Arılar ve sinekler

Konu, 'Uyduturk Cafe' kısmında beydemir tarafından paylaşıldı.

  1. beydemir
    Offline

    beydemir Süper Üye Üye

    Kayıt:
    27 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    1.700
    Beğenilen Mesajlar:
    4
    Şehir:
    BURSA-KÜTAHYA
    Bir grup arıyla sineği bir şişeye koyuyorlar.
    Şişenin taban tarafını ışığa doğru, açık olan ağız kısmını da karanlığa doğru
    yerleştiriyorlar.

    Arıların hepsi ışık olan tarafa doğru üşüşüyor. Ama şişenin
    tabanı cam ve onların da yabancısı olduğu bir madde olduğundan
    çıkmayı başaramıyorlar.
    Bu arada sinekler, şişenin ağzına doluşuyor vekaranlıkta dışarı çıkıp kayboluyor.

    Ağzı açık olan şişeden karanlık tarafa doğru tek bir arı bile gelmiyor.

    Camın önünde ışığa doğru çabalarına devam ediyorlar.

    İnsanın aklına hemen arıların akılsızca davrandıkları geliyor.

    Ancak biraz derinlemesine düşününce, karşımıza dikilen gerçek çok daha farklı.
    Çok basit gibi gelen bu deney beni oldukça düşündürdü.

    Arıların ne kadar akıllı yaratıklar olduğunu hepimiz biliyoruz, sinekler ise malum.
    Arılardan korkarız bizi sokarlar diye ama sineklerden midemiz
    bulanır, uzak durmaya çalışırız.

    Evet, ışığa doğru yürüyenlerin önünde her zaman engeller olacaktır kuskusuz.
    Onlar, engellere rağmen ışıktan vazgeçmeyendir.

    Ne tür engel olursa olsun önlerinde, çabalarını sürdürenlerdir.Ve bu
    uğurda da gerektiğinde ölebilenlerdir.

    Yürek, azim, sevgi, ilkeler, dürüstlüktür bunu yaptıran.
    Kendine saygı, yasadığı topluma saygıdır.

    Sinekler, karanlıkta sıvışan kaçaklardır, karanlığa yürüyenlerdir,
    karanlık düşüncelerdir.

    Şişenin ağzının karanlığa bakmasının onlarca hiç bir önemi yoktur.

    Sinsi, ilkesiz, yüreksiz, korkak varlıklardır.
    SADECE kendi yaşamları söz konusudur.

    Nerede yemek varsa, nerede rahat yasayacaklarsa, nerede çok para
    kazanacaklarsa oraya giderler.

    Onlar için karanlık olması önemli değildir açık ağızların, karanlık
    sığınaklarıdır çünkü, izlerini rahatça kaybettirir.

    Arıyı kovalamak isterseniz savaşır, engellere aldırmaz.

    Amacı sadece ışığa ulaşmaktır.

    İğnesini sapladığında öleceğini bilerek savaşır ve değerleri için ölür.

    Ama sinekler kaçarlar. Sonra yılışık yılışık tekrar dönerler
    kovaladığınız yere.

    Her türlü pisliğe bulaşırlar, sonra da yiyeceklerinize, üstünüze,
    başınıza konar.

    Arılar yumurtalarını yalnızca kovanlarına bırakır.

    Oysa sinekler her yere yumurtlar, her yerde ürer.

    Onlar için asıl amaç çoğalmak ve yayılmaktır.

    Girme şu alçakların hizmetine,

    Konma sinek gibi pislik üstüne.

    İki gün de bir somun ye ne olur,

    Yüreğinin kanını iç de boyun eğme...

    Ömer Hayyam

    Engellere rağmen ışığa yürüyenlere, ışığa ulaşmak için çabalayanlara
    ve ışık saçanlara..
     

Sayfayı Paylaş