Beşiktaş'tan güncel haberler

Konu, 'BEŞİKTAŞ' kısmında ENGİN02 tarafından paylaşıldı.

  1. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Her biri yılda 3.5 milyon Euro kazanan Daum, Rijkaard, Emre Belözoğlu ve Güiza tepeden bakıyor. Yılda 198 bin Euro kazanan Muhsin Ertuğral ile 223 bin Euro alan Ali Zitouni ise, ‘Zenginler Kulübü’nün en fakirleri!

    Geçtiğimiz aylarda İngiliz basınında yer alan bir araştırmada, Premier Lig’de mücadele eden takımların teknik direktörleri ve futbolcularının yıllık kazançlarına yer verildi. Hürriyet'in haberine göre, rakamlar bir hayli çarpıcıydı. Listenin başında yıllık 6.5 milyon Euro’luk kazancıyla Chelsea’nin İtalyan teknik direktörü Carlo Ancelotti ve aynı takımın kaptanı John Terry yer alıyordu. İngiltere Milli Takımı’nın kaptanlığını da yapan Terry’nin kazancı tam anlamıyla dudak uçuklatan cinstendi: 8.3 milyon Euro.

    Bu araştırmadan yola çıkarak Süper Lig’deki 17 takımı -Ankaraspor küme düşürüldüğü için değerlendirmeye almadık- mercek altına aldık.

    Teknik adamları ve takımlarında yıllık kazançları en fazla olan futbolcuları araştırdık.

    Hovarda büyükler

    Üç büyükler ve İstanbul takımları için muhabirlerimizden, Anadolu kulüpleri için de DHA’dan yardım aldık. Ortaya çıkan gerçek bir hayli çarpıcıydı: Süper Lig’de mücadele eden 14 takımın teknik adam ve en çok kazanan futbolcularının aldıkları ücretler, üç büyüklerdeki meslektaşlarının yanına bile yaklaşamıyor.

    Üç büyük takımın teknik adamları yılda 8.6 milyon Euro kazanıyor. Diğer 14 takımın çalıştırıcılarının toplam kazancı ise 5 milyon 876 bin Euro.

    Arada uçurum var

    Süper Lig’de yıllık kazancı en fazla olan teknik adamlar, Christoph Daum ile Frank Rijkaard. F.Bahçe ve G.Saray’ın hocaları yılda 3.5 milyon Euro kazanıyor. Haftalara bölersek, 67 bin 300 Euro ediyor. Sivasspor’da Bülent Uygun’un yerine getirilen Muhsin Ertuğral’ın yıllık kazancı ise yalnızca 198 bin Euro.
    Türkiye’de forma giyen futbolcular içerisinde, en çok kazanan ise, yılda 3.5 milyon Euro alan F.Bahçeli Emre ile Güiza. Bu iki futbolcuyu, yıllık 3.2 milyon Euro’luk kazancıyla G.Saraylı Elano Blumer izliyor. Süper Lig’de takımının en çok kazananı olmasına rağmen, listedeki en yoksul futbolcu ise, yıllık 223 bin Euro alan Antalyasporlu Ali Zitouni.

    RIJKAARD HAFTADA 67 BİN EURO ALIYOR

    Süper Lig’de görev yapan 5 yabancı teknik direktörün yılda kazandığı paranın toplamı 8.5 milyon Euro’ya ulaşıyor. Buna karşın diğer kulüpleri çalıştıran 12 Türk antrenör (Hakan Kutlu’nun parası açıklanmadı) yılda toplam 5 milyon 876 bin Euro kazanıyor. Galatasaray Frank Rijkaard’a, Fenerbahçe de Christoph Daum’a haftada 67 bin 300 Euro, diğer bir deyişle yılda 3.5 milyon Euro ödüyor.

    ERTUĞRAL HAFTADA 3 BİN 800 EURO ALIYOR

    Türkiye’nin en az kazanan teknik direktörü olan Muhsin Ertuğral’ın haftalık kazancı 3 bin 800 Euro. Futbol dünyasında dönen parayı asgari ücretle çalışanların kazancıyla karşılaştırmak ise imkansız gibi
    bir şey. Türkiye’de asgari ücret aylık 496 TL. Bir asgari ücretlinin Muhsin Ertuğral’ın 1 yılda aldığını kazanabilmesi için tam 72 yıl 6 ay çalışması gerekiyor.

    Carlo Ancelotti’nin 1 yılı Ertuğral’ın 33 yılına bedel

    MUHSİN Ertuğral’ın, Carlo Ancelotti’ye yetişmesi için önünde daha 32 yıl 8 ay var. Çünkü 50 yaşındaki Ertuğral, Ancoletti’nin bir sezonda aldığı parayı, mevcut şartların devam etmesi durumunda ancak 83 yaşında kazanabilecek. 28 yaşındaki Antalyasporlu Ali Zitouni’nin, John Terry’nin 1 yılda kazandığı paraya ulaşması için 38 yıl 1 aylık bir zamana ihtiyacı bulunuyor! Türkiye ile kıyaslandığında Ertuğral’ın, Rijkaard’ın yıllık kazancına eş değer bir gelir elde etmesi için 17 yıl 6 ay, Ali Zitouni’nin ise Emre ve Güiza’nın 1 yıllık kazancına yetişebilmesi için 15 yıl 6 ay çalışması gerekiyor.

    14 antrenörün kazancı Daum, Rijkaard ve Denizli etmiyor!

    Üç büyüklerin hocaları yılda 8 milyon 653 bin Euro kazanıyor. Diğer takımların teknik adamlarının toplam kazancı ise 5 milyon 876 bin Euro.

    TEKNİK adamların ve futbolcuların yıllık kazançları, üç büyüklerle diğer kulüpler arasındaki uçurumu da gözler önüne seriyor. İşte aradaki fark...

    Türkiye’de en çok kazanan futbolcular, yılda 3.5 milyon Euro ile F.Bahçeli Emre ve Güiza.
    Diğer 14 kulüpte en çok kazanan futbolcu, 1 milyon 300 bin Euro’luk yıllık kazancıyla Trabzonsporlu Song.
    Türkiye’nin en çok kazanan teknik direktörleri, yılda 3.5 milyon Euro ile Frank Rijkaard ve Christoph Daum.

    14 kulüp içerisinde yıllık kazancı en fazla olan teknik direktör, 1 milyon 150 bin euro ile Trabzonspor’un hocası Şenol Güneş.

    Üç büyüklerin en çok kazanan futbolcularına yıllık verdikleri toplam para miktarı 9 milyon 100 bin Euro.
    14 kulübün en fazla kazanan futbolcularına yıllık verdikleri toplam para miktarı
    8 milyon 179 bin Euro.

    PREMİER LİGİN EN ÇOK KAZANAN HOCALARI

    ANTRENÖR TAKIM HAFTALIK YILLIK
    Fabio Capello İngiltere 125 bin ? 6.5 milyon ?
    Carlo Ancelotti Chelsea 125 bin ? 6.5 milyon ?
    Arsene Wenger Arsenal 76 bin ? 4 milyon ?
    Roy Keane İpswich Town 76 bin ? 4 milyon ?
    Alex Ferguson M.United 69 bin ? 3.6 milyon ?
    Harry Redknapp Tottenham 57 bin ? 3 milyon ?
    Martin O’Neill Aston Villa 48 bin ? 2.5 milyon ?
    Goran Eriksson Notts County 38 bin ? 2 milyon ?
    Rafael Benitez Liverpool 38 bin ? 2 milyon ?

    PREMİER LİGİN EN ÇOK KAZANAN FUTBOLCULARI

    OYUNCU TAKIM HAFTALIK YILLIK
    JOHN TERRY Chelsea 160.000 ? 8 milyon 320 bin ?
    FRANK LAMPARD Chelsea 140.000 ? 7 milyon 280 bin ?
    MİCHAEL BALLACK Chelsea 130.000 ? 6 milyon 760 bin ?
    RİO FERDİNAND M.United 120.000 ? 6 milyon 240 bin ?
    STEVEN GERRARD Liverpool 120.000 ? 6 milyon 240 bin ?
    WAYNE ROONEY M.United 100.000 ? 5 milyon 200 bin ?
    DİDİER DROGBA Chelsea 100.000 ? 5 milyon 200 bin ?
    MİCHAEL OWEN M.United 110.000 ? 5 milyon 720 bin ?
    RYAN GİGGS M.United 75.000 ? 3 milyon 900 bin ?
     
  2. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Beşiktaş'ın golcü futbolcusu Mert Nobre, 2009 yılı içinde gol atmayı adeta unuttu.

    Türkiye'de 2003-2004 sezonunun devre arasında başlayan kariyerinde toplam 94 golü bulunan Nobre, 2009 yılı içinde ise sadece 6 gol atabildi.

    2009 yılı içinde siyah-beyazlı formayla toplam 36 resmi maça çıkan ve bu karşılaşmalarda toplam 2 bin 15 dakika sahada kalan Brezilya asıllı futbolcu, 2009 yılında 4 kez Turkcell Süper Lig, 2 kez de Türkiye Kupası'nda rakip fileleri havalandırdı.


    -5 MAÇTA ATTI, 31 MAÇTA SUSKUN KALDI-


    2009 yılında oynadığı 36 maçın sadece 5'inde gol atabilen Nobre, diğer 31 karşılaşmada ise suskun kaldı.

    Nobre, 2009 yılında ligde geçen sezonun ikinci yarısında 20 Şubat'taki Gaziantepspor karşılaşmasında 2, 7 Mart'taki Hacettepe maçında ise 1 gol kaydetti. Geçen sezon Fortis Türkiye Kupası'nda da Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve Gaziantepspor'a da 1'er gol atan Nobre, son golünü ise bu sezon 17. haftadaki Bursaspor karşılaşmasında attı.


    -335 DAKİKADA 1 GOL-


    Oynadığı 36 maçta sahada 2 bin 15 dakika kalan Nobre, 2009 yılında her 335 dakikada 1 gol kaydedebildi.

    Nobre, 2009 yılında siyah-beyazlıların mücadele ettiği UEFA Şampiyonlar Ligi'nde gol atmayı başaramazken, taraftarları hayal kırıklığına uğrattı.


    -1 GOLÜ 400 BİN AVRO-


    Siyah-beyazlı kulüpten bu yıl için 2 milyon 400 bin avro alan Nobre'nin, 1 golü 400 bin avroya geldi.

