Ah İstanbul Bir de İstanbul’u yaz dedi Cengiz Hoca Öyle yaz ki ne Fatih kalsın ne Kanlıca Semt semt tanısın şiirinde İstanbul’u Görmek bilmek isteyen her Allahın kulu Top kapısından Sultan Mehmet’le şehre gir Sur içinden beş asırlık nal sesi gelir Sağında solunda gördüğün bu sokaklar Tarihe açılır, tarihten bir sır saklar Bir susuz çeşme, bir cami, bir mezar taşı Ya bir yiğidi anlatır ya bir savaşı Yürü Aksaray’dan Laleli yokuşuna Yaz, eski ve yeni ne giderse hoşuna Beyazıt ayrı, kitap okur altın satar Süleymaniye’de Sinan ihtişamı var Sultanahmet’te ilahi şiir her çini Sedefkâr'ım nasıl da döşemiş içini Minareler yarışta: Kim aya çıkacak Yerde başlar macera, sonsuzluk son durak Bu şehirde ölüyle diriler yan yana Yerin üstü de altı da sahip vatana Her köşede bir türbe… Her türbeden bir bir Sevgiliye kavuşmanın sevinci gelir Boğaza uzanan sevgili: altın boynuz Faniliğin tadını Haliç’te bulmuşuz Günaha yönelmişsek eğlenmek zevkiyle Arınmışız yine Eyyubel Ensari’yle İster gün doğarken Sarayburnu’nda otur Gör, boğazda ışığın dansı nasıl olur İstersen mehtabı seyret Kızkulesinden Dostça şarkılar söyle aşkın nefesinden Beyoğlu ah! Bizim Avrupalı yanımız Hem gülenimiz orda hem ağlayanımız Şehrin Anadolu’daki mührü Üsküdar Çamlıca en yüksekten Galata’ya bakar Bu şehri lale gül sümbül kokusuyla yaz İmanla tarihle yaz, yeşille suyla yaz Diye bitirdi aziz dostum sözlerini Doğrusu, tutamaz İstanbul’un yerini Değme şehirler değme ülkeler, bilirim Lakin nerde benim o mübarek neferim Ki nebi nuruyla yüzü ışıl ışıldı Onunla çağlar kapandı çağlar açıldı Nerde çiçek çiçek açan o tebessümler Nerde şahadetlerle gelen dost ölümler Nerde bir güzel mısra söylediği yerde Gönüller titreten usta şairler nerde Şimdi eskinin esamesi okunmaz ki Yeni, ruhsuz; yeni, bir güzellik sunmaz ki Eskilerle yeninin yarıştığı günde Yedi tepe değil yedi gökdelen önde Ah İstanbul, ömrü çileyle dolu şehir Sana elemler, sende yaşayandan gelir İstanbul, dünya kurulduğu günden beri Şehirlerin sultanı, sultanların şehri Bir sızı var, ruhunda mı başında mı ne Bize bakar, bir hüzün konar yüreğine Hele gam çekme İstanbul'um, Allah kerim Senin keşmekeşin biter, benim kederim Ana gibi müşfik, baba gibi hükümran Bir şehre kıyar mı hiç evlad -ı Fatihan Sensiz yaşamak haram, sende ölmek makbul Her zaman sevdamızsın, emin ol İstanbul Gül yüzün solmasın, bahtiyar ol İstanbul Dünya durdukça çok yaşa, varol İstanbul