Diyabet ve şeker hastalığı hakkında bilgi veren Prof. Özata, aniden sinirlenme, yorgunluk gibi belirtilerle ortaya çıkan hastalığı tetikleyen faktörleri de sıraladı. İstanbul’da 104.6 Frekansıyla yayın yapan Radyo 7’nin sevilen programcılarından Eda Çelebi’nin hazırlayıp sunduğu Eda’yla Gün Ortası programının dünkü konuğu Prof. Dr. Metin Özata oldu. Diyabet ve şeker hastalığı hakkında merak edilenlerin konuşulduğu programda hastalıkların belirtileri, risk altında olanlar ve tedavi yöntemleri anlatıldı. Diyabet hakkında bilgi veren Özata 40 yaşın üstünde bu hastalığın sıklıkla rastlandığını belirtti. Gizli şekerin belirtileri arasında aniden sinirlenme, boğaz kuruluğu, terleme, halsizlik, yorgunluk gibi belirtileri olduğunu söyleyen Özata, gizli şekerin diyabetin habercisi olduğunu aktardı. Türkiye’de her üç kişiden birinin şeker hastası olduğunu belirten Prof. Dr. Özata, pirinç pilavı yerine bulgur, beyaz ekmek yerine ise kepekli ekmek tercih edilmesi gerektiğini söyledi. Prof. Özata, şeker hastalarının çay ve kahve tüketmemeleri gerektiğini belirterek, tatlandırıcıların da unutkanlık yaptığı uyarısında bulundu. EDA: Çağımızın hastalığı diyabet hakkında neler söyleyebiliriz? Ahmet ÖZATA: Tehlikeli Bir hastalıktır. Vücutta kalp, böbrek, göz gibi organlarda kalıcı hasarlara, ayaklarda kangrene sebep olabilir. Erken teşhis büyük önem taşır. EDA: Diyabet hangi durumlarda ortaya çıkıyor? Belirtileri nelerdir? Ahmet ÖZATA: En önemli faktör ailede şeker hastasını olmasıdır. Genetik bir hastalıkolduğunu söyleyebiliriz. Kilo almak ve aşırı stresli bir yaşama sahip olmakta nedenleri arasında gösterilebilir. Belirtileri acıkma, tatlı isteği, fazla terleme, genital bölgede kaşıntı, çok su içerek idrara gitme, hiçbir sebep yokken kilo kaybı şeklinde kendini gösterebilir. Ayrıca halsizlik yorgunluk, görmede bulanıklık gibi durumlara da sebep olabilir. Tatlı krizine giren kişilerde de bu rahatsızlık görülebilir. Güm içinde şeker ihtiyacı artar. Bu hastalığın ilk aşaması sayılabilir. Bu sayede çok tatlı yiyen kişilerde insülin direnci iyice bozulur ve şeker hastalığı ortaya çıkar. O yüzden böyle kişiler mutlaka bir uzmandan yardım alıp şeker yüklemesi ya da açlık tokluk kan şekeri ölçümü yapılmalı. EDA: Diyebetin türleri var mı? Obezite ile bağlantısı olabilir mi? Ahmet ÖZATA: Diyabetin tip bir diyabet ve tip iki diyabet olmak üzere iki türü vardır. Tip bir diyabet çocukluk çağında görülen ve insülin hormonunun eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan, tip iki diyabet ise daha çok erişkinlik (30 yaş üzeri kişilerde) döneminde ortaya çıkan rahatsızlıklardır. Son zamanlarda çocuklarda görülen aşırı kiloluk sebebiyle tip iki diyabet, çocuklarda da görülmeye başlanmıştır. EDA: Tehlikeli bir yaş gurubu var mıdır? Kimler tehlike altında sayılabilir? Ahmet ÖZATA: Erişkin tipi diyet 40 yaşın üstünde kişilerde sıklıkla rastlanılan bir hastalıktır. Özellikle ailesinde diyabet hastası olan kişiler 40 yaşından sonra 6 ayda bir kan ölçümü taraması yaptırmalılar. Hamile olan kişilerde ise anne adayı kilolu ise ilk aydan itibaren açlık tokluk kan şekeri ölçümü takip edilmelidir. EDA: Gizli şeker nedir? Açlık-tokluk şekeri ölçümü önemli midir? Ahmet ÖZATA: Gizli şeker, şeker hastalığının ortaya çıkmadan önceki devresidir.Açlık kan şekeri 100-126 arasında ise gizli şeker vardır.Açlık kan şekeri 90’ın üzerinde olan kişilerde risk taşımaktadır.Bu durumda şeker yükleme testi yapılmalıdır. Aniden sinirlenme, boğaz kuruluğu, terleme, halsizlik, sabah kalkmada yorgunluk çeken kişiler de gizli şeker olabilir. Özellikle ailede şeker hastası varsa bu testler ve belirtiler önemlidir. EDA: Önüne geçilebilir bir hastalık mıdır? Ahmet ÖZATA: Şeker hastaları eğer beslenmelerine dikkat edip, ilaçlarını düzenli kullanırlarsa daha kolay iyileşebilirler. Bunun yanı sıra el ve ayak bakımı da bu hastalıkta çok önemlidir. Üzüm, kavun, karpuz, beyaz ekmek bu hastalıkla yaşayanlar için önermeyeceğimiz besinlerdir. Şeker hastalarında yaraların iyileşmesi uzun sürdüğü için dikkat edilmeli. EDA: Peki düşük tansiyonla yaşayanlar için durum nedir? Ne yapılabilir? Ahmet ÖZATA: İdeal ölçü büyük 12 küçük 9 olmasıdır. Vitamin desteği de düşük tansiyonlar için önerebiliriz. 