Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu'nca (BTK) hazırlanan "İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar" 22 Ağustos 2011 tarihinde yürürlüğe girecek. Geçen ay açıklanan İnternette Özgürlük Raporu’na göre, Türkiye’nin kötü puanı 42'den 45'e yükseltildi. 22 Ağustos tarihinden itibaren ise Çin; İran, Küba gibi ülkelerle dünya sıralamasının son sıralarında yer alacak. Çünkü kullanıcalar, BTK'nın belirlediği 4 internet filtresinden birini seçmek zorunda bırakılacak. Filtreyi aşmak suç sayılacak. Penguen de "Arama Motoru Müdürlüğü" başlığıyla internet yasaklarını yıllar önce espirili bir dille kapağına taşımıştı.Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin 10’uncu maddesi hükümleri kapsamında, BTK tarafından hazırlanan “İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar Taslağı” 22 Şubat 2011 tarihinde yürürlüğe girecek. 22 Ağustos'ta devreye girecek sistemde internete "BTK" tarafından belirlenen Aile, çocuk, yurtiçi ve standart paket adıyla 4 filtre tipinden biri seçilerek girilebilecek.. Filtreyi aşmak ya da aşmaya çalışmak suç sayılacak. internet servis sağlayıcıları filtrelerin aşılmasını engellemekle sorumlu tutulacak. Aksi taktirde büyük para cezaları verilecek. Bu tür filtre sistemleri işletim sistemleri, internet servis sağlayıcılar ya da internetten bulunabilecek programlar sayesinde isteyen kullanıcılar tarafından zaten istenildiği zaman kullanılabiliyor. Yani zaten kullanıcı böyle bir opsiyona sahip. Ancak BTK'nın uygulamasıyla bu durum bir opsiyon olmaktan çıkıp zorunluluk haline geliyor. BM desteğiyle Freedom House tarafından Nisan 2011 de yayınlanan İnternette Özgürlük Raporu’na göre, Türkiye’nin “kötü puan’ını 42'den 45'e yükselterek” internete erişim özgürlükleri konusunda geriye doğru gitti. 22 Ağustos'tan itibaren yerimiz Çin, İran, küba gibi ülkelerle yanyana olacak. DNS DEĞİŞTİRİLEREK GİRİLEMEYECEK Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Youtube’un yasaklı olduğu dönemde, ‘Ben giriyorum. Siz de yolunu bulun girin demişti. Yani YouTube kapalıyken önceden DNS ile girebiliyordu. Ancak bu paket altında erişimi engellenmiş YouTube'a da girmek mümkün olmayacak. DAVA AÇILDI IPS İletişim Vakfı-Bianet, 13 Nisan 2011 tarihinde “yürütmenin durdurulması” talebiyle, söz konusu usul ve esaslara karşı Danıştay’a iptal davası açtı. Vakıf, Danıştay’a yaptığı başvuruda BTK’nın aldığı yeni kararın yasal dayanaktan yoksun olduğunu ve Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle tanınan temel hak ve özgürlükleri ölçüsüz şekilde kısıtladığını belirtti. Vakıf adına başvuruda bulunan avukat Ayşe Altıparmak, BTK’nın keyfi bir şekilde yasaklı siteler listesi hazırlayabileceğini, çocukları zararlı içerikten korumak için ebeveynlerin yerine devlet eliyle karar verilmesinin doğru bir uygulama olmadığını belirterek, “Gerek Avrupa Birliği gerekse Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Komisyonu çocuklar gibi zarar görmesi mümkün grupları korumak için yasal önlemler almaktansa özdenetim yollarına gidilmesini teşvik etmektedir. Bu nedenle, üye ülkeler ev ve okul bilgisayarları ile internet kafelerde filtre programlarının kullanılmasını teşvik etmeli ama devlet düzeyinde filtreleme girişimlerinden her ihtimalde kaçınmalıdır” açıklamasında bulunmuştu. TWİTTER’DA DÜNYA TRENDİ OLDU 22agustos Türkiye'de trend olarak listeye girerken konuyla ilgili tweet yağdı. Hızla artan tweetlerle birlikte 22 Ağustos dünyada da 1 numaralı trend oldu. Hürriyet