    Beşiktaş ile geçen sezon sonunda 3 yıllık sözleşme yenileyen Nobre, sözleşme bedeli olarak 2009-2010 sezonu için bir defaya mahsus olarak 1 milyon avro ve 10 eşit taksitte ödenmek üzere 1 milyon 400 bin avro; 2010-2011 sezonu için bir defaya mahsus olarak 750 bin avro ve 10 eşit taksitte ödenmek üzere 1 milyon 400 bin avro; 2011-2012 sezonu için ise bir defaya mahsus olarak 750 bin avro ve 10 eşit taksitte ödenmek üzere 1 milyon 400 bin avro alacak.


    -286 GÜN GOL ORUCUNDAYDI-


    Siyah-beyazlı forma altında 7 Mart 2009 tarihinde Ankara'da 3-2 Beşiktaş'ın galibiyetiyle biten Hacettepe maçında gol atan, daha sonra bu sezonun 17. haftasına kadar adeta gol orucuna giren Nobre'nin suskunluğu ligdeki Bursaspor maçında sona erdi.

    Brezilya asıllı futbolcu, Bursaspor maçında kaydettiği golle, tam 286 gün sonra resmi maçlarda gol sevinci yaşadı.


    -TÜRKİYE'DE 94 GOL ATTI-


    Türk vatandaşlığına geçtikten sonra Mert adını alan Nobre, 7 yıllık Türkiye serüveninde toplam 94 gole imza attı.

    Fenerbahçe'de 3, Beşiktaş'ta da 4 sezondur forma giyen Nobre, 75'i lig, 12'si Türkiye Kupası, 6'sı Avrupa kupaları, 1'i de TFF Süper Kupa maçı olmak üzere toplam 94 gol kaydetti.


    -BEŞİKTAŞ'TA PERFORMANSI DÜŞTÜ-


    Türkiye kariyerine Fenerbahçe'de başlayan Mert Nobre, sarı-lacivertli kulüpteki gol performansını Beşiktaş'ta sürdüremedi.

    Fenerbahçe'ye 2003-04 sezonunun devre arasında gelen Nobre, ligde 12 gol atarak sarı-lacivertlilerin şampiyonluğunda önemli bir rol üstlendi.

    Sonraki sezon 17 lig, 3 Türkiye Kupası, 2 Avrupa kupaları olmak üzere sarı-lacivertlilere 22 gol kazandıran Brezilya asıllı futbolcu, 2005-06'da ise resmi maçlarda Fenerbahçe adına 21 gol kaydetti.

    2006-07 sezonunda Beşiktaş'a geçen Mert Nobre, ilk ve 2007-08 sezonunda 12'şer gol, geçen sezon ise 14 gol attı. Nobre, bu sezon ise sadece 1 gol atabildi.

    Böylece 2.5 sezonda Fenerbahçe adına 55 gol atan Nobre, Beşiktaş'ta ise 3.5 sezonda 39 golde kaldı.


    -NOBRE'NİN TÜRKİYE PERFORMANSI-


    Mert Nobre'nin Fenerbahçe ve Beşiktaş formalarıyla gösterdiği performans şöyle:


    Takım Sezon Lig Türkiye Kupası Avrupa TFF Süper Kupa

    ---------- ------- --- -------------- ------ --------------

    Fenerbahçe 2003-04 12 - - -

    Fenerbahçe 2004-05 17 3 2 -

    Fenerbahçe 2005-06 17 3 1 -

    Beşiktaş 2006-07 8 2 1 1

    Beşiktaş 2007-08 10 2 - -

    Beşiktaş 2008-09 10 2 2 -

    Beşiktaş 2009-10 1 - - -

    -------------------------------------------------------------------------

    Toplam 75 12 6 1
     
  3. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Beşiktaş Cola Turka'nın başarılı antrenörü Burak Bıyıktay, Fenerbahçe Ülker'in cezasının ardından sahasında ilk kez taraftarların önüne çıkacağını belirterek, ''Çekişmeli ve zevkli bir maç olacak'' dedi.

    Bıyıktay, yeni sezonda ilk kez taraftarlarının karşısına çıkacak rakiplerinin buna göre bir atmosfer oluşturacağını ifade ederek, ''Sahalarında kazanmak isteyecekler. Çekişmeli ve zevkli bir mücadele yaşanacak. Kolay bir maç olmayacak. Her iki takıma da başarılar diliyorum'' diye konuştu.

    Antrenör Bıyıktay, sakatlığı süren Brad Newley'in yarınki karşılaşmada forma giyemeyeceğini, yeni transfer Fedor Likholitov'u ise maça yetiştirmeye çalıştıklarını sözlerine ekledi.
     
  4. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Beko Basketbol Ligi'nde derbi maçında ezeli rakipler Fenerbahçe Ülker ile Beşiktaş Cola Turka yarın karşı karşıya gelecek.

    Abdi İpekçi Spor Salonu'nda, ligin ikincisi ile üçüncüsünü karşı karşıya getirecek dev mücadele, saat 20.00'de başlayacak.

    Ligde başarılı sonuçlar alan ve rakiplerini farklı skorlarla yenme başarısı gösteren ikinci sıradaki Beşiktaş Cola Turka, 11 karşılaşmada 9 galibiyet ve 2 yenilgi alarak, 20 puan topladı. Rakip potalara attığı bin 12 sayıyla ligin en skorer takımı olan siyah-beyazlı ekip, potasında ise 884 sayı gördü.

    Beko Basketbol Ligi'nde averajla üçüncü sırada yer alan Fenerbahçe Ülker ise derbideki rakibi gibi 11 maçta 9 galibiyet ve 2 yenilgi aldı. Sarı-lacivertli takım, 844 sayı üretirken, 743 sayı yedi.


    -ABDİ İPEKÇİ SPOR SALONU BASKETBOLLU GÜNLERE DÖNÜYOR-


    İki takım arasındaki karşılaşmayla Abdi İpekçi Spor Salonu da basketbollu günlere geri dönecek.

    10-13 Aralık tarihlerinde 13. Avrupa Kısa Kulvar Yüzme Şampiyonası'na ev sahipliği yapan ve bu nedenle basketbola kapalı kalan Abdi İpekçi Spor Salonu, Fenerbahçe Ülker ve Beşiktaş Cola Turka maçıyla 37 gün sonra Beko Basketbol Ligi'ndeki maçlara ev sahipliği yapacak.
     
  5. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Sezon başında Gaziantepspor'dan 13.5 milyon Euro'luk transfer yapan Beşiktaş, devre arasında da güney ekibiyle aynı otelde kalacak!

    Antalya Belek’teki Gloria Serenity Otel, Kartal’ı 2-10 Ocak tarihleri arasında, Gaziantepspor’u ise 6-16 Ocak tarihlerinde ağırlayacak. Bilindiği gibi Tabata transferinin ardından Yıldırım Demirören’e Beşiktaşlı taraftarlar büyük tepki göstermiş ve “Gaziantep’e başkan olsana” diye tezahüratta bulunmuşlardı.
     
  6. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Beşiktaş'ın Fulya'da hayata geçirdiği Süleyman Seba kompleksi yapı olarak göz kamaştırıyor. Ancak çevresi tam anlamıyla utanç verici görüntülere sahne oluyor...

    Beşiktaş’ın üst üste şampiyonluklar kazandığı, taraftarlarıyla bütünleştiği tesisler, şimdilerde çöplüğe dönmüş durumda. Fanatik'in haberine göre, alışveriş merkezinin içerisindeki mağazaların çöplerinin, kamp binasına dökülmesi herkesi şaşkına çevirmiş durumda. İnşaatı yapan Aşçıoğlu firması ise kamp binasının yıkık görüntüsünün görülmemesi ve taşınanların göz zevkini bozmaması adına tesisi yeşil bir brandayla örtme yolunu izliyor. Tesisin içinde hala Aşçıoğlu’nun inşaatlarında çalışan işçiler kalıyor. Bilindiği gibi Yaşar Aşçıoğlu, kulüple yaptığı anlaşma gereğince yeni bir tesis yapacaktı. Tek şartı, tesislere kendi isminin verilmesiydi. Ancak bu kabul görmeyince, anlaşma bozuldu. Bir dönem “Tesislerin yapımı için 2.5 milyon Euro benden” diyen eski başkan adaylarından Fikret Orman’ın da kayıtsız kalmasıyla birlikte bugünlere gelindi. Orhan Yıldırım

    Mini Yorum:
    "Orası mabedimizdi"
    Fulya bambaşka bir yerdi. Adeta mabedimizdi. Taraftarlarımızla sadece maçlarda değil, idmanlarda da içiçeydik. Şimdi yapılan proje çok güzel... Ancak bu kamp binasında güzel günlerimiz geçti. Kupalar kazandık, şampiyonluklar elde ettik. Bu halini görmek içimizi burkuyor. Yetkililerin bir an önce bunu halletmesi gerekiyor.
    Recep Çetin

    Mini Yorum:
    "Harabeye döndü!"
    İlk önce kamp binasının yapılması, daha sonra gökdelenlerin dikilmesi gerekirdi. Hoş oldu, güzel oldu. Ancak tesislerimiz harabe gibi kaldı. Sorumlular kimse, kulübün bunu bir an önce halletmesi gerekiyor. Fulya tesisleri bambaşka bir yer... Beşiktaş kulübü için de, oyuncular için de, taraftarlar için de...
    Feyyaz Uçar

    Mini Yorum:
    "Kabullenilemez"
    Orada acı-tatlı günlerimiz geçti. Şimdi kamp binasının harabeye dönmesi ve önünün çöplüğe çevrilmesi kimsenin kabullenemeyeceği bir olay. Görüntü olarak yan tarafta devasa binalar var. Bunların yanında, bu görüntüler hiç yakışmıyor. Beşiktaş’ta oynayan her oyuncunun, burada bir anısı vardır. Eski futbolcular olarak, elimizi taşın altına koymaya hazırız.
    Ali Gültiken
     
  7. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Beşiktaş'ta Teknik Direktör Mustafa Denizli'nin hafta başında yaptığı "Pazar günü gidecekler belli olur" açıklamasının ardından kadrodan üç isimle yolların ayrılacağı öğrenildi.


    Lig TV'nin haberine göre; Denizli'nin yönetime verdiği rapora göre sezon başında Ankaraspor'dan alınan Erhan Güven, fazla forma şansı bulumayan Erkan Zengin ve genç oyuncu Batuhan'ın devre arasında gönderileceği belirtildi.

