Allah Hırsızlık Yapanın, Ellerini Kesin mi Diyor

Konu, 'Dinlerimiz' kısmında halukgta tarafından paylaşıldı.

  1. halukgta
    Offline

    halukgta Banlı Üye Üye

    Kayıt:
    19 Temmuz 2013
    Mesajlar:
    100
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Balıkesir
    Kur’an bizlere indirilmiş bir yaşamkaynağıdır, rehberdir. Bu kaynaktan doğru istifade etmek isteyen, onun özündeyatan öğretiyi, mantığı ve hayata bakışını, önce anlamak adına çabaharcamalıdır. Bunu yaparken de, yine bizzat Kur’an dan istifade etmelidir. Bunuyapmıyor da, birilerinin etkisinde Kur’an ı anlamaya çalışıyorsak, asla doğruyol üzerinde olduğumuzdan emin olamayız.

    Şimdi sizlere bir ayet hatırlatmak, daha sonrada bu ayet üzerinde sizleri çokhassas, dikkatle hiçbir etki altında kalmadan, Kur’an bütünlüğünde, düşünmeyedavet etmek istiyorum. Çünkü bu ayete ve içinde geçen bir kelimeye, öyleanlamlar veriyoruz ki günümüzde, Kur’an ın özüne, öğretisine, Allah ın adaletanlayışına tamamen ters düşüyor.


    Maide 38: Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık bir ceza veAllah'tan bir ibret olmak üzere ellerini kesin. Allah izzet ve hikmetsahibidir.

    Aynı ayeti, farklı meallerden deörnek verelim.

    (Hırsızlık eden erkek ve kadının,yaptıklarına karşılık bir ceza ve Allah'tan bir ders olmak üzere güçlerinikesiniz. Allah, izzet ve hikmet sahibidir.)

    (Hırsız erkek ve hırsız kadının,(çalıp) kazandıklarına bir karşılık, Allah'tan, 'tekrarı önleyen bir ceza'olmak üzere ellerini kesin. Allah üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmetsahibidir.)

    Gerçekten Allah bu ayette hırsızlıkyapan kadın, erkek bizzat ellerini kesin diyor olabilir mi? Yoksa ellerinikesin derken, Yaradan başka bir şeyden bahsediyor olmasın.

    Kur’an da geçen bazı deyimler vardır,ayaklarını kaydırdı, ayaklarımızı yere sağlam bastır, adaleti dimdik ayaktatutmak, kökünü kesmek, sağır kesilmek, kulak kesilmek, ardını arkasını kesmek,kökleri kesilmek, simsiyah kesilmek, ümidi kesmek. Kur’an bu yöntemi çokkullanır, dikkatimizi çekmek isteği konularda. Üzerinde düşünerek, Kur’anbütünlüğünde verdiği örnekler yoluyla, ayetleri anlamamızı sağlar. İşteimtihanımızın en zor kısmı da bu olsa gerek.

    Gelelim ayete. Bu ayette yazıldığı gibi, hırsızlık yapanların, kadın erkekayrımı yapmadan ellerini fiziksel anlamda, kesin diyor olabilir mi Allah? Eğerbu anlamda söylüyorsa, bizlere detaylı bilgi vermesi gerekmez mi?


    Hiç uyarı yapılmadan, tövbe etmesinezaman tanımadan, pişman olmasına zemin hazırlamadan, hırsızlığın nedenleriaraştırılıp, böyle bir ortamı ortadan kaldırmak adına hiçbir çaba harcanmadan,hırsızlıkta yakaladığınız kişilerin ellerini hemen kesin diyor olabilir mi?

    Geri dönüşü olmayan bir ceza, vermişolabilir mi Rabbimiz? Ayete dikkat ederseniz, tekrarını önleyecek bir cezadanbahsediliyor. Yani ona öyle bir ceza verin, bundan sonra onu hırsızlıktanvazgeçirin ki, bir daha böyle bir suç işlemesin diyor. Bu ceza elinkesilmesidir dersek, işin kolayına, basitine kaçmış, ayrıca ayeti de hiçanlamamış oluruz. Kur’an öğretisine de bu düşünce ters düşer.

