Hiç böyle bölünmedi İnönü Stadı’nda dün her kafadan bir ses yükseldi. Tribünlerde olay çıkmayan yer kalmadı. “Yönetim istifa” seslerinin yanı sıra “2 kupayı unutma” pankartı, taraftarların farklı düşüncelerini yansıtırken, kadın ve çocuklar büyük tehlike yaşadı Yıllardır takımına verdiği karşılıksız destekle dünyanın dikkatini çekmeyi başaran Beşiktaş taraftarı, alınan başarısız sonuçlardan sonra tam anlamıyla bölündü. İnönü’de dün akşam oynanan maçta her kafadan bir ses çıktı, tribünlerde olay yaşanmayan yer kalmadı. Şimdiye kadar Beşiktaş tribünlerinin ahenkli korosunu yöneten amigo Alen, protestoları susturmaya çalıştı, ancak çaresiz kaldı. Sonunda kapalı tribünde yönetimi protesto eden taraftarlara alt tribünden tırmanan taraftarlar müdahale etti, arada kadın ve çocuklar kaldı. Ne yapacağını bilemeyen taraftarlar maç yerine statta çıkan olayları izledi. Futbolcular ısınırken taraftarlar hep bir ağızdan mücadeleleriyle gönüllerinde taht kuran eski yıldızlar; Pascal Nouma, Daniel Amokachi, John Carew’in isimlerini bağırdılar. Bu tezahüratlardan Beşiktaş’ın bugünkü takımından sadece Fabian Ernst nasibini aldı. Amaç gönülden oynayan futbolcuların hep hatırlanacağını göstermekti. Maç için futbolcular sahaya çıktığında taraftarlar hep birlikte ellerini iki yana sallayarak ‘Yeter Yıldırım Demirören’ diye bağırıyorlardı. Buna bütün taraftarlar, hiçbir engelleme olmadan gönüllerince katılıyorlardı. Tam İstiklal Marşı söylenirken Yıldırım Demirören’in oturduğu şeref tribününün altında bulunan numaralı tribünde, yönetimin istifasına yönelik bir pankart açıldı. Marş söyleniyor olmasına rağmen açılan pankart tribünlerden yoğun alkış aldı. Ancak marş bitiminde, yine bazı taraftarlarca bu pankarta sert bir şekilde müdahale edildi ve arbede çıktı. Maçın başlama vuruşuyla birlikte Beşiktaş’ın tribün liderlerinden Alen Markaryan kapalının tam ortasında her zamanki yerini aldı ve o dakikaya kadar yapılan yönetim protestolarının dışında sadece ‘Beşiktaş’ tezahüratları yaptırmaya başladı. Ancak bu durum Alen’in önündeki grubun dışındaki stadın diğer taraftarlarınca ıslıklarla karşılandı. Ve bu gruplar Yıldırım Demirören ve yönetim aleyhine tezahüratlarını sürdürdüler. Henüz 15’nci dakikaya gelmeden bu kez kapalının tam ortasında bir kavga çıktı. Meydana gelen karışıklıkta olaya müdahale etmeye çalışan Alen de ortada kalarak darbe aldı. Polisin sert müdahalesi Kavga sonrası Alen tekrar yerine çıkarak “Bundan sonra beni dinleyeceksiniz” diye bağırdı. Ancak bu durum da protestocu taraftarları susturmaya yetmedi. Yapılan tezahüratların hepsi ‘Yeter Yıldırım Demirören’ ve ‘Yönetim İstifa’ya döndü. Bu sırada yeni açık tribününden numaralı tribüne doğru taraftarlar hareketlendi ve koltukları kırarak buraya doğru atmaya başladı. Ancak polis bu gruplara sert bir şekilde müdahale etti. İlk yarının sonlarına doğru üst kapalı tribündeki kalabalık arttı. Bunun üzerine taraftarlar aralarında ‘İkinci yarıda kapalı tribünde olayların başlayacaklarını’ konuştular. Bu sıralarda açılan ‘2 Kupayı unutma, vefasızlık yapma’ pankartı yine stadın büyük bölümünün tepkisini çekiyordu. İkinci yarının başlamasıyla tribünlerdeki bölünme devam etti. Bir zaman sonra gelen Tabata’nın golü bile tribünleri susturmayı yetmedi, protesto tezahüratları sürdü. Bunun üzerine alt ve üst kapalı tribünde Alen’in hizasında bulunan gruplar yönetimi protesto eden taraftarların üzerine yürüdü. Özellikle alt kapalı tribünden yaklaşık 50 kişilik bir grup, kadın ve çocuklara aldırmadan, üst kapalı tribüne tırmandı ve ‘protestocu’ olarak belirledikleri grubun üzerine hücum etti. Yaş ortalaması 20-25 olan gençler, ‘protestocuları püskürttükten’ sonra ‘Herkes bağırsın, Beşiktaş, Beşiktaş..’ diye kendilerince tavır belirlemeye çalıştılar. Yaşanan arbede yıllardır tribüne gelen insanları bile isyan ettirdi. Dün akşamki olaylar yaşanırken, bir ara kafamı kaldırıp Beşiktaş’ın herkes tarafından hayranlıkla izlenen ünlü kapalı tribününün üzerinde yazan ‘Ruhumuz Burada’ sloganını gördüm. O sırada yanımdaki insanlar, ‘Yazık, bu taraftar bu hallere düşecek miydi’ diye söyleniyorlardı. Daha fazla dayanamadım, 70’nci dakikada stattan çıktım. Aklımda geçen yılların maçları vardı. Bu takım hep maç kaybetti, ama hiçbir zaman taraftarı bu kadar bölünmedi... Bir kısım taraftar istifa daveti çıkardı. Bir kısım taraftar da destek verdi. Siyah-beyazlı taraftarlar birbirine girdi. İşte çocuğuyla maça gelen bir babanın yaşadığı zor anlar... Tribünlerdeki öfkeli kalabalıktan oğlunu kurtamaya çalışıyor, belki de stada geldiğine kahrediyor... Milliyet