57 gibi erken bir yaşta vefat eden Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümüne neden olan hastalık siroz olabilir. Fakat siroza yakalandığında ve bundan önce çeşitli sebeplerden birçok hastalıkla mücadele etti ve onları yendi. Beş kardeşinden Makbule (Atadan) hariç, dördünü erken yaşlarda kaybettiği düşünülürse (Fatma 4, Ahmet 9, Ömer 8, Naciye 12 yaşlarında), Atatürk'ün hayatla kavgası daha iyi anlaşılabilir. Kaburga kırığı 12 Ağustos 1921'de Polatlı'da cephede attan düştü. Üç kaburga kemiği kırıldı fakat tam iyileşmeden 17 Ağustos'ta cepheye döndü. Karaciğer hastalığı 22 Ocak 1938'de siroz teşhisi kondu. Ve hastalık ilerledikçe kaşıntı, burun kanaması, bilinç kaybı, geçici hafıza kaybı yaşadı. Sıtma 1896'da girdiği Manastır Askeri İdadisi'nde etkisini hayat boyu taşıyacağı sıtmaya yakalandı. Çanakkale Savaşı'nda, Samsun'a çıkarken ve Sivas Kongresi sırasında nöbet geçirdi. 20 Eylül 1919'da Sivas'ta görüştüğü Amerikan Heyeti Başkanı General Harbord anılarında "Elinde durmadan tespih çekerdi, sonradan öğrendim ki bunun sebebi yakın zamanda sıtma nöbeti geçirmesi ve yüksek ateşli olmasıymış" diye yazmıştı. Zatürree 22 Kasım 1936'da ve 7 Şubat 1938'de iki defa zatürree teşhisi kondu. O dönemde özellikle penisilin gibi antibiyotiklerin bulunmadığı düşünülürse bir yandan karaciğer hastalığı ile uğraşırken zatürreeyi yenmesi önemliydi. Gözde hasar 16 Ocak 1912'de, Libya Derne'de toz bulutu içinde kaldı ve gözüne kireç parçası girdi. Hastaneye yattı fakat tamamen iyileşmeden cepheye döndü. Savaş şartlarından ötürü Mart'ta rahatsızlık tekrarladı. Kasım'da Viyana'da muayene olup başarılı bir müdahale geçirmesine rağmen sol gözünde şaşılık kaldı. Kulak egzaması Gençliğinden itibaren kulak egzaması vardı. Kulak ağrısıHaziran 1926'da Bursa'da nüksetti. Bu sebeple zaman zaman kulağında iltihaplanma oluyordu. Difteri Kardeşleri Ahmet ve Ömer gibi küçük yaşta difteri-kuş palazı geçirdi. Kardeşlerinin aksine hastalığı atlattı. Kalp rahatsızlığı Kasım 1923'te savaş sonrasında ve Mayıs 1927'de Nutuk'u hazırlarken çok çalıştığı günlerde kalp krizi geçirdi. Ankara'ya davet edilen iki Alman doktor kahve ve sigaradan uzak durmasını tavsiye etti. Böbrek rahatsızlığı 20'li yaşlarının başında hayatının sonuna kadar devam edecek ağrılı, sık idrara çıkmaya yol açan, ateş yapan, bazen titreme ve terlemeye neden olan pyelonefrit'e yakalandı. Sürekli böbrek sancılarından ötürü Haziran 1918'de Viyana Cottage Sanatoryumu'nda, ardından Karlsbad'da kaplıca tedavisi görse de, tamamen atlatamadı. Kaynak: Dr. Eren Akçiçek, "Atatürk'ün Sağlığı Hastalıkları ve Ölümü" (Güven Kitabevi, 2005) newsweek.