    Ayete dikkat ederseniz çoğul anlamda,yani her iki elden bahsediyor. Bu sözler üzerinde de, dikkatle düşünmemizgerekmiyor mu? Eğer Allah hırsızlık yapanın gerçek anlamda elinin kesilmesiniisteseydi, detay vererek şu şartlar oluştuğunda bir elini, bu şartlar olduğundaiki elini kesin diye, açıklama yapmaz mıydı rehberinde?

    Bu düşünce Kur’an adaleti ile Kur’anın anlatım, açıklama, hüküm verme şekline uyuyor mu?

    Bahse konu ayetin devamına bakalım,acaba Allah hırsızlıktan vazgeçip, tövbe edenler için nasıl bir açıklamagetirmiş?

    Maide 39: Kim (bu) haksız davranışından sonra tövbe eder ve durumunudüzeltirse, şüphesiz Allah onun tövbesini kabul eder. Allah çok bağışlayıcı veesirgeyicidir.


    Hırsızlık yapan bir insanın ellerini, ona mühlet vermeden, zaman tanımadankestik. Bu insanda yaptığı bu yanlışı anladı, farkına vardı, Allah a tövbe edipvazgeçti. Allah bile, ben tövbesini kabul ederim, durumunu düzeltirse diyor. Budurumda bu insanın tövbe etmesi, ellerini geri getire bilir mi?


    Bakın bu ayet ile bir önceki ayetikarşılaştırdığımızda, Maide 38. ayette geçen, ellerinin kesilmesi sözünden,bizzat ellerinin bıçakla kesilmesini anlarsak, devamındaki ayetle bütünlük arzetmiyor.

    Demek ki ellerinin kesilmesi bir deyim, burada farklı bir şey anlatılıyor.Gelin onu daha iyi anlamaya, netleştirmeye çalışalım, Rabbimizin izniyle.


    Şimdi Kur’an bütünlüğünde düşünmeye devam edelim. Sizlere sormak isterim,Kur’anı anlayarak okuyan bir insan isek ve bu bilgiyi Kur’an süzgecindengeçirdiğimizde, şöyle bir soru sorsak kendimize ve desek ki; Zina yapmak mıdaha büyük bir suç Allah katında, yoksa hırsızlık yapmak mı? Elbette bununayrımını yapmak bizlere düşmez, ikisi de toplum suçudur. Bize düşen aklımızı vemantığımızı Kur’an ışığında, bütünlüğünde kullanmak olmalıdır. Hatırlayalım Nursuresi 2. ayetinde Allah ne diyordu?


    Nur suresi 2: Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun;Allah'a ve ahi ret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dininde (hükümleriniuygularken) onlara acıyacağınız tutmasın. Müminlerden bir gurup da onlarauygulanan cezaya şahit olsun.


    Dikkat ediniz tıpkı, Maide suresi 38. ayette olduğu gibi, hem kadından hem deerkekten bahsediyor. Yani hırsızlık yapan ya da zina yapan erkek ve kadın diyebaşlıyor her iki ayet. Sizce hırsızlık yapan için ellerini kesin, zina yapanlariçin ise, yüz kırbaç vurun hükmü arasında çok büyük bir fark görülmüyor mu?


    İki suç içinde, Allah eğervazgeçerler ve bağışlanma dilerlerse onları affedeceğini söylüyor bizlere. Budurumda zina yapan, yanlışını anlayıp, bir daha bu suçu işlemediğinde, kaybıbelki vücudunda biraz acı, geçecek olan yara izleri, üzüntüsü olacaktır. Yahırsızlık yapanın tövbe edip, bu yanlıştan vazgeçmesi halindeki, durumu neolacak dersiniz? Böyle bir adaleti, nasıl olurda Rabbimize isnat ederiz.

