ingiltere'nin eski başbakanlarından Winston Churchill, "Bir odaya iki ekonomist girerse iki farklı fikir duyarsınız" demişti. 2009 yılına ilişkin ekonomik öngörüler de Churchill'in bu sözünü haklı çıkardı. Geleceğe ilişkin öngörülerde bulunmak, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla gibi birtakım kuru ifadelere dayansa da oldukça heyecanlı bir iş. Ancak bu öngörüler kuruma göre değişiklik gösterebiliyor. Ekonomik krizle özdeşleşen 2009 yılına ilişkin beklentiler de ekonomistlerin farklı görüşlerde olabileceğini ortaya koyar nitelikteydi: "Her şey hesaba katıldığında 2009 yılında Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla'da sadece yüzde 0,2 dolayında bir artış bekliyoruz", "herşey gözönüne alındığında, Gayri Safi Yurt içi Hasıla'nın yüzde altı dolayında azalacağını öngörüyoruz." Binde 2'lik büyüme beklentisi, başka bir uzmana göre, yüzde altılık küçülmeye dönüşebiliyor. Oysa her iki ekonomik öngörü de Almanya'nın önde gelen enstitüleri tarafından hazırlanmıştı. Ancak bu öngörülerin açıklandığı tarihler arasına krizle geçen birkaç ay girdi. Merkezi Halle'de bulunan Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü'nden Prof. Udo Ludwig, 2008 yılının sonbahar aylarında 2009 için hafif bir küçülme tahmininde bulunurken, daha karamsar bir beklenti içinde olan ekonomistler de birbiri ardında küçülme tahminlerini açıkladı. Son noktayı ise Nisan ayında Alman ekonomisinde 2009 yılında yüzde 6 dolayında küçülme beklendiğini belirten Münih Merkezli ifo Enstitüsü'nden Kai Carstensen koydu. Aralık ayı sonuna gelindiğinde ise bu açıklamanın tutarlı olduğu görüldü. "Konjonktür tahminde bulunmayı zorlaştırıyor" istihdam piyasasındaki gelişmelere ilişkin öngörüler de 2009 yılı başında farklılık gösteriyordu. Ancak kısa mesai uygulaması, konjonktürü teşvik paketleri ve hurda primi gibi krizi aşmaya yönelik önlemler sayesinde işsizlik rakamları Almanya'da öngörülen 3 milyon 700 bin seviyesinin altında kaldı. Alman Ekonomik Araştırma Enstitüsü'nün (DıW) Başkanı Klaus Zimmerman, isabetli öngörüde bulunmanın zorluğuna dikkat çekiyor: "Sadece bizim için değil, tüm enstitüler için bir sorun bu. Bu, kurumların, bilimin sorunu değil, konjonktürle ilgili bir konu. ileriye dönük öngörülerde bulunulamıyor." Farklı tahminlere rağmen, ekonomi aktörleri birtakım rakamları baz alıyor. Alman hükümeti iki yıl önce, sekiz araştırma kurumundan oluşan bir grup kurmuştu. Büyük oranda kamu gelirleri ile finanse edilen düşünce kuruluşları arasında Kiel'deki Dünya Ekonomisi Araştırma Enstitüsü, Essen'deki Ren Vestfalya Ekonomik Araştırmalar Kurumu, Viyana'dan ve Zürih'ten ekonomistler ve sendikalara yakınlığıyla bilinen Hans-Böckler Vakfı da bulunuyor. 2010 yılında işsizlik artacak Alman Ekonomi Bakanlığı, 2010 yılı için de bu kurumların katkısıyla ekonomik öngörüler hazırladı. 2010 yılı için mütevazı büyüme tahminlerinde bulunan kurumlar, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'da yüzde 0,8 ila yüzde 1,3 arasında bir büyüme bekliyor. Öngörülere göre Almanya'da işsizlik ise 2010 yılında dört milyon eşiğinin üzerine çıkacak. (Deutsche Welle)
