16 Ocak'ta Brezilya'ya giden Aykut Kocaman dün İstanbul'a döndü, bugün ise yönetime, başta Dentinho olmak üzere izlediği isimler hakkında rapor verecek. Daum’la görüşecek olan yönetimden ‘alalım’ kararı çıkarsa, Kocaman ile Cihan Kamer kısa süre içinde yeniden Güney Amerika’ya uçacak. Transferdeki gecikmenin nedeni, Dentinho isminin basına sızmasının ardından hem futbolcu hem de kulübünün istediği rakamların ikiye katlanması... Brezilya’da Corinthians’ın Monte Azul ve Bragantino maçlarını izleyen Kocaman’ın, kulüp başkanı Andres Sanchez ile henüz temas kurmadığı bildirildi. Dentinho’nun Türkiye temsilcisi Ferruh Yılmaz ise Tottenham, Arsenal ve Portsmouth’un Dentinho’yu istediğini ifade ederken, “Fenerbahçe bu transferi bitirirse, büyük iş yapmış olur” yorumunu yaptı. Kaynak: fanatik.com.tr
Spor Emekçileri Sendikası'nı (Spor-Sen) kuran Metin Kurt FANATİK'e çarpıcı açıklamalar yaptı. Kulüplerin çok iyi örgütlendiğini kaydeden Kurt, “Aziz Bey, kendi sınıfının çıkarlarını muazzam savunuyor” dedi. Başta futbol olmak üzere Türk sporunu bataklığa benzeten efsane futbolcu, bunu kurutmak için yola çıktıklarını söyledi. Onunla ilk röportajımı yılar önce Aksaray’da bir çorbacı dükkanında yaptığımda içim sızlamıştı. Türk futbolunda bir döneme damgasını vurmuş efsane bir futbolcuyu kasa taşırken görmek beni oldukça etkilemişti. Gerçi o bundan şikayetçi değildi ama Metin Kurt gibi bir fenomenin böylesine kendi kaderine terk edilmesi de sistemin sorgulanması gereğini bir kez daha gözler önüne seriyordu. O günden sonra Metin Kurt’u bir daha görmedim. Hakkında çok az şey duydum. İnzivaya mı çekilmişti, yoksa 1970’li yıllarda başladığı, ancak 12 Eylül darbesiyle yarım kalan sınıf mücadelesini bir yerlerde yeniden mi alevlendiriyordu, kimse bilmiyordu. Ta ki, geçtiğimiz yılın sonlarına kadar... Önce hayatının bir bölümünü konu alan ‘Gladyatör’ isimli kitapla gündeme geldi. Ardından da Spor Emekçileri Sendikası’nı (Spor-Sen) kurarak yeniden ilgi odağı oldu. Evet, Metin Kurt kaldığı yerden devam ediyordu. Aslında uzun süredir çıkardığı ‘Sportmence’ dergisiyle Türk sporunda yaşanan sınıfsal çelişkileri irdelemeyi sürdürüyordu ama kimse bunun pek farkında değildi. Ama o, her ne olursa olsun üstlendiği misyonu sonuna kadar götürmeye kararlıydı. İlk hedef, Spor Yasası Kendisiyle 9 yıl aradan sonra bir kez daha buluştuk. Buluşma yerimiz Kadıköy’deki Nazım Hikmet Kültür Merkezi’ydi. Oradan dergiyi çıkardığı ve sendika merkezi yaptığı ofisine geçtik. Sanki ilk kez bu işlere kalkıyormuş gibi büyük bir heyecan yaşadığına tanık oldum. Gözleri parlıyordu. Bu kez başaracağına gönülden inanmıştı. Sadece futbolcuları değil, Türkiye’deki tüm sporcuları, spor emekçilerini kapsayan geniş kapsamlı bir örgütlenmeye hazırlanıyordu. Şimdilik 7 kişiydiler. Ama kısa zamanda on binleri bulmayı hedefliyordu. Çünkü Türkiye’de sporcuların, antrenörlerin, spor emekçilerinin başta işsizlik, gelir adaletsizliği ve sosyal güvenceden yoksunluk olmak üzere dağ gibi sorunları vardı. Bunların üstesinden gelmenin tek yolu ise örgütlenmek ve birlik olmaktı. İşte Spor-Sen bu amaçla kurulmuştu. Semih ve Ali Turan olayı Kendisine ilk olarak çalışmalarının hangi aşamada olduğunu sordum. Anadolu turuna hazırlandıklarını belirterek şunları söyledi: “Türkiye’yi karış karış gezeceğiz. Sempozyumlar düzenleyeceğiz. Üye sayımızı arttırdıktan sonra DİSK’e katılacağız. İlk yapmamız gereken Spor Yasası’nı çıkarttırmak. Bu yasayla sporun bir finans-kapital sektörü, sporcuların da birer işçi olduğu