    Daha önce yaptığı açıklamalarda "Kadroyu 22 kişiye indireceğim" diyen Denizli'nin bu 3 isimle birlikte kadroyu 25 kişiye indirdiği, Antalya kampının ardından da 22 kişiye indirmeyi planladığı öğrenildi.

    Siyah beyazlı takım Antalya kampı öncesi İstanbul'daki son antrenmanını da bugün yaparken çalışmaya sakatlıkları bulunun Rüştü, Ferrari, İbrahim Kaş ve İsmail katılmadı. Geçtiğimiz günlerde elinden ameliyat olan Hakan ise takımdan ayrı koşu yaptı. Sabah sağlık kontrolünden geçen yeni tranfser Ramazan da ilk kez antrenmana çıktı.
     
  8. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Kasımpaşa Futbol Şube Sorumlusu Mehmet Süha Sidal, Brezilyalı futbolcuları Andre Moritz'in performansından övgüyle söz ederek, ''Şu anda Moritz'i Tabata ile takas etmem, Beşiktaş, Tabata'yı verip Moritz'i istese, vermem'' dedi.


    Sidal, Moritz'i 3 yıl önce Fluminense'nin antrenmanında izleyerek transfer ettiğini ifade ederek, ''Moritz'i 180 bin dolara aldık. Şu anda yıllık 200 bin dolara oynuyor. Türkiye'de uyum süreci iki seneyi buldu. Moritz şimdi Alex, Delgado gibi gerçek bir 10 numara olarak yerini aldı. Kendisine iyi bakarsa Avrupa'nın sayılı yıldızlarından olacak. Şu anda Moritz'i, Tabata ile takas etmem. Beşiktaş, Tabata'yı verip Moritz'i istese, vermem'' diye konuştu.

    Süha Sidal, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın büyük bonservis bedeli ödeyerek oyuncular almasıyla ilgili bir soru üzerine, şunları kaydetti: ''Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi kulüpler, amatör bir oyuncuya talip olsa, isimlerinden dolayı bu oyuncunun değeri artıyor, öyle alıştırmışlar. Belirli menajerlik sistemleri var. Onlardan uzak durduğunuz zaman fazla para ödemezseniz. Şu anda dünyada bonservis ödemeden alacağınız yıldızlar var. Üç büyükler bunları takip etse, hakikaten bonservis konusunda uğradıkları zarara uğramazlar. 8,5 milyon Avro Tabata'ya vermezler. Zapatocny ve Sivok'a 4,5 milyon Avro verildi, bu paralar verilmez. Takip etseniz, elinde bonservisi olan çok sporcu var. Fenerbahçeli Güiza 14 milyon Avroluk oynamadı.''

    Bu yıl transfer ettikleri, ancak fazla forma şansı bulamayan 6 yabancı oyuncunun kendilerine maliyetlerinin düşük olduğunu vurgulayan Sidal şöyle devam etti: ''Burada, '6 yabancı oynamadı, bir hata mı var' diye bakmayacaksınız. Yabancıların oynadığı rakamlara bakacaksınız. Bizde ortalama 120 bin Avroya oynuyorlar. Bunlar bonservisine para verilmemiş oyuncular. 120 bin Avroya bugün ikinci ligdeki futbolcular oynuyor. Bunlar, kadromuzu tamamlayan futbolcular, itici güçler. Antrenmanları izleyin, aslanlar gibi savaşıyorlar. Kaleci Bolek'i aldık. Tolga'dan biraz daha iyi bir kaleciydi ama Tolga çalıştı, Bolek'i geçti. Burada biz kazandık. Hocamızın tercihi ile bu 6 oyuncuya kulüp bulmalarını söyledik. Yeni bir strateji belirledik. Amacımız, bundan sonra yurt dışında oynayan Türk futbolcuları almak.''

    ''KASIMPAŞA, SPORCU HASTANESİ GİBİ''
    Sidal, bazı tecrübeli oyuncuların, kendilerine transfer olduktan sonra yeniden eski başarılı günlerine döndüklerini söyledi. ''Kasımpaşa, sporcu hastanesi gibi'' diyen Mehmet Süha Sidal, şöyle dedi: ''Cenk, Koray, Emre Toraman, Ali Güneş, Ergün Teber...Bunlar Türk futbolunun çok değerli insanları. Maalesef son yıllarda çöküşe geçmişler. Eskinin iyi sporcuları gelsinler Kasımpaşa'ya, isterse 35-36 yaşında olsunlar, yine aynı değerlerini bulurlar. Tenekeyi altın yaparız, yeter ki geçmişte altın olsunlar. Takımı iyi yönetiyoruz. Futbolcular için iyi şartlar hazırlıyoruz. Kendileri de burada futbolla uğraştıkları zaman, ister istemez eski günlerine dönüyorlar. Şu anda her futbolcumuzu isteyen var. Cenk'i şimdi bıraksak, herkes kapar.''

    ''CÜNEYT ÇAKIR HEP AVRUPA'DA KALSIN''
    Kasımpaşa-Sivasspor maçından sonra yönetimine tepki gösterdiği hakem Cüneyt Çakır'ın, UEFA tarafından 1. kategoriye yükseltilmesiyle ilgili soruya Süha Sidal, ''Cüneyt Çakır hep Avrupa'da kalsın. Avrupa'da maç yönetsin. Kendisiyle gurur duyuyoruz'' yanıtını verdi. FIFA kokartlı Çakır'ın, Türkiye'de yönettiği maçlarda motive olamadığını, maçları hafif gördüğünü ileri süren Sidal, ''Maçları küçük görüyor. Yoksa bu bariz hataları yapmaz. Yurt dışına gittiği zaman ayrı bir motivasyonla maç yönetiyor, 10 numara maç yönetiyor. Kötü hakem olmadığı aşikar. Dünya tanıyor kendisini, derece de yükseltti. Türkiye'de yönettiği maçlarda da Avrupa'da gösterdiği motivasyonu kendisinden bekliyoruz'' şeklinde konuştu.

    ''YILMAZ HOCANIN MİLLİ TAKIMA GİTMESİ BİZE GURUR VERİR''
    Teknik direktörleri Yılmaz Vural'ın Kasımpaşa'ya gelişinin, hem kendisi, hem kulüpleri açısından çok iyi olduğunu belirten Sidal, Vural'ın milli takıma gitmesinin kendilerine gurur vereceğini söyledi. Sidal, ''Bize geldikten sonra ismi milli takımla anılmaya başlandı. Milli takıma da fazlasıyla layık hocamızdır. Kariyeri, başarısı, diploması, bilgisi, kısacası her şeyi var. İyi hoca, iyi yönetim ve iyi oyuncular biraraya geldiğinde, başarı otomatikman geldi. Yılmaz Hocanın milli takıma gitmesi bize gurur verir. Kasımpaşa'nın hocasının milli takımla anılması bizim hoşumuza gidiyor. Kasımpaşa'da kaldığı sürece, hocamız buradan milli takıma gidecektir, ama şimdi, ama iki yıl sonra...'' diye konuştu.

    ''TÜRKİYE'NİN EN ZENGİN KULÜBÜYÜZ, BORCUMUZ YOK''
    Geçici değil, kalıcı başarılar peşinde olduklarını ifade eden Kasımpaşalı yönetici, ''Şu anda Kasımpaşa Kulübü, Türkiye'nin en zengin kulübü. Niye derseniz, Kasımpaşa Kulübü borçsuz bir kulüp. Ayağımızı yorganımıza göre uzatıyoruz'' dedi. Görevi bıraktıklarında Kasımpaşa kendi kendine yetebilsin diye uğraş verdiklerini anlatan Sidal, şunları söyledi: ''Kimse kulübümüzü borçlandıramaz. Biz geçici başarılar peşinde değil, kalıcı başarılar peşindeyiz. Yarın bırakıp gittiğimiz zaman Kasımpaşa kendi kendine yetebilsin, amacımız bu. Türk futbolunda Kasımpaşa uzun yıllar yaşasın. Kasımpaşa sonuçta bir semt takımı. Diğer semt takımlarını görüyorsunuz. Karagümrük'ün, Zeytinburnu'nun konumu... Adalet nerelerde... Eskiler kalmadı. Kasımpaşa'da 6-7 sene başkanlığım var. Biz yönetici bulamıyorduk. Çok baskılar yaşadık. Birçok şeye direndik. Burada çaycıyı yönetime yazdığımız günler oldu. Herkesin kaçtığı zamanlar vardı. Kimseyi ortada bulamıyorduk. Aynı şekilde, o zaman da başarılıydık. Hiçbir zaman takımımızı yerlerde süründürmedik. Bayrağımızı yerlerde bırakmadık. Sürekli ayakta kaldık. Şimdi de gurur duyuyoruz'' şeklinde konuştu.

    ''KEMERBURGAZ'DAKİ TESİSLERİ 1 YIL İÇİNDE BİTİRİRİZ''
    Kemerburgaz tarafında yapımı süren kulüp tesislerini 1 yıl içinde tamamlamayı planladıklarını bildiren Süha Sidal, ''Bu proje bittiği anda Kasımpaşa'yı önce Türkiye, sonra da Avrupa'da marka konumuna getireceğiz'' dedi. Tesislerin Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın sahip oldukları tesislerin tarzında olduğunu anlatan Kasımpaşalı yönetici, ''Tahmin ediyorum 1 yıl içinde tesisi bitiririz. Büyük bir tesis. BJK Nevzat Demir ve Samandıra tarzında, belki onlardan daha iyi konumda. Gelecek seneye orada başlamak istiyoruz. Yetiştirmeye çalışacağız. Bu bittiği anda Kasımpaşa'yı önce Türkiye'de sonra da Avrupa'da marka konumuna getireceğiz. O tesis bittiği anda biz bundan sonra Avrupa kupalarında yer almaya çalışacağız, belki yeni hedefimiz şampiyonluk olacak.''