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu'nca (BTK) hazırlanan "İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar" 22 Ağustos 2011 tarihinde yürürlüğe girecek. Bu uygulamayla kullanıcılar BTK'nın belirlediği 4 internet filtresinden birini seçmek zorunda bırakılacak. Filtreyi aşmak suç sayılacak. Filtre kıstasları ise tamamen BTK'nın keyfine göre belirlenecek. Bu uygulama dünyada Çin, Küba, İran gibi internetin "tutuklu" olduğu ülkelerde kullanılıyor. Geçtiğimiz günlerde basının gündemine gelen "yasaklı kelimeler listesi" büyük tepki almıştı. Ancak bu yasaklı kelimeler listesinin buzdağının görünen kısmı olduğu çok geçmeden ortaya çıktı. Dayanağı nedir? 5809 sayılı Kanunun 4üncü 6ncı ve 50inci maddeleri ile 28.07.2010 tarihli ve 27655 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliğinin 10uncu maddesi hükümleri kapsamında, BTK tarafından hazırlanan İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar Taslağı 22 Şubat 2011 tarihinde 2011/DK-10/91 nolu karar ile onaylanarak, İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esasların 22 Ağustos 2011de yürürlüğe girmesine karar verildi. 22 Ağustos'ta devreye girecek sistemde internete devlet daha doğrusu "BTK" tarafından belirlenen 4 filtre tipinden birini seçerek girebileceğiz. Filtreyi aşmak ya da aşmaya çalışmak suç sayılacak. Ayrıca internet servis sağlayıcıları filtrelerin aşılmasını engellemekle sorumlu tutuluyor, aksi halde onlara da ağır para cezaları öngörülüyor. "Ben giriyorum, siz de girin"den "Ben de giremiyorum artık"a... Düzenlemeye göre 4 tip filtre yer alacak. Aile, çocuk, yurtiçi ve standart paket. Her internet abonesi bunlardan birini seçmek zorunda kalacak. Bu filtre tipini internet kafelerde uygulanan "Websense" filtresine benzetebiliriz. Yani sadece internet kafenin belirleyebildiği sitelere girebileceksiniz. Bu tür filtre sistemleriyle içeriğinde sorun olmasa bile birçok sitenin filtreye takıldığı kullanıcılar tarafından biliniyor. Git gide uçsuz bucaksız bir dünya olma yolunda ilerleyen interneti "güvenli internet" sloganının arkasına sığınarak "terbiye edilmiş internet"e dönüştürecek bu uygulamanın dünyada sınırlı sayıda örneği var. Bu örneklerde Çin, Küba, İran gibi internetin sıkı bir sansür altında tutulduğu ülkelerle sınırlı. Bu uygulamayla ilgili olarak Yeni Medya Düzeni için bir makale yazan Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim görevlisi Prof. Dr. Mutlu Binark, 22 Ağustos'ta uygulamaya girecek bu esaslara karşı durulması gerektiğini belirtmişti. Binark bu görüşüne destek olarak bu sistemin internet kullanıcılarını sınıflandırdığını ve bu esaslarla "internetteki zararlı içerikten korunma" adı altında internetin sınırlandırıldığını ifade etti. Bu tür filtreler şu anda da var Bu tür filtre sistemleri işletim sistemleri, internet servis sağlayıcılar ya da internetten bulunabilecek programlar sayesinde isteyen kullanıcılar tarafından zaten istenildiği zaman kullanılabiliyor. Yani zaten kullanıcı böyle bir opsiyona sahip. Ancak BTK'nın uygulamasıyla bu durum bir opsiyon olmaktan çıkıp zorunluluk haline geliyor. Binark, "Bu usul ve esasların arkasındaki zihin örüntüsünün kendi yurttaşını birey olarak görmediğini, onun adına eylemeye muktedir olarak sadece kendini ve kendinin mutlak otoritesini ve bu mutlak otoritenin doğruluğunu gördüğünü belirtmek gerekir. Bu anlamda burada herşeyi bilen muktedir özne BTK ve muteber vatandaşlar da İnternet erişim özgürlükleri ile İnternet ortamında seçme haklarının onların iyilikleri adına ellerinden alınmasına rıza gösterenlerden oluşmakta. Devlet eliyle, filtreleme uygulamasının topyekünleştirilmesine ve zorunlu kılınmasına yol açacak bu uygulamanın benzer örnekleri ancak Çin Halk Cumhuriyeti, Küba, İran, Tayland gibi yurttaşlarının siberuzama erişimini sınırlandıran ve engelleyen ülkelerden verilebilir" diyerek uygulamanın zararlarına dikkat çekti. Binark, "Bu internet filtresi uygulamasıyla, birey korumacı ve kollamacı bu muhafazakar ideoloji tarafından pasifize edilmekte, zihni tek doğru, tek renk, tek söylem çağrısına uymaya, sağduyuya davet edilmektedir. Bu nedenle, Ağustos 2011den itibaren İnternet ortamına erişimde aklını kullanmaya muktedir bireyin akıl ve irade özgürlüğünü elinden alan bu usul ve esaslara karşı durmak, yürürlüğe girmesine itiraz etmek gereklidir" diye de yazdı. Türkiye'de internet