tanımlanacak. Ardından da toplu sözleşme hakkını kazanacağız. Futbolcu sözleşmelerinin maksimum iki yıl olmasını sağlayacağız. Sporcular örgütlü olsaydı, Ali Turan ve Semih Şentürk’ün başına gelenler olmazdı.” Türk sporunu bir bataklığa benzeten Kurt sözlerini şöyle sürdürdü: “Şike, bahis, mafya, teşvik primi, kölelik düzeni, futbolcu simsarı, doping... Ne ararsan var. İlk işimiz bu bataklığı kurutmak.” Kulüplerin Aziz Yıldırım önderliğinde çok iyi örgütlendiğini kaydeden efsane futbolcu sözlerini şu şekilde tamamladı: “Aziz Bey, kendi sınıfının çıkarlarını korumakta çok usta. Türkiye’deki tüm sporcular da kulüpler gibi örgütlenmeli. Kapımız herkese açık. Buna Hakan Şükür de dahil. Tabii, sendikamızın prensiplerini, ilkelerini kabul etmesi koşuluyla.” Hamit Turhan / Fanatik Çok Özel Metin Kurt kimdir? 1948 yılında doğan Metin Kurt Galatasaray’ın efsanevi futbolcularından biridir. Brian Birch’lü yıllar olan 1970-1973 arasında Sarı-Kırmızılı formayı giyen Kurt, sağ kanatta gösterdiği performansla takımının 3 yıl üst üste şampiyon olmasında büyük rol oynadı. 37 kez Milli formayı giyen Metin Kurt, futbolcuları sendikal çatı altında toplamak için örgütlediği gerekçesiyle Galatasaray’dan uzaklaştırıldı. Bir dönem de Kayserispor formasını giyen Metin Kurt sol görüşüyle tanınıyor. Kaynak: fanatik.com.tr
Roberto Carlos, Corinthians formasıyla ilk resmi maçına çıktı. 15 yıl aradan sonra ülkesi Brezilya'ya dönen 36 yaşındaki yıldız, Siyah-Beyazlılar'ın 2-1 kazandığı karşılaşmaya ilk 11'de başladı. Carlos mücadelenin 82. dakikasında sakatlanarak, oyunu terk etmek zorunda kaldı. Ancak ünlü yıldızdaki sorunun ciddi olmadığı belirtildi. Pacaembu Stadı’nın tribünlerine gelen 30 bin taraftar, Sambacı lehine tezahüratta bulunurken, Corinthians, Sao Paulo Eyalet Şampiyonası’nın ikinci haftasında sezonun ilk galibiyetini aldı. Kaynak: fanatik.com.tr
Denizlispor karşılaşması, eksik ve cezalı futbolcuların çokluğunun yanı sıra Sarı-Lacivertliler için bir başka açıdan daha büyük önem taşıyor. Çünkü takımın 5 önemli futbolcusu kart sınırında bulunuyor. Emre Belözoğlu, Cristian Baroni, Daniel Güiza, Andre Dos Santos ve Diego Lugano’dan bu akşamki sınavda sarı kart gören ya da görenler, önümüzdeki hafta sonu deplasmanda oynanacak Sivasspor maçında takımını yalnız bırakacak. Sivas’ın sert hava koşulları ve puan cetvelindeki konumu da düşünüldüğünde, bu futbolcuların kart görmemelerinin ne kadar önemli olduğu daha rahat anlaşılabilir. Bu gerçekler ışığında teknik heyet de, 5 futbolcuyu da özel olarak uyarma ihtiyacını hissetti. Cezalarını tamamlayacak olan Gökhan Gönül ile Alex ise Sivas’ta oynayacak. Kaynak: fanatik.com.tr
Fransa ekibinin Sochaux deplasmanında 2-1 kaybettiği maçı izleyen Alman hoca, rakibi hızlı hücumlarla çökertecek. Lille’i, Sochaux deplasmanında 2-1 kaybettiği karşılaşmada çıplak gözle izleyen Christoph Daum, UEFA Avrupa Ligi’ndeki rakiplerinin zayıf ve güçlü yanlarını bir bir not etti. Fransa Ligi’nde 7 hafta sonra yenilgi acısını tadan Lille’i hızlı hücumlarla çökertmeyi planlayan Alman teknik adam, bunu da orta sahada yapılacak pres sonrası kapılacak toplarla gerçekleştireceklerini ifade etti. Fransız takımının dikkat edilmesi gereken derecede tehlikeli olduğunun altını çizecek olan Daum’un, futbolcularına “Yenilmeyecek bir takım değil, ama bunun için sahada çok çalışmalısınız” mesajını vereceği belirtildi. Daum, Lille’i bir kez daha izleyecek. İlk hedef Denizli Tecrübeli hoca, bugünkü Denizlispor maçıyla ilgili olarak ise, “Sezona 8’de 8’le başladık. Aynı şeyi yeniden gerçekleştirebiliriz. Nasıl başlarsak öyle devam ederiz. O nedenle mutlaka 3 puanla ayrılmalıyız” görüşünü dile getirdi. Kaynak: fanatik.com.tr