    ''MÜMKÜN OLDUĞUNCA MENAJERLERDEN KAÇACAKSIN''
    Süha Sidal, transferlerde menajerlerle iş yapmamaya çalıştığını belirterek, ''Mümkün olduğunca menajerlerden kaçacaksın'' dedi. Menajerlerin, oyuncuların dengesini bozduğunu ileri süren Sidal, şunları kaydetti: ''Bu sezon Almanya'dan 1990 doğumlu oyuncular Barış Başdaş ve Şahin Aygüneş'i alıp, 5'er yıllık sözleşme imzaladık. Almanya'da Aachen'da başka bir oyuncuyu izlerken Barış'ı görüp aldım. Kasımpaşa'ya geldikten sonra Barış'ı aramayan menajer kalmadı. Bir menajer, çocuğun elinden tutup kulüp kulüp gezdiriyor, son 3-4 haftadır rezil top oynuyor. Çocuğu daha doğmadan bitirdiler. Menajerler, futbolcuların psikolojini bilmiyor, gözleri para görüyor. Futbolcuyu görünce 'yüzde 10' görüyorlar. Bunlar yüzde 10'cu menajer. Türk futboluna kazandırmaya çalıştığınız futbolcuları, daha doğmayan filizleri öldürüyorlar. Futbolcuların aileleri de işin içine giriyor. Aileler ve menajerler, var güçleriyle bunları futboldan koparmaya çalışıyorlar. Yüzde 10'cu menajerler, Barış ve Şahin'in yakalarından düşsünler, bunları Türk futboluna kazandıralım. Şahin ve Barış bizlere güvenmezlerse Türk futbolu çöplüğünde yerlerini alacaklar.''

    ''BAŞBAKANIMIZIN TAVSİYESİYLE KULÜPTE GÖREV ALDIK''
    Kasımpaşa Kulübü'nde 15 yıldır yöneticilik yaptığını belirten Süha Sidal, 1994 yılında, o dönem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tavsiyesiyle yöneticiliğe başladığını kaydetti. Fizik mühendisi olduğunu, ancak baba mesleği olan soğutma ve havalandırma işleriyle uğraştığını anlatan Kasımpaşalı yönetici, semtindeki bütün amatör takımların yanı sıra 1987, 1988 ve 1989 yıllarında lisanslı olarak İstanbulspor'da forma giydiğini ifade etti.
    Sidal, 1994 yılında, aynı zamanda o dönem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan sayesinde siyasete girdiğini, Beyoğlu Belediyesi Meclis Üyesi olduğunu kaydederek, ''O zaman Kasımpaşa amatör kümeye düşüyordu. Belediye başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, bize 'Kasımpaşa ile ilgilenin' dedi. Başbakanımızın tavsiyesiyle kulübe geldik, elimizden geleni çalışmayı yaptık. Belki de bizim bu kadar başarılı olmamızın en büyük sebebi, onun arkamızda duran manevi gücü, gölgesidir. İnşallah onu gururlandırıyoruzdur. Bu yüzden sevinçliyiz. 1994 yılından beri bu kulübün içindeyiz. Kasımpaşa Kulübü'ne çağ atlattık. Pek çok insan, şu andaki halini hayal bile edemiyordu. Kasımpaşa'nın durumuyla gurur duyuyoruz'' şeklinde konuştu.
     
  9. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Galatasaray, IFFHS'nin 2009 yılı kulüpler sıralamasında nice devi geride bıraktı.


    İlk sıradaki Manchester United'ı, Chelsea ve Barcelona izlerken, Sarı-Kırmızılılar 10. basamakta yer aldı. Diğer Türk kulüplerinden Fenerbahçe 35. olurken, Beşiktaş ise hızlı yükselişine karşın 80.'liği elde etti.

    Galatasaray, Uluslararası Futbol Tarihi ve İstatistikleri Federasyonu'nun (IFFHS) açıkladığı ?2009'un Dünya Kulüpler Sıralaması'nda, pek çok devi sollayıp 10. basamakta yer aldı. 1 Aralık 2008-30 Kasım 2009 tarihleri arasında kulüplerin lig ve Avrupa'da oynadığı maçların sonuçları baz alınarak gerçekleştirilen sıralamanın en tepesinde Manchester United bulunuyor. 317 puanlı İngiliz ekibini, 299 puanla yine Ada futbolundan Chelsea, 292 puanla da hem İspanya'yı, hem de dünyayı kasıp kavuran kupa canavarı Barcelona izledi.

    Real Madrid'i solladı
    Türkiye'den en önemli dereceyi, 220,5 puanla Galatasaray elde etti. Roma, Bayern Münih, Liverpool, Porto, İnter, Sevilla, Fiorentina, Juventus, Real Madrid, Milan, Boca Juniors gibi güçlü takımları sollayan Sarı-Kırmızılılar'ın ardından, en yüksek dereceyi 165 puanla 35'inci sırada yer alan Fenerbahçe kazandı. Geçen yıla oranla 37 sıra birden çıkış yapan Beşiktaş 80'incilikle yetinirken, bu sezonun flaş ekibi Bursaspor 81,5 puanla 220'nci, Sivasspor 78,5 puanla 234'üncü ve Trabzonspor ise 73,5 puanla 261'incilikte kendilerine yer bulabildiler.
     
  10. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Beşiktaş'ta Matias Delgado'nun durumu yarın netlik kazanacak. Kasım ayında sahalara döneceğini açıklayan, ancak bu sürenin üzerinden iki ay geçmesine rağmen sakatlığı düzelmeyen Arjantinli futbolcuyla ilgili kesin kararın yarın verileceği ortaya çıktı.


    Teknik Direktör Mustafa Denizli'nin, kasığındaki yırtığın tedavisi için İspanya'ya giden Delgadodan yarın gelecek rapora göre kararını vereceği öğrenildi. Kasığında bir santim yırtık bulunan yıldız futbolcunun sahalara dönmek için yaklaşık bir aylık süreye daha ihtiyacı olduğu ve bu nedenle Mustafa Denizli'nin, Delgado'yu planlarından çıkaracağı kaydedildi. Öte yandan Teknik Direktör Denizli, Beşiktaş Dergisi'ne verdiği röportajda önemli açıklamalar yaptı. Deneyimli teknik adam, en az geçen sezon kadar şampiyonluk yarışında iddialı olduklarını söyledi. Siyah-beyazlı çalıştırıcı, ?Bu takım normal çizgisinde olduğu zaman da iddiasını gerçekleştirir. Bundan hiç kimsenin, hiçbir Beşiktaşlı'nın şüphesi olmasın? dedi.

    Mustafa Denizli, son 3 maçta kaybettikleri 7 puana da değindi. Tecrübeli hoca, ?Ligin başında yaşadığımız tablo normaldi, beklemediğim bir tablo değildi. Ancak Diyarbakır, Manisa ve Bursa maçlarındaki kayıp 7 puan, düşüncelerimin çok uzağında bir kayıptır. Bu üç maçtaki kayıplara çok sinirlendiğimi açık açık söyleyeyim? ifadelerini kullandı.
    Milliyet
     
  11. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Sözleşmeleri sona eren Rüştü Reçber ve İbrahim Toraman için görüşmelere başlandı, iki futbolcu da kalmak istediğini dile getirdi.


    Bir yandan transfer görüşmelerini sürdüren Beşiktaş, diğer taraftan iç transfere hız verdi. Almanya'nın Hoffenheim takımının Türk asıllı file bekçisi Ramazan Özcan'ı renklerine bağlayan Siyah-Beyazlılar, ayrıca sezon sonunda sözleşmeleri bitecek olan oyuncularıyla da büyük ölçüde anlaşmaya vardı. Listenin ilk sırasında yer alan İbrahim Toraman'la görüşmelerin uzun süredir devam ettiği ve iki tarafın el sıkıştığı kaydedildi.

    Rüştü'den yeşil ışık
    Yıllık 1.5 milyon Euro garanti para kazanan Rüştü Reçber'in de, ücretinde indirime gidilmesine yeşil ışık yaktığı ve Beşiktaşlı idarecilerle anlaştığı dile getirildi. Ayrıca sözleşmesi sona eren bir diğer isim olan Hakan Arıkan'la da görüşmelerin tüm hızıyla devam ettiği öğrenildi. Sercan Yıldırım transferinde, takasta kullanılacağı belirtilen Serdar Özkan'ın durumu ise pazartesi günü netlik kazanacak.

    Sezonun ilk bölümünde Rüştü ile taraftarların arası açılmış ve tecrübeli kalecinin gönderilmesi gündeme gelmişti. Ancak gerçek kimliğine bürünen deneyimli eldivenin 2 yıl daha takımda kalacağı öğrenildi.
    fanatik
     
  12. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli, bu kez sezon öncesi kampını Ümraniye Tesisleri'nde yapmayı uygun buldu.


    Denizli, sadece İspanya'daki Barış Kupası'na katılarak takımını içeride Süper, dışarıda Şampiyonlar Ligi'ne hazır hale getirmeye çalıştı. Orta sahaya mutlaka bir transfer isteyen Denizli, bu oyuncunun niteliklerini de 10,5 numara olarak tanımlamış ve bu şekilde eksikliğin giderileceğini söylemişti. Bu çalışmalar sonucu karşısına 12 sezonda 14 takım değiştiren Tabata çıkarıldı! Beşiktaş ve Gaziantepspor kulübü yöneticilerinin bile sonradan öğrendiği Tabata transferine Mustafa Denizli de 'hayır' deme cesareti gösteremedi.

    Zapotocny kiraya verilerek Ferrari alındı. Başlarda uyum sorunu yaşayan İtalyan stoper, sonrasında defansın emniyet supabı oldu. Kesici olarak yerinde müdahalelerde bulunan Cezayir asıllı savunma oyuncusu, topu oyuna sokmada istenenlere cevap veremedi. Tomas Sivok'la uyumu, önlerinde oynayan Ernst'in yardımıyla birleşince göbekten gelen rakip ataklarda başarıyı getirdi. Defansın iki kenarı kanat organizasyonlarında etkili olamayınca gol üretme şansı çok düşük seviyelerde kaldı. Atılan 20 gole karşın 10 gol yenmesi oyun anlayışının defansif kurguya dayanmasının sebebiydi. Çoğunlukla 4-2-3-1 şeklinde uygulanan şablon, dış sahada belki ama içeride hiç de kabul edilebilir bir durum değildi. Nitekim ilk 6 karşılaşma sonunda Siyah-Beyazlıların puan cetvelinde yazılı sayısı sadece 6 idi. Bu hal uzun senelerdir yaşanmamıştı.