nereye gidiyor? BM desteğiyle Freedom House tarafından Nisan 2011 de yayınlanan İnternette Özgürlük Raporuna göre, Türkiyenin kötü puanını 42'den 45'e yükselterek internete erişim özgürlükleri konusunda geriye doğru gitmeyi sürdürüyor. Bu uygulamayla BTK, kimin hangi siteye girebileceğine, hangi blogu okuyabileceğine, hangi tartışma grubuna katılabileceğine kendi kendine karar vermiş olacak. İstediği herhangi bir siteyi, sayfayı kara listeye alarak sizin ulaşmanızı engelleyebilecek. Böyle Türkiye'nin İnternette Özgürlük Raporu'nda kendini İran ve Çin'in arasında bulması sandığınız kadar uzak bir gelişme değil. Standart paket sansürsüz değil mi? En özgür gibi görünen Standart paket de bir filtre paketi ve BTK tarafından belirlenen erişim engellerine ve kara listelere tabi. Yani YouTube kapalıyken önceden DNS ile girebiliyordu. Ancak bu paket altında erişimi engellenmiş YouTube'a girmek mümkün olmayacak. Dava açıldı IPS İletişim Vakfı-Bianet, 13 Nisan 2011 tarihinde yürütmenin durdurulması talebiyle, söz konusu usul ve esaslara karşı Danıştaya iptal davası açtı. Vakıf, Danıştaya yaptığı başvuruda BTKnın aldığı yeni kararın yasal dayanaktan yoksun olduğunu ve Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle tanınan temel hak ve özgürlükleri ölçüsüz şekilde kısıtladığını belirtti. Vakıf adına başvuruda bulunan avukat Ayşe Altıparmak, BTKnın keyfi bir şekilde yasaklı siteler listesi hazırlayabileceğini, çocukları zararlı içerikten korumak için ebeveynlerin yerine devlet eliyle karar verilmesinin doğru bir uygulama olmadığını belirterek, Gerek Avrupa Birliği gerekse Türkiyenin de üyesi olduğu Avrupa Komisyonu çocuklar gibi zarar görmesi mümkün grupları korumak için yasal önlemler almaktansa özdenetim yollarına gidilmesini teşvik etmektedir. Bu nedenle, üye ülkeler ev ve okul bilgisayarları ile internet kafelerde filtre programlarının kullanılmasını teşvik etmeli ama devlet düzeyinde filtreleme girişimlerinden her ihtimalde kaçınmalıdır açıklamasında bulunmuştu. Haber: Sercan Tezcanoğlu (cnnturk.com)
Kişisel haklar ve özgürlükler çiğnenmez umarım. Ama çocukları da korumak için herkes önlemini almalı. TTnet bunun için zaten seçenekler veriyor hatta MSN bile aile koruma programcıklarını ücretsiz veriyor. Bununla birlikte bu programlar (ve çıkarılacak uygulama muhtemelen) hotmail adresini bile kısıtlamaya çalışıyor...
Çocuğu ebeveyni korumakla mükelleftir ve korur. Bunun adı YASAKLAMA'dır, DESPOTİZM'dir, ABDÜLHAMİT SANSÜRÜ'NÜN HORTLAMASI'dır. Bilgi çağında Türk insanına bilgiyi yasaklamaktır, tek tip insan yetiştirme planıdır, rezilliğin daniskası'dır, bu karara cesaret verenler ÇAĞIN YÜZ KARALARI'dır. Engelli sitelere girmek ceza kapsamına alınmaktadır. Fikir, ifade ve inanç özgürlüğüne aykırıdır. Korkaklığın sonudur, yasakçılara her platformda boyun eğmenin sonudur, muhalifleri hapse atan zihniyetin yansımasıdır. Tek ideolojici, faşist baskıdır. Hitler Almanya'sında ancak görülecek uygulamalardır. İleri Demokrasi diye diye dünyanın en aşağılık, en despot, en baskıcı rejimlerinde olan uygulamalarla insanları baskıya almaktır. Özgürlük ve Özgür İrade Düşmanlığı'dır. Lanetli bir kafanın ve temsilcilerinin ürünüdür. YÜZKARASI'dır, Nasıl bir yüz karasına layık bulunduğumuzun resmidir. Daha ne diyebilirim ki, ne desem veya ne kadar desem hep bir eksik kalıyor. Bu kafayı lanetliyorum ama oturduğumuz yerden lanetlemekle sonuç değişmiyor, çözüm AYAĞA KALKMAKTA, bu DESPOTLARA karşı AYAKLANABİLMEKTE'dir, haddini bilmez özgürlük düşmanı yalancı demokratlara hadlerini bildirebilmektedir. Efendilerimiz ne görmemizi istiyorsa onu göreceğiz, onun dışında çok fazla bir şey görmeyeceğiz. Uslu uslu vatandaşlar olun, büyükleriniz ne görmenizi istiyorlarsa onu görün. Gerisi devlet büyüklerimiz sizlerin yerine de görür, "Ben giriyorum, siz girmeyin hem görecek bir şey olmadığına da tatmin oldum, hadi vatandaşçım öpeyim de geçsin" derler olur biter, geçmiş olur.