Sarı-Lacivertli ekip dün akşam Samandıra'da yaptığı basına kapalı idmanın ardından kampa girdi. Daum, Alex’in yokluğunda bu bölgede Özer’i denedi. Semih’in de ilk 11’de yer alacağı bildirildi. İdman dar alanda çift kale maçın ardından iki grup halinde şut ve kanat organizasyonu çalışmalarıyla tamamlandı. Deivid ve Volkan Babacan tesislerde çalışırken, cezalı Alex Daum’dan izin alarak antrenmana katılmadı. Kaynak: fanatik.com.tr
Trabzonspor'dan ara transfer döneminde alınan Gökhan Ünal, kendini hazır hissettiğini belirterek Daum'dan forma istedi Henüz sadece Antalyaspor ile deplasmanda oynanan Ziraat Türkiye Kupası maçında Sarı-Lacivertli formayı giyen golcü futbolcu, “Kadıköy’de taraftarımızın önüne çıkmak için sabırsızlanıyorum. Son söz hocamızın, ama şans verirse kendisini utandırmam” ifadesi kullandı. Kaynak: fanatik.com.tr
Fenerbahçe'den olaylı bir şekilde ayrılan ve şu anda Bologna ile anlaşma sağlayan Appiah, Galatasaraylılar'ı kızdıracak açıklamalar yaptı. Eski takımının Türkiye’nin en iyisi olduğunu ileri süren Ganalı, “Şu andaki kadrolarıyla Avrupa Ligi’ni bile kazanabilirler. Galatasaraylılar belki kızacak ve bana katılmayacak ama, gerçek bu... Ama onlar da, Fenerbahçe’nin her zaman en ciddi rakibi” görüşünü dile getirdi. Sarı-Lacivertli forma altında nice başarılara imza attıklanı vurgulayan Appiah, “Ama en önemlisi, o muhteşem taraftardır. Onların önünde oynamak beni hep heyecanlandırmıştır” dedi. Kaynak: fanatik.com.tr
Fenerbahçe'nin kadro dışı bıraktığı Colin Kazım'ın Toulouse'a transfer olması, Fransız taraftarları mutlu etti. Toulouse kulübünün taraftar sitelerinde yapılan yorumların önemli bir bölümünde, Kazım’ın çok iyi bir futbolcu olduğunu ve takıma çok şey katacağı görüşü hakimdi. Az bir bölümü ise bu transfere, Kazım’ın Fenerbahçe’den sorunlu bir şekilde ayrılmasından ötürü temkinli yaklaştı. ‘Kazım’ın transferinden memnun musunuz’ başlıklı ankette ‘evet’ler yüzde 76, ‘hayır’lar yüzde 6 çıkarken, kararsızların oranı ise yüzde 18 olarak belirlendi. Kaynak: fanatik.com.tr
Sarı-Lacivertli ekip, Denizlispor maçıyla birlikte tam 88 gün sonra 'Süper Lig'de' Kadıköy'de seyircisinin önüne çıkıyor. Taraftarının desteğini ‘ligde’ en son 25 Ekim 2009 tarihindeki Galatasaray derbisinde arkasına alan Fenerbahçe, verilen iki maçlık ceza nedeniyle Kasımpaşa ve Ankaragücü karşılaşmalarını boş tribünler önünde oynamıştı. Bu arada Kanaryalar, ligin ilk yarısında Şükrü Saracoğlu Stadı’ndaki son karşılaşmasını 12 Aralık’ta Ankaragücü ile yapmıştı. Taraftarların büyük ilgi gösterdiği karşılaşmanın bilet fiyatları ise şöyle: Türk Telekom ve Migros Kale Arkası: 44, Fenerium Üst H-I Blok: 88, Fenerium Üst C-D-F-G Blok: 110, Fenerium Alt G Blok: 165, Fenerium Alt B-F Blok: 215, Fenerium Alt C-E Blok: 255, Fenerium Alt D Blok: 265 TL. Kaynak: fanatik.com.tr