    Eller gitti, geride gelmesi mümkündeğil. Dikkat ediniz Nur suresi 2. ayetinde kırbaçlanma konusunda sakın onlaraacımanız tutmasın diyordu. Ayrıca ibret olsun diye bir toplumun huzurundayapılmasını istiyordu. Eğer hırsızlık yapanın ellerini kesin sözünden, bizzatkesmeyi kast etseydi, aynı ikazı da özellikle yapmaz mıydı Rabbimiz bizlere?Hem ellerinin kesilmesine acımayın, hem de toplumun göreceği yerde yapında ibretolsun demez miydi? Ellerinin kesilmesi mi daha çok acınacak bir durum, yoksabir insanın kırbaçlanması mı, ne dersiniz?

    Şimdide aşağıdaki ayeti anlamaya çalışalım.


    Mümtehine 12: Ey Peygamber! İnanmış kadınlar, Allah'a hiçbir şeyi ortakkoşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyleayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, iyi işi işlemekte sana karşıgelmemek hususunda sana biat etmeye geldikleri zaman, biatlarını kabul et veonlar için Allah'tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çokesirgeyendir.


    Yukarıdaki ayete bakalım. İman eden kadınların, peygamberimize gelerek bir sözvermelerini, bir anlaşma yapmalarından bahsediyor. Ayete dikkat ediniz lütfen.Bu kadınların hırsızlık ve fuhuş yapmaktan uzak kalmaları konusundasözleşmelerini, kabul et ve onlar için Allahtan bağışlanma dile diyor. Şimdidebu ayette geçen, şu cümle üzerinde lütfen sizleri düşünmeye davet etmekistiyorum.


    (elleriyle ayakları arasında, biriftira uydurup getirmemek..)

    Bakın, başka bir deyim, benzetme.Elleri ve ayakları arasında iftira atmak. İşte Kur’a nın anlatım şekli. Doğruolmayan bir konuda, kendi nefislerinde, kendilerince uydurup, iftira atmak,yalan söylemek, dedi kodu yapmak. Anlamaya çalıştığımız ayette geçen, hırsızlıkyapanın ellerini kesin sözleri de, böyle bir deyim den başka ne olabilir?

    Eğer gerçekten, ellerinin kesilmesiemredilmiş olsaydı, bu konuda çok açık bir izah yapılmış olması gerekirdi.Örneğin el kesilme cezası, nelerin çalındığında uygulanmalıdır. Hiçbir ayrımyapmadan mı kesilecektir. Tek elimi, çift elimi. Çünkü Allah ayetleri konusundanasıl bir açıklama yapıyordu Kur’an da? Biz Kur’an da her şeyden nice örneklerideğişik ifadelerle verdik ki, anlayasınız diyordu. Detaylı açıklamalaryaptığını söylüyordu. Bu durumda eğer Allah, hırsızlık yapanın ellerininkesilmesini isteseydi, bu konuda detaylı bilgi kesinlikle verirdi.

    Şimdi de sizlere günümüze kadar gelen, bu konu ile ilgili rivayetlerdenörnekler vermek istiyorum. Bizlere ulaşan rivayet bilgilere göre, Hz. Ömer inyaşadığı halkın kıtlık yıllarında, bu ayetin hükmünü askıya aldığı anlatılır.Bu emir, yani hırsızlık yapanın ellerinin kesilmesi emri, adaletli bir yaşamınhükmü oluştuğunda geçerlidir diye de açıklık getirilir toplum genelinde.


    Hemen soralım kendimize, madem Allahel kesme emrini verdi, neden bu konuda bir açıklama, detay yok Kur’an da? Busöylenilenleri neden Kur’an da göremiyoruz da, rivayetlerden öğreniyoruz? Bunudüşünen yok mu?

    Konumuzla ilgili, bazı rivayethadislerden örnekleri görelim.