    Mehmet Topuz olayında Fenerbahçe karşısında kaybedilen prestiji geri getirme düşüncesi ile transfer edilen Nihat Kahveci'ye ödenen bedellerin yüksekliği de iç dengeleri bozdu. Üstelik Nihat'tan beklenen performansın alınamaması başlı başına sıkıntıya yol açtı. Benzer şekilde Yusuf Şimşek'ten yeterli verimlilik sağlanamadı. Holosko'nun sakatlığı şanssızlık, Nobre'nin formsuzluğu 3 yıllık garanti parayı cebine koymanın rahatlığının sonucu olarak değerlendirildi. Kötü gidiş, hükmen kazanılan Ankaraspor maçı ile sonlanmış, 7 haftada kazanılan 3'er puanlar morallerin yükselmesini sağlamıştı. Ancak bu galibiyetler Fenerbahçe derbisinin ikinci yarısı dışında oynanan futbolun sevimsizliği sebebiyle taraftarı ve camiayı mutlu edemedi. Tabiî ki bunun gerekçesi kötü futbol ve Şampiyonlar Ligi'nde beklentilerden uzak kalınmasıydı. Grup belli olduğunda CSKA Moskova ve geçen sezonun Almanya şampiyonu Wolfsburg'dan puanlar alınabileceği düşünülmüştü. Ancak hiç hesapta olmayan deplasmandaki ManU galibiyeti son iki maça umut bağlanmasını sağlamıştı. Mustafa Denizli'nin kupadaki hesaplarının tutmaması iki CSKA Moskova maçından puan çıkartılamamasının sonucuydu. Tüm bu göstergeler Süper Lig'de ilk yarının 32 puanla beşinci sırada bitirilmesine mal oldu. Üst sırada kalan takımlardan sadece Fenerbahçe'den 3 puan alınabilmesi bu sonucun tesadüfi olmadığını anlatıyordu. İkinci devre başlarken camia, futbol ve kulüp yönetimi açısından önemli olaylar yaşayacak. 31 Ocak 2010 seçim kongresi mutlaka profesyonellerin de ilgisini çekecek. Mevcut yönetim mali sıkıntıyı bir türlü gideremedi. Futbolcu ve teknik kadronun maaş ödemelerinde, özellikle yerli oyuncular açısından büyük aksaklıkların yaşanması, bu halin devam edip etmeyeceği konusunun kaynağını teşkil etmekte.

    Kadroya bir orta saha oyuncusunun katılması, Arjantinli Delgado'nun durumunun açıklığa kavuşmasıyla aydınlanacak gibi gözüküyor. Sağlık kurulu başkanı Prof Dr. Mete Düren'in açıklamaları hiç de iç açıcı değil. Hipokrat yemini etmiş bir tıp adamına yakışır şekilde doğruları telaffuz etmesinden bu sonuca varıyoruz. Delgado'nun döndüğünü varsaysak bile devamlılığı için tereddütler her zaman var olacak. Bu bakımdan kaliteli bir oyun kurucu ihtiyacı kaçınılmaz. Aynı şekilde Rüştü ve Hakan'ın uzun süreceği belirlenen sakatlıkları kaleye de tecrübeli bir eldivenin transferini zorunlu hale getirdi. Korcan ve Umut niye bu kadro içerisinde barındırılıyor sorusu da hâlâ cevap bekliyor.

    Beşiktaş'ın futbol takımının yanı sıra yönetimsel yanlışlıklardan kaynaklanan aşırı borçlanma problemi devam ediyor. Bu durum, ileriki günler için insanları mutsuzluğa sürüklüyor. Taraftar ve camia artık skor tabelasıyla değil, sahada oynanan futbolun kalitesi ve kulübün yönetimiyle daha çok ilgili. Bunun bilinmesinde fayda var. a.kececi@za­man.com.tr ZAMAN
     
  13. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    İspanya 2. Ligi'nde mücadele eden Real Sociedad'ın kulüp başkanı Jokin Aperribay, Nihat Kahveci ile ilgilendikleri iddialarını yalanladı.


    İspanyol basınına açıklama yapan Aperribay, "1. Lig'e çıkmaları halinde gelecek sezon için eski futbolcuları Nihat Kahveci'yi alacakları" iddialarına karşılık, "Hiç kimse böyle bir olasılığı değerlendirmedi" dedi.

    Aperribay, Valencia'da oynayan Miku ile ilgili haberleri ise doğrularken, "Spor yönetim kurulunun değerlendirdiği oyunculardan biri. Valencia kulübüne bu futbolcunun durumunu sorduk, ama henüz aldığımız bir karar yok. Özellikle transfer pazarının durumunu bilmek için bunu yaptık" açıklamasında bulundu.

    Nihat Kahveci'nin 2001-2006 yılarında formasını giydiği Real Sociedad, 2. Lig'de şu anda lider durumda bulunuyor.
     
  14. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Sporda 2009 yılı dünya ve Türkiye'de, Dünya ve Avrupa Futbol Şampiyonaları ile Yaz ve Kış Olimpiyat Oyunları olmamasına karşın diğer organizasyonlar açısından yine hayli yoğun geçti.


    Yılın ilk 2 ayında Türk sporu açısından en önemli olay, FIFA'nın 2008 yılı Dünya Fair-Play Ödülü'nü, Ermenistan ile başkent Erivan'da dostane bir havada yapılan Dünya Kupası Eleme Grubu maçı nedeniyle Türkiye Futbol Federasyonu'na layık görmesiydi. Türkiye, futbolda bu onur verici ödülü ilk kez almış oldu. 2009 yılının futboldaki önemli gelişmeleri kronolojik olarak şöyle:

    12 Ocak
    DÜNYA FAIR PLAY ÖDÜLÜ TFF'YE!
    FIFA, 2008 Dünya Fair-Play Ödülü'nü, Ermenistan ile başkent Erivan'da dostane bir havada yapılan milli maç nedeniyle Futbol Federasyonu'na verdi. FIFA, 2008 Yılın Futbolcusu ödülünün de o dönem Manchester United'da oynayan Christiano Ronaldo'ya layık gördü.

    11 Şubat
    FİLDİŞİ İLE YENİŞEMEDİK
    A Milli Takımımız, İzmir'deki özel maçta Fildişi Sahilleri ile 1-1 berabere kaldı. Ay Yıldızlılarımız güçlü rakibi karşısında ilk dakikalarda Gökhan ünal'ın golüyle öne geçti ama uzatmaların 2. dakikasında Drogba'ya engel olamayınca bir özel maçtan daha beraberlikle ayrıldı.

    20 Şubat
    CANKURTARAN VEFAT ETTİ
    Fenerbahçe Kulübü'nün eski başkanlarından Emin Cankurtaran, vefat etti.

    19/26 Şubat
    SABRİ'N SONU SELAMET!
    UEFA Kupası 3. Turu'ndaki temsilcimiz Galatasaray, Fransa'nın Bordeaux takımını eleyerek bileti kaptı. İlk maçta rakibiyle deplasmanda 0-0 berabere kalan sarı kırmızılılar, Ali Sami Yen'de oynanan rövanşı 4-3 kazanarak turu geçti. Bordeaux önünde mükemmel oynayan temsilcimiz, 3-1 öne geçtiği maçta durum 3-3'e gelince elenme korkusu yaşadı. Turu 90. dakikada Sabri'nin golü getirdi.

    12/19 Mart
    CİM BOM'UN İNTİHARI
    Galatasaray, Kadıköy'deki finali hedeflediği son UEFA Kupası'na 4. Tur'da veda etti. Hamburg ile deplasmanda 1-1 berabere kalan sarı kırmızılılar, İstanbul'daki rövanşta 2-0 öne geçmesine rağmen rakibin üst üste bulduğu gollere engel olmayınca 3-2'lik mağlubiyetle elendi.

    28 Mart/1 Nisan
    MİLLİLER ÜZDÜ
    A Milli Takımımız, 28 Mart'ta 2010 Dünya Kupası Eleme maçında Madrid'de İspanya'ya 1-0 yenilerek ilk yenilgisini aldı. 1 Nisan'da İstanbul'da oynanan maçta da rakibine 2-1 yenilen Millilerin tek golünü Semih kaydetti. İspanya'nın galibiyet golünde ise asisti Semih'in Fenerbahçe'den takım arkadaşı olan Daniel Güiza yaptı.

    13 Mayıs
    BEŞİKTAŞ'TAN İLK ZAFER!
    Fortis Türkiye Kupası'nı, İzmir'deki finalde Fenerbahçe'yi 4-2 yenen Beşiktaş, 8. kez elde etti.

    20 Mayıs
    KADIKÖY'DE TARİHİ GECE!
    Tarihin son UEFA Kupası, sahibini İstanbul'da buldu !.. 2009-10 sezonundan itibaren statüsü değişen ve Avrupa Ligi adını alan UEFA Kupası'nın İstanbul'daki son finalinde, Werder Bremen'i uzatmada yenen Shaktar Donetsk ilk kez şampiyon oldu.

    24 Mayıs
    TUGAY FUTBOLU BIRAKTI
    Hem Premier Lig hem de Blackburn Rovers'ta yıllarca başarıyla forma giyen Tugay Kerimoğlu, futbola veda etti.

    27 Mayıs
    ŞAMPİYONLAR LİGİ BARÇA'NIN!
    Şampiyonlar Ligi'nde zafer İspanyolların oldu !.. Roma'daki finalde önceki yılın şampiyonu Manchester United'ı 2-0 yenen Barcelona, kupayı 3. kez kazandı.

    31 Mayıs
    ŞAMPİYON BEŞİKTAŞ!
    Turkcell Süper Lig'de 2008-2009 sezonu şampiyonluğunu Beşiktaş kazandı. 71 puanlı Beşiktaş'ın ardından Sivasspor 66 puanla ikinciliği, Trabzonspor da 65 puanla üçüncülüğü elde etti. Ligden 38 puanlı Konyaspor, 29 puanlı Kocaelispor ve 22 puanlı Hacettepe düştüler. Ligin gol krallığını ise 20 golle Galatasaray'ın Çek yıldızı Milan Baros kazandı.

    Avrupa'nın önemli liglerinde ise Manchester United, Barcelona, Inter, Wolfsburg, Bordeaux, AZ Alkmaar şampiyonluğa ulaştı.

    5 Haziran
    EFSANE TÜRKİYE'DE
    Hollanda futbolunun yetiştirdiği önemli futbol adamlarından Frank Rijkaard, Galatasaray'ın yeni teknik direktörü oldu.

    2/5 Haziran
    MİLLİLER TATSIZ
    A Milli Takımımız, 2 Haziran'da Kayseri'de oynanan özel maçta Azerbaycan'ı İbrahim Üzülmez ve Halil Altıntop'un golleriyle 2-0 yendi. Ancak Ay Yıldızlılar 3 gün sonra Lyon'daki özel maçta Fransa'ya 1-0 yenildi.