2. yarının açılışında Denizlispor'u ağırlayacak olan Fenerbahçe'de eksik çok... Alex ve Gökhan Gönül cezalı, Deivid sakat, Baroni belirsiz, Özer ve Güiza iğne ile çıkacak. Süper Lig’in ilk yarısını Galatasaray’ın 1 puan önünde lider tamamlayan Sarı-Lacivertli ekip, bu akşam Denizlispor’u ağırlıyor. İkinci yarıya da galibiyetle giriş yapmak isteyen Fenerbahçe, bu kritik 90 dakikaya hayli eksik bir kadroyla çıkacak. Alex ile Gökhan Gönül cezaları nedeniyle forma giyemeyecek. Sakat Deivid de takımdaki yerini alamayacak. Toulouse’a kiralanan Kazım’ın yanı sıra kadro dışı cezası devam eden Önder’in yokluğuna alışmaya çalışan Kanaryalar’da, sıkıntı bu kadarla bitmiyor. Bacağında ödem oluşan Cristian’ın durumunun maç saatinde kesinlik kazanacağı öğrenilirken, Özer ile Güiza’nın karşılaşmaya iğneyle çıkacağı belirtildi. Bu arada Semih Şentürk’ün durumu da belirsizliğini koruyor. Daum sıkıntılı Daum’un, Alex ve Gökhan Gönül’ün yerlerine Özer ile Bekir’i sahaya süreceği ifade edildi. Cristian’ın oynayacak durumda görülmemesi halinde ise görev Selçuk’a verilecek. Konuk ekipte sakat Emin, kadro dışı Bangoura ve Afrika Kupası’nda bulunan Koffi yok. FENERBAHÇE Volkan Demirel Bekir Bilica Lugano Santos Topuz Baroni Emre Özer Semih Güiza TD: Christoph Daum DENİZLİSPOR Özden Ahmet Cebe Bajic Çağlar Alparslan Braga Berberoviç Fatih Güray Youla Angelov TD: Hakan Kutlu Stat: Saracoğlu Saat: 20.00 Yayın: Lig TV HAKEMLER: Bünyamin Gezer, Cem Satman, Gökhan Memişoğlu Fenerbahçe-Denizlispor O G B M A Y İç saha 18 16 2 0 59 15 Dış saha19 8 7 4 25 17 Toplam 37 24 9 4 84 32 En farklı galibiyeti: 7-0 1996-1997 34.hafta En farklı yenilgisi: 0-2 (d) 2004-2005 25.hafta En gollü maçları: 6-2 2005-2006 17.hafta Son galibiyeti: 2-0 (d) 2009-2010 1.hafta Son yenilgisi: 0-2 (d) 2004-2005 25.hafta Son beraberliği: 2-2 2006-2007 30.hafta (Not: Tablo Fenerbahçe’ye göre düzenlenmiştir.) Kaynak: fanatik.com.tr
türkiye brezilyalıların gözünde avrupanın katar'ı olarak görülüyor.hele burada fenerbahçenin adını duyan kulüpler 10 milyon dolardan kapı açıyor. ben eminim şu dentinho denilen oyuncuyu gaziantep veya kayseri spor getirsin bu oyuncunun maliyetiı 1 milyon doları geçmez.
Fenerbahçe'deki olağan Yüksek Divan Kurulu toplantısında Nihat Özdemir transfer mesajı verdi... Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri’nde, Yüksel Günay başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda, kulüp başkanı Aziz Yıldırım’ın yanı sıra kulüp yönetim kurulu üyelerinden Nihat Özdemir, Semih Özsoy, Abdullah Kiğılı, Serhat Çeçen, Cihan Kamer, Vedat Olcay, Şekip Mosturoğlu, Yasemin Merçil, Hakan Dinçay, Turhan Şahin, Hüseyin Ersan Topbaş, Murat Özaydınlı ve Mahmut Uslu hazır bulundu. İstanbul’daki elverişsiz hava şartları nedeniyle 90 üyenin katılımıyla başlayan toplantıda daha sonra 205 sayısına ulaşıldı. Hava koşulları nedeniyle üyelerin görüşlerini bildirdiği bölüm kısa tutularak, toplantı erken bitirildi. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan toplantıda gündem onaylandıktan sonra, kulüpte 25, 40, 50 ve 70 yılını dolduran üyelere plaket verildi. Üyelikte 50. yılını dolduran Fenerbahçe Kulübü Yüksek Divan Kurulu Başkanı Yüksel Günay’a plaketini kulüp başkanı Aziz Yıldırım verdi. Daha sonra yönetim kurulu üyeleri kürsünün önüne gelerek, söz konusu yılları dolduran üyelere plaket dağıttı. ÖZDEMİR: "ŞAMPİYONLUK KUPASINI KALDIRMAK ANA HEDEFİMİZDİR" Yönetim kurulu faaliyet raporunu okuyan kulüp başkan vekili Nihat Özdemir, futbol takımının dün akşam ağır hava ve saha şartlarına rağmen Denizlispor’u yenerek ikinci yarıya iyi bir başlangıç yaptığını belirterek, "Bu başarımızı devam ettirip, sezon sonuna kadar liderliğimizi sürdürerek şampiyonluk kupasını kaldırmak ana hedefimizdir" dedi. Ziraat Türkiye Kupası’nda uzun yıllar süren hasrete son vermek istediklerini ifade eden Özdemir, "Bundan sonra oynayacağımız çeyrek final, yarı final ve inşallah final sonrasında uzun yıllardan beri alamadığımız Türkiye Kupası’nı da alarak müzemize koyacağız" diye konuştu. "TRANSFER İÇİN ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR" Fenerbahçeli yönetici, ara transfer döneminde Turkcell Süper Lig’in yıldızlarından Gökhan Ünal’ı renklerine kattıklarını hatırlatarak, transfer çalışmalarının sürdüğünü kaydetti. Özdemir, "Gerekli mevkilere, gerekli transferleri yapmak için ciddi izleme ve görüşme çalışmalarımız devam etmektedir. Teknik direktörümüz Daum, sportif direktörümüz Aykut kocaman, teknik heyetimiz ve sporcularımız tam bir uyum ve takım ahengi içinde bizi de memnun eden örnek bir çalışma düzeni içindedir" şeklinde konuştu. Özdemir, sportif direktör Aykut Kocaman’ın transferle ilgili görüşmeleriyle ilgi basın mensuplarının toplantı sonundaki sorularına, "Az bir süre kaldı. En iyisini yapacağız" şeklindeki sözlerle yanıt verdi. Kenan Evren Lisesi’nin karşılığında yapılacak 3 okuldan ilkinin Küçükbakkalköy’de yapımı tamamlanarak, Milli Eğitim İl Müdürlüğü’ne devredildiğini, çalışır duruma geldikten sonra stadın yanındaki Kenan Evren Lisesi’nin yeni yerine taşınacağını bildiren Özdemir, ikinci okul için Üsküdar’da çalışmaların başladığını kaydetti. Ataşehir’de spor salonu yapılmak için satın alınan arazinin bedelinin nakit ödendiğini belirten Özdemir, bu yatırımın kulüp ile Ülker Grubu işbirliği ve sponsorluğuyla gerçekleştirildiğini hatırlatarak, "Kendilerine teşekkür ederiz. Bu olay Türk spor tarihinin, kulüp ve kurumlarının en büyük yatırımıdır" dedi. Taraftar kart projesinde 175 bin 800 sayısına ulaştıklarını bildiren Fenerbahçeli yönetici, Fenercell projesi için de "En yakın rakiplerimizi katlayarak, 150 bin aboneye ulaşmış durumdayız" şeklinde ifadeler kullandı. "TARAFTARIMIZIN STADA GELİP TAKIMIMIZI DESTEKLEMESİ ŞARTTIR" Nihat Özdemir, toplantının sonunda üyelerin konuşmalarının ardından yaptığı son konuşmada, futbol takımının ana hedeflerine ulaşması için taraftar desteğine ihtiyacı olduğunu kaydederek, taraftarları stada çağırdı. Bir üyenin görüşlerine yanıt vererek, seyircilerin yaptıkları olaylar nedeniyle aldıkları seyircisiz oynama cezalarını da hatırlatan Özdemir, şöyle konuştu: "Bu maçlardan birisinde Kasımpaşa’ya 3-1 mağlup olduk ve şampiyonluk yarışında çok önemli kaybımız oldu. Hepimize görev düşmektedir. Ayrıca taraftarlarımızın da maça gelmesi gerekmektedir. Ana hedefimizi ortaya koyduk. Bilinmelidir ki, bu hedeflere ulaşmamız için taraftarımızın stadyuma gelip takımımızı desteklemesi şarttır. Bunu taraftarımızdan bekliyoruz." Kaynak: fanatik.com.tr
Sportif direktör Aykut Kocaman'ın, Brezilya'ya Dentinho değil, Santos'un 23 yaşındaki orta saha oyuncusu için gittiği ileri sürüldü. Ezeli rakipleri Galatasaray, İngiltere’den Lucas Neill ve Jo Alves’i kadrosuna katarken, kendilerinin sadece Gökhan Ünal’ı aldığını belirten Fenerbahçeli taraftarlar, “Böyle mi üst üste 3 yıl şampiyon olacağız. Adamlar güçlerine güç katıyor, bizimkiler bakıyor” diye homurdanırken, yöneticilerin sürpriz bir transfer peşinde olduğu belirlendi. Bir süre önce Güney Amerika’ya giderek, bazı temaslarda bulunan sportif direktör Aykut Kocaman’ın, yazıldığı-çizildiği gibi Brezilya’nın Corinthians takımında forma giyen Dentinho’nun değil, Santos’lu Madson Formagini Caridade’yi almak için uğraştığı iddia edildi. Brezilya’nın Lance Gazetesi, Fenerbahçe Kulübü yetkililerinin, Santos’un 23 yaşındaki orta saha oyuncusu Madson’un menaceriyle bir araya gelip, teklifte bulunduğu, ardından da Santos kulübü yöneticileriyle masaya oturduğunu yazdı. ‘Yeniden görüşecekler’ Madson’un, Fenerbahçe’nin teklifine sıcak baktığını yazan Lance Gazetesi, Sarı-Lacivertli kulüp yetkililerinin, önümüzdeki günlerde Santos Kulübü’yle yeniden bir görüşme yapacağını ileri sürdü. Santos ile 2012 yılına kadar sözleşmesi bulunan Madson Formagini Caridade, bu sezon forma giydiği 37 maçta 7 gol atarken, 9 da asist yaptı. Geçen yıl Vasco da Gama’dan alınan 1.60 boyundaki Madson’un orta sahanın sağında ve solunda da görev yaptığı, yüksek top tekniğiyle dikkat çektiği kaydedildi. Kaynak: fanatik.com.tr