    6759 - İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Humusa ait kölelerdenbiri humus malından çalmıştı. Bu hâdise Resulullah'a haber verildi. Hırsızınelini kesmedi. "(Hepsi de) Allah Teâla hazretlerinin malıdır, bazısıbazısını çalmıştır" buyurdular."


    1604 - Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh)anlatıyor: "Resûllah (aleyhissalâtu vesselâm): "Köle hırsızlıkyaparsa, onu bir mangıra da olsa satın gitsin"' buyurdular."
    Ebû Dâvud, Hudud 22, (4412); Nesâî, Sârik 16, (8,91).


    6760 - Abdurrahman İbnu Avf anlatıyor:"Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Muhtelis(yankesici) kimseye el kesme cezası verilmez."

    6761 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahuanh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Nemeyve sebebiyle ne de keser (denen hurma göbeği) hırsızlığı sebebiyle elkesilmez."

    1596 - Hz. Aişe (radıyallâhu anhâ)anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) zamanında, hırsızın eli,bir deri kalkanın değerinden daha düşük bir eşya için kesilmezdi. Kalkan, türsveya hacefe diye iki çeşitti, ikisinin de belli bir değeri vardı."
    Buhârî, Hudud 13; Müslim, Hudud 5,(1684); Muvatta, Hudud 24, (2, 832); Tirmizî, Hudud 16, (1445); Ebü Dâvud,Hudud 11, (4383); Nesâî, Sârik 9, (8, 77–81).

    1597 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah(aleyhissalâtu vesselâm) üç dirhem kıymetindeki bir kalkanı çalan hırsızınelini kesti."
    Buhârî, Hudud 13, Müslim, Hudud 6, (1684); Muvatta, Hudud 24, (2, 832);Tirmizî, Hudud 16, (1445); Ebü Dâvud, Hudud 11, (4484); Nesâî, Sârik 9,(8,77–82).


    Sizlere bazı rivayet hadislerinaklettim. Önce hepsinin rivayet olduğunu unutmayalım. Lütfen bu bilgilerüzerinde düşününüz. Sizler bu örneklerden ne anladınız? Eğer hırsızlık yapanın,elinin kesilmesi gerçek anlamda emrediliyor olsaydı, köle özgür ayrımıyapılmazdı. Yapılıyor olsaydı, tıpkı fuhuş yapan kölenin cezası, özgür olanaverilenin yarısı verilmelidir diyerek, Kur’an da ayrım yapılır belirtilirdi.

    Rivayet hadiste, yankesiciye el kesme cezası verilmez diyor. Peki, kimeverilir? Bazı yiyecekler sayılıyor, bunları çalana da el kesme cezası verilmezdiyor. Düşünebiliyor musunuz üç dirhem değerinde bir malı çalanın elininkesildiği örneği veriliyor. Bunlar doğru olabilir mi sizce? Bu ceza, Allah ınbizlere vermeye çalıştığı, adalet anlayışına uyuyor mu?

    Allah Kur’an da bizlere verdiği öğretisinde, kısas yapmanız gerektiğinde, sizeyapılan miktarla cevap verin der. Yani duygularımıza yenik düşmeden, haddiaşmamızı engeller. Sizce Rabbin bu öğretisini almış bir insan, kendisindenhırsızlık yapan bir kişiye karşı, geri dönüşü olmayan elinin kesilmesi cezasınıistemesi, Kur’an ın öğretisine uyar mı? Siz böyle yapılmasından, huzur vemutluluk duyar mısınız?

    Hiç sanmıyorum. Bizlerin yapacağı ve Kur’an ın istediği, bu hırsızlığınsebebini araştırmak ve (şu sözlerime dikkat ediniz lütfen.) bu hırsızın birdaha hırsızlık yapmaması için, BU İŞTEN ELİNİ, ETEĞİNİ KESMEK ADINA, NEGEREKİRSE YAPMALIYIZ.

    Bakın sizlere yine bir rivayet hadis nakletmek istiyorum. Bu hadislerintamamını, Kütübü sitte de bulabilirsiniz.