3 ayda bir periyodik testlerin yapılması da tedavinin iyi sonuç vermesi adına önemlidir. Yılda bir kez göz doktoruna göz dibi muayenesi ve ayakların sürekli yıkanması, çok dar ve bol ayakkabı giyilmemesi, pamuklu çorabın tercih edilmesi, her sene grip aşısı, 5 yılda bir pnömokok aşısı yapılması da önerilerim arasında yer alabilir. EDA: Şeker hastalığı neden kilolu insanlarda daha çok görülür? Bu açıdan ülkemizdeki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Ahmet ÖZATA: Kilolu kişilerde pankreas bezinden salgılanan insülin hormonu kanda ki şekeri hızla hücrelere taşır. Şeker hastalarında ise bu organ fazla çalışmaz ve kilo alındıkça insülin oranı artar. Bu sebeple erişkin tipi diyabet hastaları kilosu fazla kişilerdir. Türkiye’de maalesef her üç kişiden biri şeker hastasıdır. Bunun başlıca sebebini beyaz ekmeğin tüketiminin fazla oluşuna bağlayabiliriz. Obezite arttıkça şeker hastalığı da artar. Pirinç pilavı yerine bulgur pilavı, beyaz ekmek yerine esmer ekmek tercih edilebilir. EDA: Ayakkabı alacaklara öğlenden sonra alınmasını öneriyorsunuz bunun nedeni nedir? Ahmet ÖZATA: Akşama doğru ayaklar şişeceğinden öğlen saatleri daha uygundur. EDA: Ramazanda şeker hastalarını ne gibi sorunlar bekliyor? Ahmet ÖZATA: Önemli derece de şeker hastalığı varsa oruç tutulmamalıdır. İlaç kullanan hastalarda ani hastalanmaya ve ilaç alma gereksiniminin doğması açısından tutmamalıdırlar. Gün içerisinde besin alınmadığı, ihtiyaçlar ertelendiği için tehlike oluşturabilir. Gizli şekeri olup, düşük olanlar tutabilirler. EDA: Depresyon diyabeti tetikler mi? Salgın bir hastalık olduğu söylenebilir mi? Ahmet ÖZATA: Depresyon diyabeti, diyabette depresyonu tetikler. Depresyonda olan kişilere mutlaka şeker ölçümü yapılmalı. Kan şekerinin düşmesi de kişileri sinirli hale getirebilmekte. Salgından ziyade aile bağlarıyla geçen bir hastalık olduğu söylenebilir. EDA: İnsülin kimler tarafından kullanılır ve nasıl yapılır? Ahmet ÖZATA: Az önce bahsettiğimiz gibi tip bir diyabet olan kişiler insülin kullanmak zorundadır. Çocukluk çağında başlayan diyabettir. Erişkin tip diyabette ise daha çok ilaçla tedavi uygulanır. İnsülin cilt altından yapılan bir tedavidir. Vücut için en sağlıklı tedavi olduğunu söyleyebiliriz. EDA: Şeker hastalığı olan kişilerin şekersiz çay ve kahve içmesi, şekersiz tatlandırıcılar kullanması doğru mu? Ahmet ÖZATA: Şeker hastalarında çay ve kahve hastalığı tetikleyebilmekte. Tatlandırıcılar ise fazlası unutkanlık yapmakta. Mecbur kalmadıkça kullanılmamalı. EDA: Şekerin tavana vurması ya da düşmesi nedir? Belirtileri ve tetikleyeceği hastalıklar nelerdir? Ahmet ÖZATA: Açlık şekerinin 70’in altına inmesi kan şekeri düşüklüğüdür. Şeker düştüğünde kişilerde halsizlik, baş dönmesi, dengesi bozukluğu görülebilir. Hatta komaya kadar gidebilir. EDA: Kişilerde görülen ani ve kısa süreli baş dönmeleri, tatlı yeme isteği şeker hastalığı belirtisi sayılabilir mi? Ahmet ÖZATA: Gizli şeker hastalığı olabilir. Anlaşılması içi insilün ve açlık tokluk şeker ölçümlerimutlaka yapılmalı. Alanında uzman konuklarıyla Eda'yla Gün Ortası Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri saat 12:00'de Radyo 7'de.