Hakan Şükür, Fenerbahçe-Denizlispor maçını sizin için yorumladı. Doğal koşullar ve Saracoğlu’nun çok uzun zamandır berbat zemini Fenerbahçe’nin işini maç öncesi zorlaştıran en önemli etkendi. Bu bölümde oyuncuların kontrollü ve dengeli oynamak zorunda kalışları, pas şiddetleri ve koşu zamanlamalarının zor olmasına sebebiyet verdi. Sarı-Lacivertli ekipte Mehmet Topuz ve Bekir’in oyunun son anına kadar sağ kanattaki statik oyunları Fenerbahçe’nin tek taraftan hücum etmesine neden oldu. Vederson ise etkili oynadığı maçta skor yakalayamamanın kurbanı oldu. Sorumluluk aldı Özer’in oyuna girişiyle birlikte üretken oyun anlayışı zemin kötü olsa da etkiliydi. Attığı gol ve sorumluluktan kaçmayışı Fenerbahçe’yi rahatlatan etkendi. Semih ve Güiza’nın kaçırdıkları, Santos, Lugano ve Cristian Baroni’nin Sivas maçı öncesi gereksiz faulleri ve aldıkları sarı kartlarla Türkiye’deki kış şartlarını bizden daha iyi tanıdıklarını hatırlattı. Saydığım sarı kartlı oyuncuların Sivas’ta olmayışları Sarı-Lacivertli ekibi zor durumda bırakabilir. Saha zemini zor olsa da yapılan faullerin iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum.Üstüne Bilica’nın Youla’nın golünde çok bariz bir defans hatası yapışı belki de Fenerbahçe’yi bir kâbusa götürecekken arka arkaya gelen goller terse doğru kürek çeken Sarı-Lacivertliler’in bu zor durumu atlatmasını sağladı. Bu Fenerbahçe için büyük bir moral oldu. Hem de gollerin son dakikalarda gelişi darbelerin konuşulduğu son günlerde diğer rakiplerine büyük bir darbe vurdu. Santos’un golünde maçın en iyi adamlarından biri olan kaleci Özden’in hatasını da söylemekte fayda var. Emre’ye tebrikler Özellikle tebrik etmek istediğim biri var sahada. Son 10 gündür büyük bir duygu yükü altında sahada olmaya çalışan Emre’nin ikinci yarıdaki hücum denemeleri Fenerbahçe için ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu gösteriyor. Kendisini tebrik ediyorum. Güney Amerikalı oyuncuların mevsim değişikliğinden dolayı bugünden önümüzdeki hafta oynayacak olan Sivas maçını düşünüşlerini görmek Digitürk’ün verdiği 321 milyon Doları tekrar gözden geçirmesine sebebiyet verebilir. Yurt dışından gelen oyuncuların, oynadıkları takımların formasını daha bir ciddi şekilde giymesi ve bu tip oyuncuların seçilmesi Türk futbolu adına en büyük hayalimdir. (Bunu Lincoln’de görmüştük) Her şeye rağmen kazanmak güzel. Hakan Şükür Kaynak: fanatik.com.tr
Devre arasında bakıma alınan Şükrü Saracoğlu'nun zemini ikinci yarının ilk maçında yoğun yağmurun da etkisiyle patates tarlasına döndü, tüm çalışmalar boşa gitti. Türkiye’nin en modern stadına sahip olan Sarı-Lacivertliler, Şükrü Saracoğlu’nun zemindeki sorunu bir türlü ortadan kaldıramıyor... Hollandalılar tarafından devre arasında bakıma alınan statın çimleri ultraviyole ışınlarla iyileştirilmeye çalışılmıştı. Fenerbahçe çalışmalar devam ettiği için Tokatspor ile karşılaştığı Türkiye Kupası maçını Olimpiyat Stadı’nda oynamak zorunda kalmıştı. Ancak dün herkes büyük bir sürprizle karşılaştı. Zemini son ana kadar korumaya alan yetkililer maçın