    1610 - Şâ'bî (rahimehullah) anlatıyor: "İki kişi, üçüncü bir şahsınhırsızlık yaptığına dair şahitlikte bulundular. Bunun üzerine Hz. Ali(radıyallâhu anh) adamın kolunu kesti.
    Bu iki kişi gidip bir müddet sonra diğer bir adamı getirip: "Biz hataetmişiz, hırsızlığı yapan o değilmiş (bu imiş)" dediler. Hz. Ali(radıyallâhu anh) bunların şahidliğini iptal ederek (getirdikleri bu şahısaleyhinde kabul etmedi. Ayrıca) onlara, önceki adamın diyetini yükledi ve:"Bilsem ki siz bu işi bilerek yaptınız, kollarınızı keserdim"dedi".

    Değerli din kardeşlerim, bakın gördünüz mü olayın önemini. Suçsuz yere elgitti, geri gelmesi de mümkün değil. Allah ın adaletinde, asla bu tür hatalarolmaz. Kur’an öyle bir düzen kurulmasını sağlamaya çalışır ki, insan hatalarınıen aza indirir ve bunun içinde bir hüküm verdiğinde, detaylı açıklama yapar.


    Yine bu konuda çok dikkat çekici bir rivayet nakletmek istiyorum.

    1609 - Cünâde İbnu Ümeyye'den rivayete göre, Büsr İbnu Ertât (radıyallâhu anh)demiştir ki: "Resûlullah (aleyissalâtu vesselâm)'ı dinledim: "Seferdeeller kesilmez" diyordu." Tirmizî deki rivâyette "gazvede. .." denmiştir.
    Tirmizî, Hudud 20, (1450), Ebû Dâvud, Hudud 18, (4408); Nesâî, Sârik 16,(8,91).

    Lütfen yukarıdaki rivayet üzerinde düşünelim. Bir toplum suçu olan hırsızlık,eğer seferberlikte, ya da savaşta işlenmiş ise, suçun cezası artar. Fakatdikkat ederseniz yukarıdaki rivayette, tam tersi söyleniyor. Hırsızlık suçunameyilli olanlar, toplumun böyle zor bir anından, daha çok istifade etmeyeçalışmazlar mı? Hatırlayınız depremde, kargaşa zamanlarında, toplumsal teröranlarında, savaşta yağmalar ve hırsızlık daha çok olmuyor mu? Bu durumdaykenverilen cezalar, kat kat artırılmıyor mu?

    Elbette bizlere düşen ayetleri, rivayetlere göre değil, Kur’an a göre anlamayaçalışmak olmalıdır.


    Bizler bu konuda, Kur’an dan bilgilenmeye devam edelim. Allah verdiği hükümlerkonusunda, bakın nasıl net açıklamalar yapıyor. Örneğin peygamberimize savaşaçarak, bozgunculuk çıkaranlara neler yapılacağı konusunda, nasılda çok netaçıklama yapıyor.


    Maide 33: Allah'a ve Resulü’ne karşı savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuğaçalışanların cezası, ancak öldürülmeleri, asılmaları ya da elleriyleayaklarının çaprazca kesilmesi veya (bulundukları) yerden sürülmeleridir. Bu,dünyadaki aşağılanmalarıdır, ahi rette onlar için büyük bir azab vardır.


    Yukarıdaki ayet, Allah resulüne karşı savaş açanların durumu ile ilgili, nekadar detaya giriyor. Bir kısmı ölümü hak etmiştir, öldürülür diyor. İbretolsun diye ellerini ve ayaklarını çaprazlama kesin diyor. Ya da yinedurumlarına göre sürgün edilebileceği açıklamasını yapıyor. Bakın her detay varkonu ile ilgili.


