ALI B. EBU TÂLIB (r.a.)

Konu, 'Dinlerimiz' kısmında TheCovenant tarafından paylaşıldı.

  1. TheCovenant
    Offline

    TheCovenant Süper Üye Üye

    Kayıt:
    19 Ağustos 2007
    Mesajlar:
    641
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    çarşı dan
    Rasûlullah'ın amcasının oğlu, damadı, dördüncü halife. Babası Ebû Talib, annesi Kureyş'ten Fâtıma binti Esed, dedesi Abdulmuttalib'tir. Künyesi Ebu'l Hasan ve Ebû Tûrab (toprağın babası), lâkabı Haydar; ünvanı Emîru'l-Mü'minin'dir. Ayrıca r0;Allah(c.c.)'ın Arslanır1; ünvanıyla da anılır.

    Doğumu

    Ali, hicretten 20 yıl önce dünyaya gelmiştir. Allah(c.c.) Rasûlü'nün amcası Ebu Talib'in en küçük oğludur. Künyesi Ebu Hasan veya Ebu Türab'dır.

    Ailesi

    Ali, Peygamber'in amcası Ebu Talib'in oğludur.

    Ali'nin annesi kocasının ölümünden sonra Müslüman olmuş ve Medine'ye hicret etmiştir. Vefat ettiğinde Allah(c.c.) Rasûlü mübarek elbisesini göndermiş ve onu kefen olarak kullanmalarını emretmiştir.

    Ali (r.a), 14 erkek 9 kız çocuğuna sahiptir. Bunlardan Hasan, Hüseyin, Zeyneb ve Ümmü Gülsüm, Hz. Peygamber'in kızı Fatıma'dan olmadır. Ali, Fatıma hayatta iken ikinci bir kadınla evlilik yapmamıştır. Onun diğer evlilikleri Fatıma'nın vefatından sonradır.

    Şemaili

    Ali ortaya yakın kısa boylu, koyu esmer tenli, iri siyah gözlü olup, sakalı sık ve genişti. Sevâde b. Hazala'nın tarifinde sakalını bir defa kınalamış da sonra terk etmiş gibi sarıya yakındı.

    İslamr17;a Girmesi

    Rasul-i Ekrem İslamr17;ı anlatmak için Haşimoğullarını evine davet etti. Yemekten sonra: "Ey Abdülmuttaliboğulları, ben özellikle size ve bütün insanlara gönderilmis bulunuyorum. Içinizden hanginiz benim kardeşim ve dostum olarak bana bey'at edecek" dedi. Yalnız Ali (r.a.) kalktı ve orada Rasûlullah'a onun istediği sözlerle bey'at etti.

    Hicreti

    Peygamber hicret etmeden önce elinde bulunan emanetleri, sahiplerine verilmek üzere Ali'ye bıraktı ve o gece Ali, Rasûlullah'ın yatağına da yatarak inanmayanları şaşırttı. Sonra Medine'ye hicret etti.

    İslamr17;a Hizmeti

    Hicretten sonra da hep Hz. Peygamberr17;in yanında bulunmuş, bütün savaşlara katılmıştır. Peygamber'in vefatı sırasında, hücresinde bulunanların başında geliyordu. Ebu Bekir halife seçildiği sırada Ali Rasûlullah'ın hücresinde tekfin ile mesgul idi.

    Ömer devrinde devletin bütün hukuk isleriyle ilgilenip adeta İslâm devletinin baş kadısı olarak görev yaptı. Hz. Osman (r.a)'in hilâfeti döneminde idarî tutumdan pek memnun olmamakla birlikte İslâm devletinin muhtelif vilâyetlerinden gelen şikayetleri hep Hz. Osman (r.a)'a bildirmiş ve ona hâl çareleri teklif etmişti. Hz. Osman (r.a)'i muhasara edenleri uzlaştırmak için elinden gelen gayreti sarfetti.

    Halifeliği

    Hz. Osman (r.a)'in şehâdetinden sonra İslâm'ın ileri gelen şahsiyetleri ona bey'at ettiler. Hilâfete geçtiğinde hâlledilmesi gereken bir çok problemle karşı karşıya kaldı. Bu karışıklıklar Cemel ve Sıffin gibi iç çatışmaları doğurdu. İslâm devleti bünyesindeki bu ihtilâfları giderme konusunda büyük fedakârlık ve gayretler gösterdi.

    Nihayet, Kûfe'de 40/661 yılında bir Hârici olan Abdurrahman b. Mülcem tarafindan sabah namazına giderken yaralandı. Bu yaranın etkisiyle şehid oldu.

    Devamlı olarak Peygamber'in yanında bulunduğu için Tefsir, Hadîs ve Fıkıh'ta sahabenin ileri gelenlerindendir. Hatta Rasûlullah'ın tabiri ile "ilim beldesinin kapısı" olarak ümmetin en bilgini idi.
     

Sayfayı Paylaş