başlamasına 2 saat kala çimlerin üzerine serili naylonları kaldırdılar. Futbolcular da şaşırdı Isınmak için sahaya çıkan futbolcular kötü zemin karşısında büyük şaşkınlık yaşarken, karşılaşmanın başlamasından sonra saha patates tarlasına döndü. Özellikle oyunun ilerleyen bölümlerinde futbolcuların top kontrolü zorlaşırken, saha çamur deryasını andırdı. Maçın devre arasında sahaya giren görevlilerin demir çubuklarla zeminde delikler açarak, yağmur suyunu azaltma çalışmaları da sonuç vermedi. Maç öncesi ve devre arasında demir çubuklarla sahayı delip, zemini yağmur suyundan kurtarma çalışmaları da sonuç vermedi. Kaynak: fanatik.com.tr
Sergen Yalçın, Fenerbahçe-Denizlispor maçını sizin için yorumladı. Öncelikle böylesine olumsuz saha ve hava şartlarında mücadele eden sahadaki tüm futbolcuları kutlamak gerekir. Ardından hemen eklemek gerekir ki, birbirinden pek farkı olmayan iki takımdan kazananı, daha çok isteyeni oldu. İlk yarıdaki görüntü, konuk Denizlispor’un hazırlık kampını çok iyi değerlendirdiği ve direnci yüksek, güçlü bir takım hüviyetine bürünmesi yolundaydı. Bu bakımdan hocaları Hakan Kutlu’yu kutlamak gerekir. Ama sadece bu açıdan... Sonrasına geleceğiz elbette, maçın kaybedilmesinde oynadığı başrole! Alex’in yokluğuna çare Fenerbahçe, sadece kontradan kendisine sıkıntı yaratmaya çalışan rakibi karşısında üretkenlikten çok uzaktı. Doğal olarak bir Anadolu takımının korakor bir mücadele yapmasını bekleyemezsiniz. Özellikle de İstanbul’da... Daha da önemlisi, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nda... Sarı-Lacivertli ekip, Alex dışında, ‘üretkenlik bakımından’ tam kadro sahadaydı. Ama oyuna baktığımızda, oyunu kurmakta zorlanan, kanatları kullanamayan bir takım vardı. İlk yarıdaki bu futbolla skor yapması da imkansızdı, öyle de oldu. Alex’in olmaması, özellikle Güiza ve Semih’in daha etkili olmasını engelledi. Kanatlarda da Vederson ve Mehmet Topuz etkisiz kaldı. İlk yarı, Fenerbahçe adına gerçekten çok sıkıntılı oldu. Sadece 7 puanlı bir Denizlispor karşısında oyuna hükmedemeyen bir Fenerbahçe izledik ilk 45 dakikada... Hakan Kutlu’nun eseri Sarı-Lacivertli ekibin, skor üretmek için mutlaka tempoyu artırması gerekiyordu. Peki bu saha ve hava şartlarında bu ne kadar mümkündü, bu da tartışılır. Savunmada biraz Bilica ve Lugano iyi oynuyordu, diğerleri ise vasattı. İleride Güiza ve Semih duvar gibiydiler. Top tutamadıkları için, ping pong maçı görüntüsü vardı... İkinci yarıda Fenerbahçe, mecburen risk aldı. Çünkü kazanması gerekiyordu. Rakibi de öyle, ama güç ev sahibindeydi. Çok çalıştılar ikinci yarıda, bilinçsiz de olsa, bu galibiyeti daha fazla hak eden taraftı Fenerbahçe. Bunda, Denizlispor’un hocası Hakan Kutlu’nun yanlış oyuncu değişikliği tercihlerini de önemli rolü oldu. Elinde Youla gibi biri varsa,ne kadar idmansız olursa olsun kullanmalısın. Bu, en büyük yanlışlarından biriydi Kutlu’nun, hücum oyuncusu çıkartmak da öyle... Böyle davranırsan, rakip savunmasıyla birlikte topyekün üzerine gelir ki, bunun altından kalkmak mümkün değil. Emre atılmalıydı Fenerbahçe, çok önemli bir galibiyet elde etti. Ama bedeli ağır oldu. Çünkü önümüzdeki hafta zorlu Sivas deplasmanında Baroni, Santos, Emre Belözoğlu ve Lugano yok. Aslında Bünyamin Gezer’e dua etsinler. Daha önce ve daha fazla sarı kart görmeliydi Fenerbahçeliler, Emre ise direkt kırmızı kart. Bunları da es geçmemek gerekir. Sergen Yalçın Kaynak: fanatik.com.tr