    Bu ayeti okuyan bir insan başka sorular soruyor mu? Çünkü birçok şartlarda insanvar, peygamberimize karşı savaşa giren. Her türlü alternatif sunulmuş. Peki,hırsızlık yapanın, kadın erkek ellerini kesin diye anlarsak, birçok soruaklımıza gelmiyor mu?

    Bakın Allah bizlere, rehber olsundiye gönderdiği kitap için ne diyor.

    Kamer 17: Andolsun biz, Kuran'ı öğütalmak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

    Kamer 22: Yemin olsun ki, biz,Kuran'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?

    Acaba Allah ın birçok kez yemin ederek, öğüt almak için kolaylaştırdığıkitapta, zina yapana yüz kırbaç vurun derken, hiç ayrım yapmadan, hangikonularda nasıl davranılacağı konusunda açıklama dahi getirmeden, onlara birşans dahi vermeden, hırsızlık yapanın ellerini kesin der mi?


    Kur’an geçmişte yaşanan olayları,bizlerin ayetleri daha iyi anlaması için örnek vermiştir. Sizlere bu konu ileilgili, çok dikkat çekici bir örnek vermek istiyorum.

    Kur’an dan, Hz. Yusuf vekardeşlerinin kıssasını hatırlayınız lütfen. Kardeşinin yükü içine, onlara birders vermek için, kralın değerli su tasını koyduğu ve bu kafileyi hırsızlıklasuçlamasından sonra, kardeşine verilen cezayı hatırlayınız. Bakın Allah Buörnekleri, bizlere boşuna vermiyor.

    Eğer hırsızlığın karşılığı ellerin kesilmesi olsaydı, bu örnekten çok açıkanlaşılırdı. Burada Hz. Yusuf özellikle kardeşinin çuvalına, kendisinin koyduğuve bunu neden gösterip, onun özgürlüğüne bedel istemesi, yani onu alıkoyarakgöndermemesi, bir başka şekliyle, hiçbir yere gidemeyerek, ellerinin kollarınınbağlanması anlatılıyor. Hatta Kur’an deyimiyle ellerinin kesilmesi,istediklerini yapamaz hale getirmesi, özgürlüğünün kısıtlanması, sizce çok açıkanlatılmıyor mu?


    Hz. Yusuf kıssasından, sanırımalacağımız büyük ders var bu konuda. Yusuf suresi 74. 75. ayette heybesindekralın tası çıkıp, hırsızlık ile suçlananlar, bakın bu suçun cezası nedir diyesoruyor ve ne cevap alıyorlar. İki mealden verelim ki daha iyi anlaşılsın.

    (Sordular: "Eğer yalan söylüyorsanız, hırsızlığı yapanın cezası nedir?"Cezası şu: Çalınan mal kimin yükünde çıkarsa, yükün sahibi çalınan malakarşılık olacaktır. Biz zalimleri böyle cezalandırıyoruz.)


    ( [Mısırlılar:] “Peki, eğer yalansöylüyorsanız, bu [yaptığınızın] cezası nedir?” dediler. “Bunun cezası”: diyecevap verdi [Yakub'un oğulları], “[kupa] kimin denkleri arasından çıkarsa[yaptığının] ceza(sı) olarak tutsak edilir! [Bu suçu işleyen] zalimleri bizişte böyle cezalandırırız”. )

    Peki, bu sözler ne anlama geliyor? Hırsızlık yapan, çaldığı malın sahibine,kendisinin özgürlüğünü emanet edecek ve adeta elleri kesilmiş bir insanındurumu gibi, karşılık veremez halde itaat edecektir. Kur’an da bu ayetlerindevamına baktığımızda, hırsızlık yapanın alıkonacağını, yani tutuklanacağındanbahsediliyor.


    Bir insanın elleri, onun her şeyidir.En değerli varlığıdır. Her şeyi onunla yapar. Dikkat edin ayette tek elidemiyor, ellerini diyerek çoğul kullanıyor. Çünkü her iki el, bir insanın candamarıdır, iyi ya da kötü her şeyi onunla yapar.

