17 yaşım çıLdırmıştı...

Konu, 'Şiir Cafe' kısmında LeyL tarafından paylaşıldı.

  1. LeyL
    Offline

    LeyL
    Yetkili
    Emekli Admin

    Kayıt:
    13 Şubat 2007
    Mesajlar:
    3.089
    Beğenilen Mesajlar:
    1
    Şehir:
    İstanbul-Mersin
    sessiz bir gecenin
    ve sönmek üzere olan bir ateşin,
    küllerinin içinden sesleniyorum sana
    sonbahar’ın esintisini omuzuma aldım
    dudaklarımda eski bir şarkı,
    sen bilirsin..

    ne hala var olan bir aşktır anımsatan gidişini
    ne de yılların verdiği bir suskunluk
    bu gece özlemlerim had safhada
    bir saat için bile olsa gel,
    yeter bana

    düşünüyorum da
    hala kırgınım,
    beni öksüz bir sevdalı gibi ortada bırakışına
    söz vermiştin
    yüreğim yüreğindir demiştin
    gitmemeliydin
    hayatımın en deli zamanlarıydı
    gülüşlerin bedenimden akardı
    17 yaşım çıldırmıştı..

    kelimeler kısalırdı gözlerinde,
    sen virgüllerle uzatırdın
    nasıl bir mucizeydi seni karşıma çıkaran
    hangi akla hizmet gitmiştim istanbul’a
    ve nerdeyse eziyordun beni,
    taksim’in tam ortasında
    fırlatılan kızgın bir bakıştı
    özürlerin ağzında tıkandı
    17 yaşım çıldırmıştı..

    o gün anlamalıydım oysa
    öldürmek için değil,
    diriltmek için çıkmıştın karşıma
    çocuktum
    kızdım
    kadın oldum kollarında
    utandım
    utandırmamıştın oysa
    bir nehir gibi akmıştım yüreğine
    yüreğini teslim eder gibi,
    bırakmıştın beni şehrime
    hiç ayrılamayacağımızı o gün anlamıştık
    o gün bilmiyorduk ayrılacağımızı
    sarılmıştım
    sarılmıştık
    bu sarılmalar hani hep kalacaktı
    şimdi en çok kollarına ihtiyacım var
    bir haber gönder ne olur,
    bir ışık yak
    mekanın hala yıldızlar mı..?

    buruk
    ve yarım kalmış bir gülümseyiş oturuyor şimdi dudaklarıma
    ikimiz için ne güzel bir andı
    gecelerin en güzeliydi hatta
    çıka gelmiştin istanbul’dan,
    ellerinde en sevdiğim papatyalar
    gelmiştin işte
    sarılmıştın kocaman
    sevinmiştim derinden
    kollarımdan tutup götürmüştün,
    ben, nereye bile diyemeden
    ellerin direksiyondaydı
    başım omuzunda
    yüreğim sanki çıkacaktı
    seninle olmak hayattı
    17 yaşım çıldırmıştı..

    seni her şeyinle seviyorum dedin
    sahip olduğun her şeyle
    kelimeler hep kaleminin ucunda olmalı
    şarkılar dans etmeli dudaklarında
    çılgınlığın
    asiliğin
    inadına yürekli
    inadına umutlu gülüşlerin sende kalmalı dedin
    seni her şeyinle seviyorum dedin
    sahip olduğun her şeyle
    ne değiştirmek istiyorum
    ne eksiltmek
    ne de yitirmek
    sen hep böyle kal
    ama yanımda kal dedin
    beni benden alan bir filmi izler gibiydim yüzünde
    kelimelerin yüreğimde atıyordu
    inanılmaz bir akşamdı
    bütün yıldızlar tanıktı
    17 yaşım çıldırmıştı..

    usulca yerleştirdin parmağıma tek taşı
    istanbul artık senin
    ben seninim
    artık hep benimle kal
    kalksın aramızdaki kilometreler,
    benimle evlenir misin, dedin
    gözlerime yağmur yağdı
    yan masadaki kadın duygulandı
    ilk imzayı dudaklarına attım,
    garson çocuk baka kaldı
    sanki bir rüyaydı
    saat 12’yi geçmişti ama
    kül kedisi balodaydı
    17 yaşım çıldırmıştı..

    nasıl da kızgınım sana
    dönmeyecektin o gece,
    lanet olası istanbul’a
    işler kimin umrundaydı
    işleri kim takardı
    .........
    ......
    .....
    sabahın en kör saatiydi
    bir telefonla geldi varış haberin
    geleceğimiz ve sevdamız,
    bir kamyonun altında yatıyordu
    sen,
    bir kamyonun altında yatıyordun
    telefon elimden düştü
    dizlerim yere çöktü
    kaç saat tutarında öyle kaldım da,
    bana bir asır gibi geldi
    hangi keşke’yi söylersem,
    uyanırdım rüyadan
    hangi dualar geri getirirdi seni
    daha parmağımdaki alyans,
    suya değmemişti
    hani yok edecektik kilometreleri
    kilometreler kaldı,
    biz yok olduk
    gözyaşlarım ağzımdaydı
    her yer karanlıktı
    17 yaşım çıldırmıştı..

    ne cenazene gidebildim
    ne de öğrendim nerede yattığını
    çok uzun süre nişanlı kaldık seninle,
    alyans parmağımda kaldı
    çok kereler gelmek istedim yanına
    bir şeyler dürttü sanki
    izin vermedin,
    hayatta kaldım
    şimdi ne vakit bir kamyon görsem,
    buğulu camlarında bıraktığım 17 yaşımı arıyorum
    şimdi ne vakit bir kamyon görsem,
    17 yaşım geri geliyor,
    sana susuyorum

    değişen ne dersen
    hiçbir şey bebeğim
    belki biraz ben
    yıllar su gibi akıp geçti
    ama korkmadım sevdadan
    hala çılgınım
    hala inatçı
    hala yazıyorum
    ama mısralarım kanlı
    saçlarımı sıkıştırmıyorum bir lastiğin içine
    insanları güldürebiliyorum
    şarkılar ise hep dudaklarımda
    sevdiğimi söylerken utanmıyorum
    yürekli kadını oynuyorum yani
    seni bazen
    bazen çok fazla arıyorum
    kimse senin kadar cesur değil sevdasında
    artık seni seviyorum diyenlere,
    inanmıyorum..!

    biraz kırgınım hayata karşı
    ama inatla direniyorum
    bu gece gözüm yıldızlarda
    hangisindesin el salla,
    seninle sabahlıyorum
    sana söylemek istediğim çok şey vardı,
    belki de bu gece bunları kusuyorum
    artık söylemek istediklerimi ertelemiyorum..

    sessiz bir gecenin
    ve sönmek üzere olan bir ateşin,
    küllerinin içinden sesleniyorum sana
    anılarımın fesleğen kokulu fısıltısını,
    içime çektim
    dudaklarımda eski bir şarkı,
    sen bilirsin..

    ama yine de merakımı bağışla
    ben değil,
    17 yaşım soruyor sana
    daha mı rahat geldi,
    yıldızlar yeryüzünde...?
    PELİN ONAY
     
  2. sigma
    Offline

    sigma Dost Forum

    Kayıt:
    12 Nisan 2007
    Mesajlar:
    1.035
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    mugla
    güzel şiir...paylaşımına teşekkürler asi............:thumb_up:
     

Sayfayı Paylaş