Serdar Tatlı, Fenerbahçe-Denizlispor maçının hakemi Bünyamin Gezer'i değerlendirdi. girmiş olduğu net pozisyon dışında orta alan mücadelesi şeklinde geçti. 16’da Baroni topa eliyle müdahale edince 42’de de Ahmet Cebe, Wederson’u arkadan tutunca doğru olarak sarı kart gördüler. 25’te Semih oynama mesafesinde nizami olarak topu kurtardı. Ancak hakem yanlış olarak tehlikeli hareket kararı verdi. Buna sinirlenen Semih de topa vurdu. Yine 43’te Emre rakibi ile girdiği pozisyon sonrasında aleyhine faul kararı çıkınca rakibine sert bir hareket yaptı. Bu iki oyuncu da kararlardan sonra hakemin üzerine sinirli bir şekilde gidip bir güzel de azarladılar. Denizlili iki oyuncuya doğru sarı kart gösteren Bünyamin Gezer, bu iki oyuncuya ise sadece bakmakla yetindi. İkinci 45’te oyunda mücadele artıp zemin daha da ağırlaşınca futbolculardan da zaman zaman sinirli hareketler yansıdı. 48’de Emre ile Braga mücadelesinde Braga’ya, 55’te Emre nin rakibi ile mücadelesindeki hareketinde Emre’ye gösterilen sarı kartlar gereksizdi. Santos’un elini kullanarak, Ahmet Cebe’nin yüzüne yapmış olduğu darbe, yardımcı Gökhan Memişoğlu’nun önünde olmasına rağmen devam kararı yanlıştı. Fenerbahçe koyu renk forma ile oynadı. Kısa kollu mavi kaleci kazağı ile maça çıkan Denizli kalecisi Özden, altına koyu renk uzun kollu içlik giymişti. Hakem oyun kuralları gereği buna izin vermemeliydi. Sonuçta Bünyamin Gezer; karşılaşmada gerek faullerde vermiş olduğu kararlarda, gerekse disiplin kuralları gereği verdiği ve vermediği kararlarda başarılı değildi. Serdar Tatlı Kaynak: fanatik.com.tr
Fenerbahçe'nin patronu Aziz Yıldırım, 86'da Özer'in attığı golden sonra müthiş bir sevinç yaşadı ve koşar adımla tribünü terk ederek, kalan anları içeride izledi. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, karşılaşma öncesinde Denizlispor mücadelesinin ikinci yarının en kritik anlarından biri olacağını hatırlatmış, futbolculara önemli mesajlar yollamıştı. Maç da tam başkanın beklediği şekilde gelişti, galibiyet son dakikalarda geldi. Son bölümlere sıkışan goller, tüm Fenerbahçeliler gibi Aziz Yıldırım’ı etkiledi. Skorun 1-1’e gelmesinden kısa bir süre sonra Özer’in attığı gol, başkanı kelimenin tam anlamıyla havalara uçurdu. Müthiş bir sevinç yaşayan Fenerbahçe Başkanı, koşar adım tribünü terk edip, artık alışkanlık haline gelen şekilde kalan anları locadan takip etti. Bu arada cezalı olduğu için maçı kendi locasında izleyen Alex de mutluluğunu eşiyle paylaştı. Kaynak: fanatik.com.tr
Denizli'nin bir kez gelip gol attığını ileri süren Daum, “Böyle bir gol yemek şoktur. O şoktan takımın karakteriyle çıktık” diye konuştu. Fenerbahçe Teknik Direktörü Daum, skor 1-1 olduktan sonra ortaya koydukları karakterle galibiyete ulaştıklarını söyledi. Alman hoca, şu değerlendirmede bulundu: “Zor şartlar altında oynadık. Çok büyük bir mücadele gösterdik, pozisyon ürettik, iyi oynadık. Golü de hakettik. Rakibin en iyi oyuncusu kalecisiydi. Bir kez kalemizin önüne gelip gol attılar. Öyle bir durumda gol yemek, her takım için şoktur. Önemli olan o golden sonra takımın tepkisidir. Orada takımın karakteri ortaya çıkar. Bizim de net bir şekilde karakterimiz ortaya çıktı. Yediğimiz golden sonra oyuncularıma, ‘yeterince zamanımız var. Baskı kurup gol bulabiliriz’ dedim ve öyle oldu. Bugün iyi olmayan şeyler de vardı. Bunu da oyuncularımla konuşacağım. Bir iki kişi eksik olunca kapatılır ama Sivas’ta 4 oyuncunun eksik olması, büyük handikap. Bu, Sivas’ı sevindirecektir. Belki bizi biraz küçümserler. Yeterince zamanımız var. İdmanlarda kimin görev alacağına karar vereceğiz.” Kaynak: fanatik.com.tr