    15 Haziran
    TOPUZ KAVGASINDA KAZANAN FENER!
    Kayserispor'un yıldız futbolcusu Mehmet Topuz, Beşiktaş ile Fenerbahçe arasında büyük bir transfer çekişmesine aktör oldu! Fenerbahçe'nin Kayserispor ile anlaşma sağlamasına rağmen bir süre Beşiktaş'a gitmek istediğini söyleyen Mehmet Topuz, daha sonra ikna edildi ve bir geceyarısı operasyonuyla Fenerbahçeli oldu.

    28 Haziran
    KONFEDERASYON KUPASI BREZİLYA'NIN!
    Güney Afrika'da düzenlenen FIFA 8. Konfederasyon Kupası'nı finalde ABD'yi 3-2 yenen Brezilya kazandı.

    6 Temmuz
    CRISTIANO RONALDO ÇILGINLIĞI
    Manchester United'ın Portekizli yıldızı, 94 milyon Euro'luk akıllara durgunluk veren bonservis bedeliyle Real Madrid'e transfer oldu. Ronaldo'nun Santiago Bernabeu'daki imza törenine 80.000 taraftar geldi!

    16/23 Temmuz
    GALATASARAY TOBOL'E ŞANS TANIMADI
    UEFA Avrupa Ligi 2. Ön Eleme Turu'nda Galatasaray, Kazakistan'dan Tobol'u 1-1 ve 2-0'lık skorlarla eledi.

    18 Temmuz
    ŞENGÜRBÜZ'Ü YİTİRDİK
    Türk spor televizyonculuğunun en saygın spikerlerinden Orhan Şengürbüz geçirdiği anı rahatsızlığın ardından hayata gözlerini yumdu.

    20 Temmuz
    GÜLE GÜLE GÜZEL İNSAN!
    Türk futbolu ve Beşiktaş'ın unutulmaz futbolcusu, spor yazarı, "Güzel İnsan" Vedat Okyar tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

    22 Temmuz
    BAŞKENT'TE BİR YILDIZ!
    100. yılını kutlayan Ankaragücü, ünlü İngiliz golcü Darius Vassell'i transfer ederek büyük bir bomba patlattı!

    2 Ağustos
    SÜPER KUPA FENERBAHÇE'NİN!
    İstanbul'daki 4. TFF Süper Kupa finalinde Fenerbahçe, Alex'in attığı 2 golle Beşiktaş'ı 2-0 yenerek, kupayı 2. kez müzesine götürdü.

    27 Temmuz/4 Ağustos
    YİĞİDO'NUN VEDASI
    Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turunda Sivasspor, Belçika'dan Anderlecht'e 0-5 ve 3-1'lik skorlarla elendi. Sivasspor Avrupa Ligi'ne geçti.

    30 Temmuz/6 Ağustos
    DEVLER ÇOK RAHAT
    UEFA Avrupa Ligi 3. ön eleme turunda Galatasaray, İsrail'den Maccabi Netanya'yı 4-1 ve 6-0, Fenerbahçe de Macaristan'dan Honved'i 5-1 ve 1-1'lik skorlarla eledi.

    12 Ağustos
    MİLLİLERDEN FARKLI GALİBİYET
    A Milli Takımımız, özel maçta başkent Kiev'de Ukrayna'yı Tuncay, Servet ve Hamit'in golleriyle 3-0 yendi.

    20/27 Ağustos
    SEVİNÇ VE HÜZÜN BİRARADA
    Avrupa Ligi play-off turunda Galatasaray, Estonya'dan Levadia Tallinn'i 5-0 ve 1-1 Fenerbahçe de İsviçre'den Sion'u 2-0 ve 2-2'lık skorlarla eleyip gruplara kalırlarken, Trabzonspor, Fransız Toulouse'a 1-3 ve 1-0, Sivasspor da Ukrayna'dan Shaktar Donetsk'e 0-3 ve 0-2'lik skorlarla elendi.

    28 Ağustos
    BARCA KUPAYA DOYMUYOR
    35. Avrupa Süper Kupası'nı, Monaco'daki maçta Ukrayna'dan Shaktar Donetsk'i uzatma dakikaları sonunda 1-0 yenen İspanyol Barcelona 3. kez kazandı. Katalan ekibi, böylece 2009'daki 5. kupasını kazanmış oldu.

    5 Eylül
    UMUDUMUZU SARAYBOSNA'YA TAŞIDIK
    Dünya Kupası Elemeleri 5. Grup'ta yer alan A Milli Takım, 7. maçında Kayseri'de Estonya'yı Tuncay (2), Sercan ve Arda'nın golleriyle 4-2 yendi.

    9 Eylül
    BOSNA'DA YIKILDIK
    Dünya Kupası Avrupa Elemeleri 5. Grup'ta yer alan A Milli Takım, gruptaki 8. maçında Zenica kentinde Bosna-Hersek ile 1-1 berabere kalırken, tek golü Emre Belözoğlu kaydetti. Milliler, daha sonra Belçika'ya yenilerek şansını tamamen kaybetti.

    7 Ekim
    İLKER ATEŞ'İ KAYBETTİK!
    Türk spor basının en saygın isimlerinden biri olan İlker Ateş, uzun süre tedavi gördüğü hastenede hayata gözlerini yumdu.

    7 Ekim
    ANKARASPOR KÜME DÜŞÜRÜLDÜ
    Turkcell Süper Lig ekiplerinden Ankaraspor, Futbol Federasyonu kararıyla, bu kulüple Ankaragücü Kulübü yönetimi arasındaki organik bağlar ve 2 kulübün idari yapılanmalarındaki yönetmeliklere aykırılıklar nedeniyle alt lige düşürüldü.

    11 Ekim
    TERİM VEDA ETTİ!
    A Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim, uzun süredir yaşanan tartışmalara son noktayı yine kendisi koydu ve Ermenistan maçı sonrası görevini bırakacağını açıkladı.

    25 Ekim
    BEŞİKTAŞ'TAN TARİHİ ZAFER
    Şampiyonlar Ligi'nde başarısız sonuçlar alan Beşiktaş, İngiliz devi Manhester United'ı deplasmanda Tello'nun golüyle 1-0 yenerek tarihi bir galibiyet elde etti.

    10 Kasım
    ENKE İNTİHAR ETTİ!
    Alman futbolu, milli bir futbolcudan gelen şok haberle sarsıldı. 2003-2004 sezonunda bir maçlığına Fenerbahçe forması da giyen Hannover kalecisi Robert Enke, intihar ederek yaşamına son verdi.

    16 Kasım
    DE NİGRİS YASA BOĞDU!
    Gaziantepspor, Ankaragücü ve Ankaraspor'un eski futbolcusu Antonio De Nigris, geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.

    21 Kasım
    YİNE KAZAN'DI!
    Gökdeniz Karadeniz ve Hasan Kabze'nin forma giydiği Rubin Kazan, üstüste 2. kez Rusya Premier Ligi şampiyonu oldu.

    8 Aralık
    KARTAL DEVLER LİGİ'NE VEDA ETTİ
    Şampiyonlar Ligi'nde Beşiktaş, ilk tur grubunda 1'er galibiyet ve beraberliğin yanısıra 4 yenilgi alarak, 4 puanla 4. ve son sırada kaldı ve bu sezon Avrupa'ya veda etti.

    12 Aralık
    CARLOS VEDA ETTİ!
    Dünya futbolunun yetiştirdiği en önemli yıldızlardan biri kabul edilen Roberto Carlos, 2.5 sezon forma giydiği Fenerbahçe'den ayrılacağını resmen açıkladı.

    16 Aralık
    AVRUPA LİGİ'NDE TULUM ÇIKARDIK
    UEFA Avrupa Ligi grup mücadelelerinde Türk temsilcileri Galatasaray ve Fenerbahçe, grup birinciliklerini elde ederek bir üst tura yükseldiler. Bir sonraki turda Galatasaray, Atletico Madrid ile eşleşirken, Fenerbahçe'nin rakibi Lille oldu.
     
  15. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    2004 yılında ilk yarı Fenerbahçe'nin 11 puan önündeyken ezeli rakibine şampiyonluğu veren Beşiktaş'ta o zamanın teknik direktörü..


    2004 yılında ilk yarı Fenerbahçe'nin 11 puan önündeyken ezeli rakibine şampiyonluğu veren Beşiktaş'ta o zamanın teknik direktörü Mircea Lucescu, futbolcusu Ahmet Yıldırım için, "şampiyonluğumuzu O sattı" demesi üzerine Yıldırım sert tepki gösterdi.

    İşte o sezon Beşiktaş'ta top oynayan Ahmet Yıldırım'ın açıklamaları:

    Yediğim yere pislemem. Lucescu önce kendi yaptıklarına baksın. Sinan Engin'le sorunlarını takıma yansıttı... Forvet ihtiyacımız vardı, sakat Ilie'yi aldı. Bunadığı için saçmalıyor

    Lucescu önce kendi yaptıklarına bir baksın. Onunla Galatasaray ve Beşiktaş'ta çalıştım. Sürekli problem çıkaran bir insandı. Sinan Engin ile yaşadığı sorunları sürekli takıma yansıttı. Forvet ihtiyacımız vardı ama gitti vatandaşı diye sakat Ilie'yi transfer etti. Beni resmen maç satmakla suçluyor. Bu büyük bir ayıp

    O dönem Valencia ve H.Berlin'den ciddi teklifler aldım. Benimle konuştu, 'Sana ihtiyacım var, gitme' dedi. Ben de kaldım. Transferimi engelledi. Şimdi kalkmış bana arkadan sallıyor. O meşhur Samsun maçından sonra, "Bizi şampiyon yapmayacaklar. Romanya'da da böyle şeyler yaşamıştım' demişti. Şimdi beni suçluyor. Çok yaşlanmış galiba, hatta bunamış

    LUCESCU NE DEMİŞTİ?

    Ahmet Yıldırım'ın büyük tepkisini çeken Lucescu, şu ifadeleri kullanmıştı: Birçok maçta konsantrasyon eksiklikleri yaşadık. Bu her oyuncumun başına geldi. Fakat Ahmet benim için hep soru işareti olarak hatıralarımda kalacak. Çünkü her maçta aynı hataları yaptı. Ona hakkımı helal etmeyeceğim çünkü şampiyonluğu sattı.
     