    Bir insanı yaptıklarından dolayıdurdurmak istiyorsanız ellerini bağlayın, onun özgürlüğünü kısıtlayın yeter.İşte ayette de bu anlatılıyor, hırsızlık yapanın ellerinin kesilmesi, yani onabir daha hırsızlık yapamaması adına engel olunmasından bahsediyor. Buradakiellerin kesilmesi de, ancak Kur’an da geçen birçok ayette de olduğu gibi,dikkat çekici bir yöntemle anlatılmıştır.

    Ayette özellikle, ellerini diyerekçoğul kullanması, aslında asıl amaca dikkat çekmek içindir.

    Allah Nahl suresi 126. ayetinde bizlere bir öğüt verir ve derki.


    Nahl 126: Eğer ceza ile karşılık verecekseniz, ancak size yapılan kötülüğüntürü ve miktarı ile karşılık verin. Eğer sabrederseniz, elbette ki bu,sabredenler için daha hayırlıdır.


    Diyelim bir kişi, bizim bir miktar paramızı çaldı. Sizce Allah bu durum da,yukarıdaki ayet doğrultusunda düşündüğümüzde, bu çalan kişinin elininkesilmesini istediğini söylüyor diyebilir miyiz? Yoksa bu hırsızlığa, denk bircezamı verin diyor?

    Onun özgürlüğünün kısıtlanması, yanihapsedilmesi, ya da hırsızın konumuna göre, çaldığı malın ya da paranın iadesive belli bir zaman eğitimden geçirip, topluma hazırlamak gibi. Bir başkaşekliyle düşünürsek, çaldığı malın karşılığı kadar, ayrıca ceza olarak,hizmette bulunması diyebiliriz.

    Bakın düşündükçe, ne kadar mantıklı,caydırıcı cezalar geliyor akla. Hiç birimizin aklından, ellerini kesin bunundiye geçmez, bunu da istemeyiz zaten. Eğer bizim aklımıza gelmiyorsa, bunuAllah da emretmez. Bunu unutmayalım. Allah yemin ederek, kolaylaştırılmış dingönderdim diyorsa bizlere, hırsızlığın cezası sizce ellerinin kesilmesiolabilir mi?

    Sizlere şöyle bir örnek versem ve desem ki; Şu adamdan hiç hoşlanmıyorum,buraya gelmesini de hiç istemiyorum. Bu adamın buradan, elini ayağını kesin. Yada elini eteğini kesin desem, siz ne anlarsınız bu sözümden? Yorum sizlerin.


    Bu yazdıklarım, benim Kur’an dan anladıklarımdır, yalnız beni bağlar. Sizleredüşen Kur’anı birçok kez anlayarak okuyup, Rahmanın önerdiği gibi, ayetlerarasında bağ kurup, üzerinde düşünüp, akıl yürütüp, Rabbin adaletini de gözardı etmeden, onu anlamaya çalışmak olmalıdır. İmtihanımızın da özü, bu değilmi zaten.


    Dilerim Rabbimden, doğru düşünen,doğru muhakeme edebilen, hakka batıl karıştırmayan, Rabbin halis kullarındanoluruz.

    Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK

     
  2. piribey
    Offline

    piribey Yeni Üye Üye

    Kayıt:
    3 Aralık 2007
    Mesajlar:
    34
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    BALIKESİR
    Teşekkür ederim Haluk kardeş.Allah sizden razı olsun.Bu görüşlerinize bende katılıyorum.Ben sizden Yusuf suresi ile ilgili görüşlerinizide öğrenmek istiyorum.Harici ve dahili anlamda düşünceleriniz nedir?
     
  3. halukgta
    Offline

    halukgta Banlı Üye Üye

    Kayıt:
    19 Temmuz 2013
    Mesajlar:
    100
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Balıkesir
    Yusuf suresi geniş kapsamlıdır. Sizin harici ve dahili anlamdan kastınnızı öğrenmek isterim.
     

Sayfayı Paylaş