim. Çünkü ben bunlarda dindendir yani bunlardan da din ve iman adına sorumluyuz diye öne sürülen, her konuyu Kur’an dan onaylatmaya çalışırım. Daha doğrusu bu Allah ın emri. Allah, sakın Kur’an ın sınırlarını aşmayın, onun ipine sarılın, çünkü Kur’an dan sorumlusunuz diye, apaçık hükmünü vermiştir.

    Yine arkadaşımızın, bana göre çok dikkat çekici, aşağıdaki konuyla ilgili düşüncelerine de değinmek istiyorum.

    (çok derin analiz ve alt yapı isteyen bir meseleyi bir bez parçası olarak değerlendirip olayı paketleyip bir kenara atma alışkanlığı ile ilgilidir Kuran anlatım teknikleri VURGULARI anlattıkları İŞA RET ettikleri ile ilgili bağlantı kurmayıp olayı anlamsallık içeriklilik kavramlarını ötelemekle ilgilidir. )

    Bu sözlerden arkadaşımızın, Kur’an a bakışı ve Kur’an ı anlama yöntemini görüyoruz. Lütfen bu konu üzerine yoğunlaşalım.
    Önce şunu belirtmek isterim ki, Allah Kur’an da sorumlu olduğumuz MUHKEM ayetleri anlayabilmemiz için, çok derin analizlerle anlayacağımız şekilde göndermemiştir. Bu düşünce, fikir zaten ayetlerin MUHKEM yani sağlam, güçlü, açık, anlaşılır, şüphe duymadan anlatım mantığına uymaz. Bunu düşünmek Allah ın yemin ederek, sizler için Kur’an ı kolaylaştırdım, yok mu düşünen hükümlerine de ters düşer.

    Kur’an ın bizleri eğitme ve anlatım şeklinde elbette verdiği örneklerde, konunun daha iyi anlaşılması için VURGU yapar, hatta konuya İŞARET ederek dikkatte çeker. Ama bunları yapmadan önce Allah, hükmünü APAÇIK VERİR. Yani başın örtülme konusu Allah emri olsaydı, önce Allah bunu açıkça söyler, daha sonra konunun anlaşılması için vurgu yaparak izah ederdi. Allah ne diyordu bir ayetinde? Biz her konudan nice örnekleri, değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız.

    Gelelim vurgu yaptı ya da işaret etti dediği örneklere. Allah Nur suresi 31. ayetinde geçen, HIMAR kelimesinin ne anlamda olduğu konusunda dahi bugün bir netlik, bir anlaşma birliği yoktur. Kimisi örtü, kimisi de bu kelime başörtüsüdür diyerek bu kelimeyi tartışıyor. Yine dolaylı işaret ettiği söylenen, Ahzab 59. ayette geçen, CİLBAB sözcüğü dış giysi olup, asla Kur’an da tarif edilmediği halde, bizler itikatlarımızı bu kelimeler üzerinden kanıt gösteriyoruz. Peki, bu yöntem Kur’an ın MUHKEM oluşuna uyuyor mu? Hani Allah her şeyden nice örnekleri, açık, anlaşılır vermişti? Neden Allah kadınlar saçlarını örtmelidir diye, açık bir hüküm aramıyoruz Kur’an da? Vermemiş olduğu, bizleri hiç tedirgin etmiyor mu?

    Arkadaşımızın cevabında, dikkatimi çeken bir cümle daha var, ona da değinmek isterim.

    (Zira konu insan ve toplum değer sistemleri ile ilgilidir. Elbette şüphemiz yok. Bazı konular ispatlanabilir değil algılanabilir anlaşılabilirdir. Zira insan bakış açısının çoğu ben merkezlidir. Oysa Kuran anlam verilmeye değil anlamı bulunmakla algılanabilir)

    Aslında DİN konusu, yani Kur’an söz konusu olucunca, dinin hükümlerine, Allah ın kanunlarına, toplumun değer yargıları ile bakmamız yanlış olur. Toplumun değer yargıları her toplumda değişir ve gelenekleri ile de doğru orantılıdır. Peygamberimize Kur’an indirilmeye başlandığında, o günkü toplumun değer yargılarını düşünün. Kur’an ile birlikte, eski değer yargılarını, inançlarını devam ettirmek siyenlere Allah izin vermemişti. Toplumun yanlış inançları, değer yargılarını çok etkilemiş ve o yönde yaygınlaşmıştı. Eğer yanlış bir inanç varsa, değer yargıları da yanlış yönde gelişir.

    Atalarımızdan böyle gördük diyemeyiz din konusunda. Bazı konuların ispatlanabilir olmadığını, algıyla yani sezilerimizle anlayabileceğini söylemiş kardeşimiz. Bu mantığı bu düşünce şeklini, asla İslam ı dinimizi yaşamaya çalışırken kullanamayız. Dinin ispatı, kanıtı yalnız Kur’an ın APAÇIK AYETLERİDİR. İslam özellikle bu düşünceyi reddeder ve onun için ayetleri açık ve nice örneklerle verdik ki düşünesiniz, doğruyu bulasınız diye açıkça belirtir. Eğer imanımızı sezgi ya da açık olmayan algılarımıza, hislerimize, duygularımıza göre anlamaya çalışırsak, bu duyguların, hislerin içine, şeytanın vesvesesinin girip girmediğini asla bilemeyiz.

    Bir başka deyişle İslam duygu, his ve algılarla değil, açıkça Allah ın hükmettiği ayetlerle anlaşılmalı ve bunların doğrultusunda yaşanmalıdır. Bu Kur’an öğretisidir, hükmüdür. Bu sözlerin devamında, aslında benim söylediklerimin kanıtı da zikredilmiş ve zira insanlar bakış açısının çoğu ben merkezlidir demiş. Çok doğrudur, insanlar düşünmeden duyguları ile hareket ederler ve bunun sonucun da nefisleri onları kendi menfaatleri doğrultusunda hareket etmelerini sağlar. İşte buda algılama yanlışlığıdır.

    Arkadaşımızın son cümlesi de önemli. Oysa Kur an anlam verilmeye değil, anlamı bulunmakla algılanabilir demiş. Bu sözler çok farklı anlamlara çekilebilecek sözler. Kur’an ayetlerine bizler anlam veremeyiz, anlamı, manasını zaten Allah açıkça verdiğini söylüyor. Bir başka deyişle, bizler dinin anası olan MUHKEM ayetlerin manasını şifrelenmiş bir sistemle aramakla değil, açıkça verilen hükümlerin üzerinde düşünmekle anlayabiliriz. Yani Allah ayetlerini dolaylı ya da işaret ederek vermediğini apaçık verdiğini söyler. Açıkça vermediği ayetler üzerinde nasıl düşünüp öğüt alabiliriz? Allah yemin ederek kolaylaştırdım dediği bir rehber kitapta, hükümleri açıkça değil de, herkese göre farklı anlaşılabilecek şekilde verip, daha sonrada tüm kullarını bu kitaptan imtihan eder mi?

    Başörtüsü konusu daha yıllarca konuşulacak ve tartışılacak bundan eminim. Sanırım buda imtihanımızın, önemli bir bölümünü oluşturuyor olsa gerek. Peygamberimizin mahşer günü söyleyeceği ve Kur’an ın şimdiden bizleri uyardığı ayet geldi aklıma.
    Furkan 30: Peygamber der ki; Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'an'ı büsbütün terk ettiler.

    Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
     

Sayfayı Paylaş