  16. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Medya Takip Merkezi tarafından yapılan araştırmada, 2009'da spor dünyasının en medyatikleri belirlenirken, medyada yer alan haber sayısında Fenerbahçe'nin, şampiyon Beşiktaş'ı geçtiği belirlendi.


    Medya Takip Merkezi, yıl boyunca her gün 1700'ü aşkın yayın organını tarayarak oluşturduğu raporla spor dünyasının nabzını tutarken, Fenerbahçe, haber sayısında şampiyon takım Beşiktaş'ı geçti. Fenerbahçe'nin bu yıl medyada 226.798 haberi yayınlandı.

    2009'da Beşiktaş, Fenerbahçe'den sonra yılın en çok ilgi gören ikinci spor kulübü oldu. Ligde sergilediği başarılı performansıyla sporseverlerin ve medyanın ilgisini çeken Beşiktaş'ın haberleri, 2008 yılına göre yüzde 42 oranında artış gösterdi. Yıl boyunca toplam 209 bin 427 haberde yer alan Beşiktaş, Türk Kızılayı'nın forma sponsorluğuyla da büyük ilgi topladı. En medyatik kulüp araştırmasında Galatasaray ise 201.648 haber ile 3. sırada yer aldı.

    Fatih Terim'in ''en medyatik'' tahtına, bu yıl Mustafa Denizli otururken, Medya Takip Merkezi'nin, spor dünyasının nabzını tuttuğu medya araştırmasına göre, 2009'un en çok konuşulan teknik direktörü Mustafa Denizli oldu. Medyada toplam 46 bin 893 haberde yer bulan Denizli, diğer teknik direktörlerin neredeyse iki katı kadar habere konu yapıldı.

    Gazete, dergi, TV kanalı ve haber sitelerini kapsayan aynı araştırmanın sonuçlarına göre; yılın en çok konuşulan ikinci ve üçüncü teknik direktörleri, Fenerbahçe'nin eski ve yeni teknik direktörleri Daum (25.035) ve Aragones (24.482)oldular.

    2008 yılının en çok konuşulan teknik direktörü olan Fatih Terim'in bu yıl listede dördüncü sıraya gerilemesi, yılın önemli gelişmeleri arasındaydı. 2008 yılına oranla haber oranı yüzde 20 düşüş gösteren Terim, toplam 23 bin 869 habere konu edildi.

    -YILIN EN ÇOK KONUŞULAN KULÜP YÖNETİCİSİ AZİZ YILDIRIM-

    MTM'nin raporuna göre, yılın en çok konuşulan kulüp yöneticisi Aziz Yıldırım oldu. Yıldırım yıl boyunca 31 bin 60 haberde yer aldı. Yıl içerisinde en çok konuşulan bir diğer kulüp yöneticisi ise Yıldırım Demirören oldu. Demirören, 24 bin 478 haberle öne çıktı. Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat'ın ise medyada 23.717 haberi çıktı.

    2009 yılında Galatasaray kaptanı seçilen Arda Turan, yılın en çok konuşulan sporcusuydu. Sergilediği başarılı performansların yanı sıra, özel hayatıyla da sıkça medyaya konu olan Turan, yıl toplamında 30 bin 154 haberde yer buldu. Arda'nın ekranlarda kalma süresi ise 76 saat oldu.

    Yılın en medyatik bir diğer spor adamı ise Fenerbahçeli Roberto Carlos'tu. Yıl sonuna doğru Brezilya'nın Corinthians takımına transfer olan Carlos, yıl boyunca 24 bin 605 haberde yer aldı. Geçtiğimiz yılın en medyatik sporcusu olan Alex ise bu yıl listenin üçüncü sırasına geriledi. Alex yıl boyunca 24 bin 292 haberde yer aldı.

    -SPOR DÜNYASINDA YILIN ''EN''LERİ-

    Medya Takip Merkezi;nin (MTM) yılın gündem raporuna göre, spor dünyasının ''en''leri şöyle:

    Yılın en çok konuşulan spor kulübü: Fenerbahçe

    Yılın en çok konuşulan kulüp yöneticisi: Aziz Yıldırım

    Yılın en çok konuşulan teknik direktörü: Mustafa Denizli

    Yılın en çok konuşulan futbolcusu: Arda Turan

    Yılın en çok konuşulan futbolcu transferleri: Mehmet Topuz, Cassio Lincoln, Gökhan Zan ve Tabata oldu.

    Yılın en çok konuşulan antrenör transferi: Frank Rijkaard

    Yılın en çok konuşulan stad açılışı: Mart ayında Başbakan Erdoğan tarafından Kayseri'de açılışı yapılan Kadir Has Stadı.

    Yılın en çok konuşulan basketbolcusu: NBA'de, Orlando Magic'de, sezonun en başarılı takımlarından Cleveland Cavaliers'ı yendikleri karşılaşmada üstün performans sergileyerek dikkatleri üzerine çeken Hidayet Türkoğlu, yılın en çok konuşulan basketbolcusu oldu.

    Yılın en çok konuşulan basketbol takımı: Efes Pilsen Basketbol Takımı

    Yılın en çok konuşulan voleybol takımı: A Milli Bayan Voleybol Takımı

    Yılın en dikkat çekici gelişmeleri: 7. FİBA Bayanlar Avrupa Kupası'nda finalde İtalyan Cras Basket Taranto takımını her iki maçta mağlup eden Galatasaray Bayan Basketbol Takımı şampiyon oldu. 11-12 Nisan 2009 tarihleri arasında İstanbul;da üçüncü ayağı gerçekleşen Dünya Motokros Şampiyonası spor basının markajına giren bir diğer konuydu. 5-7 Haziran tarihleri arasında, İstanbul Park Pisti'nde yapılan Formula 1, Haziran ayında spor basının yakın takibine giren konular arasındaydı. Formula 1 yıl boyunca 1.842 habere konu edildi. İspanya'daki Uluslararası Madrid Maratonu'nda da Türk sporcu Mehtap Sızmaz, bayanlarda birinciliği elde etti.
     
  17. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Beşiktaş'ın, Almanya'nın Hoffenheim takımından kiralık olarak aldığı kaleci Ramazan Özcan, İstanbul'a geldi.


    Tütk Hava Yolları'nın tarifeli uçağıyla Münih'ten İstanbul Atatürk Havalimanı'na menajeri Max Hagmayr ile birlikte gelen Ramazan Özcan, burada basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ''Beşiktaş camiası ile anlaştığım için çok mutluyum. Beşiktaş'ın kaleci problemi vardı. Buradan Rüştü ve Hakan ağabeylerime geçmiş olsun diyorum. Beşiktaş için elimden gelen her şeyi yapmak istiyorum'' dedi.

    Avusturya Milli Takımı'nda da görev alan Özcan, Türkiye'deki hedefleriyle ilgili bir soru üzerine, ''Beşiktaş'ta sakatlıklar nedeniyle kaleci problemi var. Elimden gelen her şeyi yapmak istiyorum. Tabii yine Avusturya Milli Takımı'na da geri dönmek istiyorum'' diye konuştu.

    Özcan, Beşiktaş'ın ikinci yarıdaki yüksek atmosferli maçlarını kaldırıp, kaldıramayacağına yönelik bir soruya da, ''Hepsini kaldırabileceğimi düşünüyorum'' yanıtı verdi.

    Ramazan Özcan, yarın sağlık kontrolünden geçtikten sonra siyah-beyazlı takımın yapacağı çalışmaya katılacak.

    -A MİLLİ OLDU-

    20 Haziran 1984 tarihinde Avusturya Hohenems'de dünyaya gelen Ramazan Özcan, profesyonel kariyerine SC Austria Lustenau takımında başladı. 2003-2006 yıllarını bu kulüpte geçiren genç kaleci, 2006-2007 sezonunda ise Red Bull Salzburg takımına transfer oldu. 2007 yılında Almanya ligi Bundesliga ekiplerinden Hoffenheim'a geçen 1.88 boyundaki kaleci, 2004-2007 yılları arasında Avusturya Ümit Milli Takımı'nın kalesini 25 maç korudu. Yeni transfer, 1 kez de Avusturya (A) Milli Takımı'nda görev yaptı.
     
  18. ENGİN02
    Offline

    ENGİN02
    Yetkili
    Vip

    Kayıt:
    20 Temmuz 2008
    Mesajlar:
    5.186
    Beğenilen Mesajlar:
    2
    Şehir:
    BESNİ
    Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli, şampiyonluk için en az geçen yıl kadar iddialı olduklarını söyledi.


    Beşiktaş Dergisi'nin ocak 2010 sayısına konuşan Denizli, takımına güvenerek bunları söylediğini anlatarak, ''Biz en az geçen yılki kadar bu şampiyonluk yarışında iddialıyız. Bu takım normal çizgisinde olduğu zaman da bu iddiasını gerçekleştirir. Bundan hiç kimsenin, hiçbir Beşiktaşlı'nın şüphesi olmasın. Beşiktaş bu ligin belirleyici takımıdır ve kendi durumunu da yine kendisi belirleyecektir. Geçen yıl kazandığımız unvanları bir defa bizden almaları için olağanüstü çaba sarf etmeleri ve başarı çizgisine yaklaşmaları lazım. Biz ancak ve ancak bütün bunları aldığımız sonuçlarla, oynadığımız futbolla gerçekleştiririz'' diye konuştu.

    Denizli, önlerindeki takımlarla aralarındaki farkların 1-2 maç çizgisine endeksli olduğunu kaydederek, ''Neticede bu takımlarla da biz içerde ve dışarda mücadele edeceğiz. Beşiktaş'ın neyi başarıp neyi başaramadığını da o zaman daha rahat göreceğiz'' dedi.

    ''SON 3 MAÇTAKİ PUAN KAYBINA ÇOK SİNİRLENDİM''

    Ligin başladığında yaşadıkları tablonun normal olduğunu belirten Mustafa Denizli, son 3 haftada 7 puan kaybetmelerine ise çok sinirlendiğini vurguladı.

    Denizli, geçen seneki yolu tekrar yürüyeceklerini anlatarak, ''Ligin başında ve sonunda aldığımız sonuçlarla düşündüklerimizin biraz uzağında kaldık. Ligin başında yaşadığımız tablo normaldi, benim beklemediğim bir tablo değildi. Ancak son oynadığımız Diyarbakır, Manisa ve Bursa maçlarındaki kayıp 7 puan, benim düşüncelerimin çok uzağında bir kayıptır. Ben her şeye optimist yaklaşan bir insanım, ama bu üç maçtaki kayıplara çok sinirlendiğimi açık açık söyleyeyim'' şeklinde konuştu.

    Yine takımlarının bunu telafi etmesinin gerektiğini söyleyen tecrübeli teknik adam, şöyle devam etti:

    ''İki sezon arasındaki en önemli fark; geçen yıl rakiplerimiz bizi belirgin bir korku unsuru olarak görmezken, bu sene korku unsuru olarak görüyorlar. Bunu ikinci yarıda da hissedecekler. Bu durum bizim için zaman zaman avantaj zaman zaman dezavantaj olabilir. Çünkü hepsinin aklında 'Bak geçen yıl bunlar yaşandı. Böyle bir Beşiktaş yine gelecektir' düşüncesi belki onları biraz daha fit durumda tutar. Ama neticede nereden bakarsan bak, bir de bunlarla bizim oynayacağımız maçlar var. Yani artık şampiyonluğun birinci derecede belirleyicisi bu beş takımın kendi arasında oynayacağı maçlar olacak. Peki bizim bu ilk beşle yapacağımız maçlar bizi nasıl etkiler? Tabloya baktığımız zaman üçüne kaybetmişiz; Galatasaray, Kayseri ve Bursa'ya. Fenerbahçe'yi yendik. Böyle bir tablo ikinci yarıda da oluşur mu? Söz konusu değil. Nerede oynarsak oynayalım böyle bir tablo bir daha olmaz. Beşiktaş'ın ilk yarıda bu dört maçtan üç puan alması, ilk yarıdaki puan cetvelindeki yerinde belirleyici unsurlardan biri oldu. Dolayısıyla buradaki tabloyu değiştirecek güce sahip olan bir takım Beşiktaş. Bütün bunların değerlendirmesini tabii ki biz kendi içimizde yapacağız.''

    ''ŞAMPİYON 30. HAFTADA BELLİ OLUR''

    ''30. Hafta'' sözlerine açıklık getiren Denizli, ''Bunu söylediğim zaman herhalde ligin 9 ya da 10. haftasıydı. Bu sene geçen yılki gibi şampiyonluk yarışının son haftaya kalmayacağına, şampiyonun 30. haftada belli olacağına, bu takımın Beşiktaş olmasını da ümit ettiğime vurgu yaptım. Bu benim birinci derecede isteğim. Ondan sonra, çalışarak gerçekleştirebileceğim bir konu. O'nun dışında ilave ettiğim bir söz de var; Beşiktaş tamamen bu yarışın dışında da kalabilir. Ama lig bir şampiyon çıkaracaksa bu sene muhtemelen 30. haftada bu belli olur dedim. Bu sözlerimden, 'Beşiktaş 30. haftada şampiyon' anlamını çıkarttılar. İnşallah... Bir defa da onların dilekleri olsun'' ifadelerini kullandı.

    Denizli, ligin ilk haftalarında Beşiktaş ile ilgili yapılan olumsuz yorumların hakikaten öneminin olmadığına vurgu yaparak, şunları söyledi:

    ''Ne bunlar akıllanır veya doğruyu görüp doğru eleştiri yaparlar, ne de Beşiktaş'ın bu yarıştaki sevgisi, mücadelesi sona erer. Eğer ligi 6 haftada 8 haftada bitiriyorlarsa zaten futbolla ilişkilerinin ne olduğunu söylemeye gerek yok. Burada önemli olan şu; Türkiye'de öyle veya böyle tribün insanı bazı şeylerden etkileniyor. Bu etkilenmeyi ortaya da koyuyor. 1.5 yıldır yedikleri, içtikleri, yazdıkları hangi çizgide olduğu belli olan insanlara, bu insanlar herhangi bir paralellik göstermiyor. Tepki gösteriyor, paralellik göstermiyor. Dolayısıyla onlara benim buradan ekstra bir şey söylemem gereksiz. Beşiktaş'ın ne olduğu ve ne olacağı 6 mı 8 mi yoksa 34 haftada mı belli olur bunu birlikte göreceğiz.''

    ''KAHİN YAKIŞTIRMASI HOŞUMA GİTMİYOR''

    Kendisinin ''Kahin'' olarak gösterilmesinin hiç hoşuna gitmediğini belirten Mustafa Denizli, ''Zaten benimle onların futbola bakış açısını çok açıkça gösteren yargılardır. Bu yargıları ben ortaya koyarken hiçbir şekilde yanılmam diye de koymuyorum. Ben kendi düşüncelerimi, tecrübelerimi ve görünen tablonun analizlerini ileriye dönük olarak yaptığım zaman o sonuçlara varıyorum. Kendi kişisel sonuçlarımı da açıklama cesaretini gösteriyorum. Kendinden korkanlar, kendine güvenemeyenler bu düşüncelerini açığa vuramazlar. Benim onlarla aramdaki fark bu. Onlar düşünceleri, tahminleri varsa bile ancak evde hanımlarına, çocuklarına falan söyleyebilirler; ondan sonra da onlara 'Ben sana dememiş miydim' derler'' diye konuştu.

    ''OMUZUMUZDAKİ APOLETLERİ KİMSE ALAMADI''

    Denizli, davranış biçimi ve duruşunun, Beşiktaş'la ilgili davranış biçimi ve duruşu olduğuna dikkat çekerek, ''Tabii her takımın kendine has özellikleri vardır ama bu duruş Beşiktaş'ta önemli. Beşiktaşlı duruşu diye kamuoyuna verilen bir görüş de var. Biz duruşumuzdan memnunuz. Şu anda sırtımızdaki yükün ağırlığının farkındayız. En yakın süreçte omuzlarında yükü taşıyan, omuzlarında iki apoletli unvanı taşıyan takım Beşiktaş. Daha hiç kimse bunları alamadı. Önce bir alsınlar sonra konuşuruz. O zaman konuşacaklarımız varsa söyleriz'' ifadelerini kullandı.

    ''FENERBAHÇE VE MANCHESTER UNITED MAÇLARI UNUTULMAZ''

    Denizli, bu sezon ilk yarıda yaptıkları Fenerbahçe ve Manchester United maçlarının unutulmayacaklarını söyledi.

    Bu karşılaşmaların sezon sonunda hatırlanması gereken maçlar olarak hafızalarda kalması gerektiğini vurgulayan Mustafa Denizli, şunları kaydetti:

    ''Fenerbahçe maçı büyük bir ihtimalle arşive girecektir, Manchester United maçı da tarihe geçecektir. Yani bunların iki tanesi Beşiktaş tarihi açısından, bir tanesi ezeli rekabet açısından, bir diğeriyse ülke adına çok önemli. Beşiktaş olarak çıkıp kimlik değiştiriyorsun, ülke takımı adına başarıyorsun. Bu sadece senin ülkende hatırlanan bir galibiyet olmuyor, bütün dünyada uzun süre unutulmayacak bir galibiyet olarak hafızalarda kalacak. Tabii ki bunlar benim birinci yarı itibariyle mutlu günlerim. Ama mutluluk futbol takımlarının yarışında, sonuçta yaşanacak olan mutluluktur. Ona da önümüzde 4-5 aylık bir süre var.''

    ''BİR FİLMİN TEKRARI GİBİ BİR SEZON YAŞIYORUZ''

    Taraftarlara yönelik mesajı da sorulan Denizli, ''Bir filmin tekrarı gibi bir sezon yaşıyoruz. Geçen yıl da aşağı yukarı aynı tabloları yaşadık. Sonuç itibariyle söylemiyorum; tribün ve takım görüntüsü olarak söylüyorum. İkinci devredeki Beşiktaş taraftarıyla, Beşiktaş takımının buluşması gerektiğini artık hem onların hem bizim idrak etmemiz lazım. Geldiğim günden beri taraftarla ilgili mesaj vermiyorum. Çünkü bu kadar çok sosyal içerikli, sportif içerikli mesaj üreten gruba karşı herhangi bir mesaj vermeniz havada kalabilir. Çünkü onlar da son derece üretken. Sadece şunu söyleyelim; onlar bizi biliyor biz de onları. Gerisi problem değil'' ifadelerini kullandı.

    2009'daki beklentilerinin 2010'da da devam ettiğinin hatırlatılması üzerine Denizli, ''Tabii hedeflerin yanında en önemli konu sağlık... Ailem, futbolcularım, Beşiktaşlılar ve bütün insanlar için öncelikle sağlık diliyorum. Biz Beşiktaş olarak geride kalan yılda sağlıktan pek iyi not alamadık. Hastalıklar, sakatlıklar Beşiktaş adına çok olumlu bir tablo çizmedi açıkçası. Ama ümit ediyorum ki bütün bunlar bizim hedeflerimizi engellemeyecek'' diye konuştu.

    ''BİR KULÜP BAŞKANININ AÇIKLAMA YAPMASI KÖTÜ BİR ŞEY DEĞİL''

    Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın hakemler hakkındaki açıklamalarıyla ilgili görüşü de sorulan Denizli, ''Bir kulüp başkanının çok sert ifadeler kullanmadığı sürece, bazı şeylerden rahatsızlıklarını ifade etmesi çok kötü bir şey değil. Neticede kulüp başkanları omuzlarında büyük bir yük taşıyan, sorumlulukları tüm camiaya karşı fazla olan insanlar. Tabii Aziz Yıldırım'ın veya bir kulüp başkanının ne söyleyip söylemediği çok önemli değil. Eğer bundan etkileşim varsa karşı tarafı sorgulamak lazım. Herkes çıkıp bir şey söyleyebilir. Bundan niye etkileneceksin ki sen? Bunun üzerine tabii birkaç hatalı karar da olunca hemen üzerine konduruluyor. Aziz Yıldırım'ın bu tür konuşmaları dönem dönem diğer kulüp başkanları tarafından yapılmıştır. Onun üzerine çok fazla durmuyorum'' ifadelerini kullandı.
    AA
     
  19. ats2017
    Offline

    ats2017 Aktif Üye Üye

    Kayıt:
    14 Ağustos 2008
    Mesajlar:
    114
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    bolu
    beşiktaş forvet almalı kesinlikler
     
  20. dimo79
    Online

    dimo79 Guest

    bence forvetten daha önemli hocanın yenilenmesidir.
     

Sayfayı Paylaş